GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
8 Ağustos 2020 Cumartesi

Little Boy-Minik Oğlan

Minik oğlan…

Saf…Anasının kuzusu, babasının veliahtı…Umut…Gelecek…

Tek derdi bir topun peşinde olmak, dondurma yalamak, kırmızı bisikleti sürmek, ağaca tırmanmak, meyveyi ısırarak, elleri yapış yapış, suyunu üstüne başına akıta akıta, ağzını şaplata şaplata yemek olan minik bir oğlan çocuğu...

Nasıl 140 bin kişinin katili olabilir?

İnsanlık tarihinin en utanılacak en büyük kara lekesi “Hiroşima Patlamasına” sebep olan B-29 bombardıman uçağından bırakılan uranyum-235 tipi bombanın ismiydi Little Boy. (minik oğlan)

“Minik oğlan” 10 yaşındaki hem cinslerinden yaklaşık 2 kat daha büyüktü. 

“Minik oğlan” Hiroşima’ya 43 saniyede düştü ve 600 metre yükseklikte patladı.

“Minik oğlanın” düştüğü noktanın 500 metre çapındaki daire içinde kalan insanların yüzde doksanı saniyeler içerisinde öldü.

“Minik oğlan”ı Hiroşima’ya atan uçağın ismi “Enola Gay” uçuran pilot Paul Tibbets’in annesinin ismiydi. Pilotla yıllar sonra yapılan röportajda hiçbir pişmanlık duymadığını, görev verildiğinde yine yapabileceğini belirttiğinde 89 yaşına gelmişti. Ölümüne sebep verdiği “Shinici” isimli minik oğlan en sevdiği bisikletiyle gömüldüğünde sadece 3 yaşındaydı…

“…bebek olan kardeşim öldü. Ertesi gün ablam öldü. Odun toplayıp yaktık bedenlerini…Her taraf ölü doluydu zaten…ne doktor vardı ne din adamı…Annem çok üzgündü kendi elleriyle çocuklarının cesetlerini yakmıştı…on gün sonra annem öldü…”

Hibakusha’ların anılarından…Atom bombasından kurtulanlar böyle adlandırılıyor ülkelerinde…

Usta şair Nazım Hikmet Ran, Hiroşima’ya atom bombası atıldığında sadece iki yaşında olan ve her hangi bir sağlık sorunu yaşamayan, ancak 12 yaşına geldiğinde birden hastalanan ve kan kanseri teşhisi konulan Sadako Sasaki anısına “Kız Çocuğu” adlı şu şiiri yazmıştı.

Dünyaca ünlü piyanistimiz Sevgili Fazıl Say da bu duygu yüklü umutsuz haykırışı muhteşem notalarına, gözyaşlarını titreten ezgilere dönüştürmüştü.

Kapıları çalan benim

Kapıları birer birer.

Gözünüze görünemem

Göze görünmez ölüler.

 

Görünmüyor ölüler…

İlkokula giden çocukların  “Sayı fasulyeleri”  gibi rakamdan ibaret kaybedilen canlar… 20 şehit, 150 bin kayıp, 3 milyon ölü…

**

Hiroşima’da öleli

Oluyor bir on yıl kadar.

Yedi yaşında bir kızım,

Büyümez ölü çocuklar

**

Büyüyemeyen ölü çocuklar, akıllanmayan siyasetçiler, engellenemeyen açgözlülükler, rahat durmayı bi türlü öğrenemeyen medeniyetler…

**

Saçlarım tutuştu önce,

Gözlerim yandı kavruldu.

Bir avuç kül oluverdim,

Külüm havaya savruldu.

**

İnsanlığın külleri havaya savruluyor, iyiliklerin, güzelliklerin, sanatın, doğanın  değeri bilinmiyor…Kötü olan kazanıyor. Güçlü kendini dev aynasında görüyor. Haksız kazançlar haklı masumane mücadeleleri umursamıyor…

Her şeyin bir fiyatı var, insan hayatı ise en ucuz olanı…

**

Benim sizden kendim için

Hiçbir şey istediğim yok.

Şeker bile yiyemez ki

Kâat gibi yanan çocuk.

**

Çocukların çığlıkları hep daha iyi bir Dünya için…Bir tatlı huzur için…Korkusuzca gözlerini yumabilecekleri huzurla uyuyabilecekleri yıldızlı bir gökyüzü için…

Bir avuç şeker tadında Dünya için…

Barış demek şeker demek… Barışın adı şekerin tadı…

Renk renk karamelli, vişneli, naneli, çilekli, limonlu bazen acı tatlı, bazen kahve aromalı…

Birbirinden farklı ama ayrımı olmayan “keşfedilmek üzere” heyecanla jelatinlerini açıp sürprizlere hazır olduğun avuç avuç kucakladığın zıtlıklar

Aynı anda ağzının içinde patlayan farklı lezzetler…

**

Çalıyorum kapınızı,

Teyze, amca, bir imza ver.

Çocuklar öldürülmesin

Şeker de yiyebilsinler.

**

Ne dil, ne din, ne ırk, ne soy, ne yaş, ne tahsil, ne sınır, ne para, ne cinsiyet…

Şekerimi ver, renk renk tat tat…

Ağacımı ver, kuş seslerimi, yayladan esen rüzgârımı, dağdan gelen temiz suyumu ver…

Nefesimi ver, kahkahamı ver, önyargılarınla kirlenmemiş düşüncelerimi ver…

Şarkılarımı ver, balonumu uçurtmamı ver…

Barışımı ver, huzurumu ver, hayata karşı güvenimi geri ver…

Ama içinde çocuk geçen bir bombayı istemem…

Ne geçmişte ne de gelecekte bir bomba olarak anılmak istemem…

Geçmişten ders alacak ben değilim…

Geçmişim ne ki bu dünyada! Daha yeni geldim…

Bana GELECEĞİMİ ver...

Bana Hayallerimi ver…

 

Müzik Önerisi : Kız Çocuğu _ Nazım Oratoryosu Albümü -Fazıl Say / Gökçe Çatakoğlu / Nazım Hikmet Korosu