GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Cumhur BULUT
YAZARLAR
26 Ocak 2021 Salı

Millet Düşmanları, enternasyonalistler, bölücüler ve gizli ajandalar

Fıkra bu ya Doğu Almanya yıkılmadan bir hafta önce Doğu Berlin’de derse giden Edebiyat öğretmeni Starnikof sınıfa sormuş;

“Şimdi kim bana güzel bir cümle kurmak ister?”

Sınıfın kurnaz öğrencisi Hans hemen parmak kaldırmış ve söz almış;

“Bizim kedi beş yavru doğurdu beşi de Kızıl Komünist.”

Komünist Öğretmen Starnikof bu cümleyi çok sevmiş ve Hans’a 10 vermiş…

Aradan bir hafta geçmiş. Komünizm çökmüş, Berlin Duvarı yıkılmış…

Öğretmen Starnikof yine aynı sınıfta derse geçen hafta kaldığı yerden devam ederken sormuş;

“Şimdi kim bana güzel bir cümle kurmak ister?”

Sınıfın kurnaz öğrencisi Hans yine el kaldırmış ve söz almış;

“Bizim kedi beş yavru doğurdu, beşi de Sosyal Demokrat”…

***

Aslında her şeyi özetleyen bir fıkra bu… Eski komünistler şimdi sosyal demokrat…

Tabii ki arada meselenin derinliğini bilmeden “sosyal demokrasi” ifadesinin cazibesine kapılıp gidenler de var.

Onları mazur görmek ve samimiyetlerine inanmak boynumuzun borcu.

Fekat, meselenin dehlizleri çok tehlikeli. Bu konuyu sürükleyenler ve liderlik yapanlar “sosyal demokrasi maskesi” altında neler gizlendiğini çok iyi biliyorlar.

Bilhassa batı merkezli olan “Sosyal Demokrasizm” e dikkatlerinizi çekmek isterim. Hani Sömürgen Batının Asya, Afrika ve Ortadoğu Ülkelerine demokrasi getirme adımları var ya işte tam da onun gibi…

Bunların mümeyyiz vasfı da Milliyetsizlik ve enternasyonalizm.

Yani millet, milliyet, bayrak, vatan, aile ve din gibi değerleri kabul etmeyerek düşmanlık…

Hani o çok iyi bilinen Marksist öğretinin düşünceye pranga vuran Üst Yapılar tasavvuru…

Ya da Marx’ın bir Brujuva Paradikması olarak ele aldığı milliyetçilik…

Belki de Marx “İşçilerin Vatanı yoktur” diyerek aslında onları beynelmilel bir köle gibi kavraması da bundandır kim bilir… Doğru ya, işçi kim ki, bir vatanı olsun, mukaddesatı olsun ve değerleri olsun. O sadece çalışsın, Komünist Polit Büroyu beslesin!”

Neyse Marksist eleştiriyi bırakıp konumuza dönelim.

“Mesela bunlara göre Atatürk Türk Milliyetçisi ve millet gerçeğine inanan biri olduğu için düşünemeyen bir adamdır.”

O sebeple Atatürk’ü hiç ama hiç sevmezler!

Çünkü;

Bir, Ulu Ceddim Mustafa Kemal Atatürk milliyet gerçeğine inanmıştır ve bütün hareket ve nihai noktası Milliyetçiliktir. Vatanın ve Milletin bölünmezliğini savunmuştur. Eyalet ve federasyon gibi fikirlere şiddetle karşı çıkmıştır.

İki, İstiklal Savaşımız boyunca Komünist SSCB’yi çok iyi oyalamış, kullanmış ve komünist olmadan Türk Milli Devletini kurmuştur.

Sonra da Komünizm ile ilgili fikirlerini “Komünizm Türk Milleti için en büyük düşmandır, nerede görülse başı ezilmelidir” diyerek deklare etmiştir. İnanmazsanız Mustafa Suphi’ye sorun…

İşte bu yüzden cümle Kürtçü Bölücüler ki komünist menşeli oldukları için, Atatürk ve Türk ile ilgili her şeye düşmandırlar.

Tabii ki diğer komünistler de öyle…

Ha bu arada Atatürk, Türklük, Milliyet ve vatan ilgili değerlerimize tek düşman olanlar da bu arkadaşlar değildir.

Siyasal Ümmetçiler, Liberaller ve dahi Siyonistler de mukaddesatımıza aynı kıvamda düşmandırlar.

O sebeple bir siyasal ümmetçiyle bir komünisti aynı Türkiye düşmanlığı bistro massında baş başa görebilmek mümkündür.

Bir Bölücü Kürtçü ile bir Komünisti, Siyonisti ve hatta liberali de yine aynı Türk Düşmanlığı masasında görebilirsiniz… Ve Sosyal Demokratları da!

Şimdi şehrimiz ve ülkemizde bazı olayların bazı kişilerle nasıl ve neden yürütüldüğünü de rahatlıkla anlayabilir; hangi ajandaların, hangi sayfalarının teker teker açıldığını da kolayca görebiliriz!

Kapitalist Küreselcilerle Sosyal Enternasyonalistler nasıl olur da böyle omuz omuza yürüyebiliyorlar diye düşünenler de konuyu böyle ele alırlarsa çok rahat kavrayacaklardır.

Haydi şimdi yerele gelelim…

Mesela Pagos ısrarı…

Merkezi Hükümete yani üniter devlete başkaldırı…

Şehre ait bayrak ve para çıkışıyla eyalet özlemi…

İzmir Büyükşehir Belediyesinin bilmem kaçıncı katında bölücülerle gizli toplantılar yapılması…

Anayasamızın değiştirilemez ilk üç maddesine olan saldırılar…

Ve bütün bunları yapanların birbirine uzak görünse de nasıl da yan yana geldiği…

***

Şimdi bunları niye mi yazdık. Bundan sonra yazacaklarımıza mukaddime olsun diye…

Ne, bir ip ucu mu vereyim? Tamam, veriyorum öyleyse; “Sosyal Demokrasi: 4.0 ve …” desem mesela…