GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Muhittin AKBEL
YAZARLAR
24 Kasım 2020 Salı

Korona salgınında dersimiz, Türkçe

Geçtiğimiz hafta sonunu, yeni yasaklarla geçirdik.

Sosyal medyada bile alay konusu oldu, o yasaklarla ilgili açıklama metni...

Herkes birbirine soruyor, "Nasıl yani?" diyerek...

Karikatürlere bile yansıdı, yasaklar bulmacası...

Bir korona, diğer koronaya, "Ya benim aklım karıştı. Biz ne zaman sokağa çıkacaktık diye soruyor.

Diğer korona cevap veriyor:

"Benim de aklım karıştı. İnsanlar çıkınca, biz de çıkarız."

***

Yasaklarla ilgili, Türkçe kurbanı açıklamaya bakalım önce:

"Hafta sonları, tedarik ve üretim zincirleri aksamayacak şekilde, 10.00-20.00 saatleri dışında sokağa çıkma yasağı kısıtlaması uygulanacak. Restoran ve kafeler sadece paket servisle hizmet verecek."

Bu açıklama, sol kulağı sağ elle başınızın üstünden göstermek gibi bir şey...

Oysa...

Söz konusu metin...

"Hafta sonları, tedarik ve üretim zincirleri akmayacak şekilde, saat 20.00 ile 10.00 arasında sokağa çıkma yasağı kısıtlaması uygulanacak" şeklinde olsaydı...

Kimse karambole düşmeyecekti.

Herkes, bir çırpıda anlayacaktı.

O "dışında" ibaresini kimse okumadı, okuyamadı.

Okuyanlar da "arasında" diye okudu!

O saatler arasında yasak olduğunu düşündü.

Öyle ki...

Bir ulusal televizyonda haber spikeri, bir profesörle konuşuyordu.

Profesör, saat 10.00 ile 20.00 arasındaki sokağa çıkma yasağının yerinde olduğuna vurgu yapmaya başladı.

Spiker uyardı, "hocam" dedi, "Yasak, sizin söylediğiniz saatler diliminde değil, yasaklar, saat 20.00'de başlayacak!"

Koskoca profesyonel, özür diledi, yanlış anladığını söyledi.

Kendisinin de o metni yanlış okuduğunu itiraf etti.

Profesörün anlamadığı metni, vatandaş nasıl anlasın ki...

Cumartesi ve pazar günleri saat 20.00'den itibaren balkona oturdum, evimin önündeki caddeden gelip geçen insanlara baktım.

Sayayım dedim, baş edemedim.

Caddeden geçen arabalar, inanın, sokağa çıkma yasağının olmadığı saatlere göre daha fazlaydı.

***

Bir yasaklarla ilgili çifte standart söz konusu...

MÜSİAD'ın EXPO Fuarı'na izin vereceksiniz!

Daha önceki haftalarda olduğu gibi...

Partinizin ilçe kongrelerinin yapılmasına, açık havada da olsa göz yumacaksınız!

Lokantaları kapatırken, sermaye güçlerinin AVM'lerini 10 saat açık tutup insanları açık açık olmasa da üstü kapalı bir şekilde oralara yönlendireceksiniz!.

Sonra da...

Halktan yasaklara uymasını isteyeceksiniz!

Kimse sizi dinlemez, ciddiye almaz.

Tıpkı, hafta sonunda olduğu gibi...

Kendileri kitap okumadığı halde çocuğuna "haydi kitap oku" diye baskı yapan anne babayı düşünün....

Çocuk, önünde iyi örnek olmadığı için eline kitap almaz, kitap okumamakta ısrar eder.

O çocuğa kitap mitap okutamazsınız.

Yasaklar da böyledir.

Vatandaş, önünde örnek alacağı bir devlet büyüğünü görmezse...

Uyarılar bir kulağından girer, ötekinden çıkar.

***

Özetleyecek olursak...

Yasakları bile anlatmayı beceremezsek...

İşimize geldiği gibi yasaklar koymaya devam edersek...

Bir gruba korona işlemezmiş gibi tolerans tanır, diğer tarafı evine hapsetmeye çalışırsak...

Bizim bu koronayla muhabbetimiz bitmez.