GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
7 Aralık 2019 Cumartesi

Memleketimizin 482 yıl önceki hâli

Matrakçı Nasuh… Üzerinde yaşadığımız coğrafyanın, bu kadim toprakların çok değerli bir insanı. Anadolu’da yetişmiş ve üretmiş bir büyük sanatçı… Geleneksel (Kök)      sanatlarımızdan “Kitap Resim Sanatı Minyatür”de, kendine özgün bir üslup yaratarak, dünya sanat tarihine önemli izler bırakmış çok yönlü bir dehâ… Osmanlı İmparatorluğu’nun 10. Padişahı Kanûnî Sultan Süleyman döneminin Saray Sanat Atölyesi’nin başındaki kişi…

Yıl 1533… Kanûnî Sultan Süleyman ve yönetimindeki büyük ordu, Irak-İran seferi için İstanbul’dan yola çıkar. Ve bu sefer 1536 yılına dek sürmüştür.

Yıl 1537… Kanûnî döneminde Saray Nakkaşhânesi’nin baş nakkaşı olan Matrakçı Nasuh ve ekibi, minyatürlü bir el yazması kitabı üzerine çalışırlar. Kitabın uzun adı ile “Menâzîl-i Seferi Irakeyn-i Sultan Süleyman Han”. Kısa adı ile “Menazilname”… Irak seferinde ordunun içinden geçtiği, konakladığı ve ziyaret ettiği 130 yerdeki şehir ve binalar, bu kitapta,  topografik minyatürler olarak çalışılmıştır. Fotoğrafın olmadığı dönemden bugüne, bizlere çok kıymetli belgeler sunan bu kitabın tek orijinal nüshası, halen İstanbul Üniversitesi Nâdir Eserler Kütüphanesi’nde, T 5694 kayıt numarası ile muhafaza edilmektedir. Bu anlamda şanslı olduğumuzu söylemeliyim.

Yıl 2019… Ve bir önceki gece… İzmir Resim Heykel Müzesi’nde, Sevgili dostumuz Figen Gürsoy ve (atölyesinin değerli sanatçıları Filiz Süllü, Müge Nisari, Ufuk Tekin, Şule İşbilen, Yeliz Yılmaz’dan oluşan) ekibinin sergisi açıldı. Sergi geçen ay Ankara’da açılmıştı, Şubat’ta da İstanbul’a gidecek…

İzmir’de Figen Gürsoy Atölyesi’nde, minyatüre sevdalı altı arkadaş el ele veriyor ve 482 yaşındaki Menazilname’nin içerdiği tüm minyatürleri, reprodüksiyon olarak yeniden çalışıyorlar. Büyük bir özveri, özen ve sabırla… Ortaya son derece kayda değer müthiş bir iş çıkarıyorlar. Hem on parmağında on marifeti olan büyük bir ustayı yâd etmemize vesile oluyorlar, hem de unutulmaya yüz tutmuş minyatür sanatını gündemimize taşıyorlar. Buradan emeği geçen herkesi kutluyorum.

***

Aynı zamanda özgün minyatürler de üretmekte olan grup, Matrakçı Nasuh’un Menazilname kitabındaki 116 parçalık bir seri oluşturan tüm minyatürlerini yeniden çalışma amacını şöyle anlatıyor: “İçinde bulunduğumuz ‘Farkındalık Yüzyılı’nda, bütünüyle Anadolu topraklarında mayalanmış ve demlenmiş bir minyatür üstadı olan Matrakçı Nasuh’un yeryüzünde üretilmiş binlerce resim arasından kolaylıkla seçilebilecek ‘Özgün Üslubu’ ile ürettiği minyatür sanatının en önemli eserlerinden biri olan bu kitaba dair, daha yaygın bir farkındalık geliştirmek ve genç nesillerle bu sanat eserlerini buluşturmak. Kültür tarihimizin en kıymetli parçalarından biri olan bu muhteşem kitaptaki minyatürlerin ilk kez tamamını, reprodüksiyon olarak üreterek tanınmasına, bilinmesine katkıda bulunmak.”

 

Önemli bir konu da, bu projeye Kültür Bakanlığı’nın destek vermiş olması ve bu eserlerin üç büyük kentimizde sergilenmesi. Sergi, İzmir’de 22 Aralık tarihine kadar açık. Yolunuzu, mutlaka İzmir Resim ve Heykel Müzesi’ne düşürün ve bu benzersiz sergiyi kaçırmayın derim.   

***

Serginin açılışında dostlarını ağırlamaktan fırsat bulduğu bir anda, asıl mesleği hekimlik olan Figen Gürsoy ile bir iki kelam edebildik. Sevgili Figen, eserlerin bire bir reprodüksiyon olduğunu ve ellerindeki kaynaklardan aynı boyutta çalıştıklarını söyledi.

Menazilname’nin tek orijinal nüshasından 1976 yılında Prof. Dr. Hüseyin Gazi Yurday hocanın çalışmış olduğu bir kitap ile Prof. Nurhan Atasoy’un 2015’teki çalışmaları, İzmirli çağdaş minyatürcülere ilham vermiş.  “Peki bu cânım eserler ne olacak?” diye sordum. Yanıtı, “Geleceğini bilemiyoruz!” oldu.

“Bu seri bir sanatsever tarafından tamamen satın alınırsa ne âlâ… Ancak dağılmasına da izin vermemek lazım.” deyince ben; Figen Gürsoy, “Kesinlikle dağılmasına izin vermeyeceğiz. Bu seri tam bir bütün olarak korunacak. Ama arzu edenlere tek tek çalışabiliriz, sipariş veren olursa…” diye karşılık verdi.

***

Gerçekten de Matrakçı Nasuh’un yaptığı seyahatlerden izlenimleri iyi ki elimizde, iyi ki haberdârız, iyi ki korunuyorlar. … Evliya Çelebi’nin Seyâhatnâmesi var, ama maalesef ondan hiçbir görsel yok bugün elimizde. Matrakçı Nasuh’un eserleri, aynı zamanda bir seyahatnamenin görselleri, yani müthiş bir belgesel...

Atölyede çalışırken neler hissettiklerini de sordum Figen Gürsoy’a, şöyle yanıtladı sorumu:  

“Buradaki 116 çalışmanın 90 adedini kendim çalıştım. Kalan 26 çalışmayı da ilk öğrencilerim olan, ama şimdi yol arkadaşlarım da olan öğrencilerime dağıttım. Onlar da olsun bu lezzetin içinde istedim. Gördüm ki, Matrakçı Nasuh sevdası onlara da sirayet etti. O nedenle onlar da çok keyifli çalıştılar. İyi bir yolculuktu. Çok büyük bir aşk ile çalıştık. Çok severek çalıştık.

Şu an her ziyaretçiyle birlikte yeni bir şey keşfediyoruz çalışmalarımıza baktığımızda. Herkes kendi doğduğu ya da ziyaret ettiği illerin ya da ilçelerin 482 yıl önceki hallerini görüyor. Ve biz de görüyoruz ki, bu onları çok heyecanlandırıyor. Biz de heyecanlanıyoruz doğal olarak.”

İstanbullu okurlar için de not düşeyim. Bu mükemmel eserler 20 Şubat- 15 Mart tarihleri arasında, İstanbul’da, Türk ve İslam Eserleri Müzesi - İbrahim Paşa Sarayı’nda tekrar sergilenecek.

Adı bilinen ve bilinmeyen tüm minyatür ustalarına, benden de hürmet ve şükranla…