GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
30 Ekim 2020 Cuma

Küresel veya ülkesel

Gezegenimiz, kapitalist sistemde, eko sistemde ve sağlık sisteminde ortaya çıkan eş zamanlı bunalım sonucu Doğu-Batı ekseninde oluşan gerilim hattında, Araf zamanlarını yaşıyor.

Küreselleşen Batı Bloku ile ülkeler arası işbirliğine dayalı Doğu Bloku arasında, yeryüzü egemenliği için mücadele tırmanıyor.

Öte yanda, kapitalizmim tarihsel sonuna, uygarlığın çöküş alametlerine ve pandemi kuşatmasına rağmen, büyük uygarlık gösterisidüşe kalka sürüyor. İnsanlık, bu gürültü ve görüntüden ibaret gösteriyi sorgulamak için elan bekliyor.

Laik, dindar, modern, muhafazakâr, ilerici, gerici…Bu kavramların hepsi de uygarlığın getirdiği, tarım devrimiyle başlayan ve sanayi devrimiyle zirve yapan sürecin ayrılmaz parçalarıdır.

Ne ki toplumlar, bütün ile parçalarının homojen olmak zorunda olmadığının farkında değiller. Ve bu sorunlu algı nedeniyle, ayrıştılar, düşmanlaştılar.

Kamusal alantam da bu nedenle, ülkede barış içinde bir arada yaşamiçinöngörülmüşolmakla birlikte, kamusal yaşamı mümkün kılan mutabakat da birçok ülkede artık yürümüyor.

Yeryüzü yeni bir çağa yelken açtı. Bir çağdan bir çağa geçişin bütün öncülleri zuhur etti. Ve geçiş sürecinin çok sancılı olacağı artık meçhulümüz değil.

Gündelik hayattan, o bildiğimiz “normal” elini ayağını çekiyor. “Yeni normal”, kamusal yaşam normlarını yeniden oluşturmaya başladı. Uzun yıllar dilimize doladığımız “paradigma çökmesi” gerçek oldu. Ve yeni değerler sistemi ufukta…

Yeryüzü ahvali böyle olunca, aklımıza düşen soru; Ne yapmalı? Nasıl yapmalı?

Kurulmakta olan Dünya düzeni, getirecekleri itibarıyla insanlığı ne kadar mutlu eder, orası meçhul. Ancak değişim kaçınılmaz.

Ve ülkenin yeni sistemde nerede yer alması gerektiğine dair toplumsal mutabakata ihtiyacımız var.

Yeryüzü değişime hazırlanırken, özellikle son yirmi yılda, Türkiye zaman kaybetti.

Yanı sıra, iki blok arasında yaşanan gelgitler, karar süreçlerini olumsuz etkiliyor.

Toplumsal mutabakat sağlanması halinde, kayıp zaman bir ölçüde telafi edilebilir ve Türkiye, sistemde görece etkili bir konuma sahip olabilir.

Kavgaya değil ama konuşmaya ihtiyacımız var. Ayrışanları bir araya getirecek, Dünya problemleri üzerine bir arada düşünmeyi ve konuşmayı mümkün kılacak koşulları oluşturmanın zamanı geldi.

Doğu Bloku’na yakın cenahta, ulusalcılar, milliciler, dindarlar ve iktidara yakın sermaye grupları bir araya geliyor.

Batı Bloku’na yakın cenahta, küreselciler, liberaller, sosyal demokratlar, Kürt hareketi, İstanbul burjuvazisi bir araya geliyor.

Dünya ölçeğinde bloklaşmanın etkisiyle ortaya çıkan kutuplaşma çığırından çıkmadan, siyasal alanda uzlaşma arayışları başlamalı. Tren kalkıyor.