GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
11 Aralık 2019 Çarşamba

Merkeze taşınan mütedeyyinler

Erdoğan’ın iktidara gelişini ifade eden önemli uygulamaların belki de başında geliyor, merkezin mütedeyyinlere açılması. Ve bu politika, Erdoğan ve partisinin yıllardır iktidarda tutunmasını sağlayan belki de en önemli etken.

Cumhuriyet devriminin ihmal ettiği, sistemin kıyısında kendi haline bıraktığı toplumsal katmanların merkezde kendilerine ne ölçüde yer açabildikleri bir muamma olmakla birlikte, önemli değişim projelerinin yolunun böylece açıldığı muhakkak.

Öte yanda, Erdoğan’ın bu değişimi yönetme biçimine bağlı olarak meydana gelen toplumsal yarılma, doğu ile batı arasında oluşan gerilim hattında hareketsiz kalan Türkiye’yi hiç olmadık maceraların içine sürükleyebilir.

Yeni Türkiye serüveninde islamcılar toplumun ve devletin islam normlarına göre inşasında çok kararlı; “Durmak yok, yola devam!” diyorlar.

Yola devam da, sistemin çevresinde yaşamaya alışık olan mütedeyyinler, Erdoğan yönetiminde, sistemin merkezinde kendilerine yer bulmaya başlayınca, bu gelişmeyi yeni kültür politikalarıyla destekleme ihtiyacı ortaya çıktı.

Gündelik hayatlarının akışı ve tüketim alışkanlıkları değişmeye başlayan merkezin yeni sakinlerinin, islamlaşmaktan ziyade sınıf atlamayı tercih etmeleri, bu ihtiyacı ortaya çıkardı.

İslamcı zemin sıçrama tahtasına dönünce, kültür politikalarındaki boşluk fena halde sırıttı.

Gelin görün ki o politikalar kolay oluşmuyor. Erdoğan istedi diye yeni bir islami kültür denemesine ikna olacak gibi değil, mütedeyyinler. Hele bu topraklarda müslümanların bin yıllık yaşanmışlığı varken… Yerini bulmuş teamülleri selefiliğin yeniden yorumlaması pek kabul görecek gibi değil. Özellikle de itiraz kültürünü destekleyen islami yaklaşımlar, devlet tarafından rehabilite edilmek fikriyle çatışıyor.

AKP iktidarı, kadınların örtünme hakkını güvence altına alırken, bir şey daha yaptı; sosyal zemini islamlaştırmak için verilen mücadelede, kadınların sokağa çıkmasını sağladı.

Kadınların sokağa çıkışının kısa vadede islamcı harekete önemli katkıları olduğu muhakkak; fakat AKP sokağın özgürleştirdiğini unutunca, beklenmedik sorunlarla karşı karşıya kaldı; Deizm, özellikle islamcı çevrelerde, gençlik içinde yayılmaya başladı.

Siyasallaşan bütün sosyal gruplarda tüketim kültürünün dönüştürücü gücü, ideolojik etkiyi bir süre sonra amacından uzaklaştırıyor. Dünya nimetleri kişiye kendi ideolojisini dikte ettiriyor.

İdeolojik tahakküm ve tüketim kültürünün tahakkümü arasında gidip gelen kişi, durumuna mazeret üretmekle geçiriyor ömrünü.

Mütedeyyinler de, islamcı ideolojiden hareketle değişe dönüşe modern hayatla haşır neşir, dünyevi zevklere dalacaklar. Dünya nimetleriyle tutarlı ilişki sürdürmek hiç kolay değil.