GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
8 Mayıs 2019 Çarşamba

Konak’ın adı ‘Hasan Tahsin’ olsun ama bakan ‘okey’ der mi?

Her ülke, kahramanlarıyla ve…

Onların hatıralarıyla yaşar…

Özellikle…

Direnişleri başlatan kişiler…

Ulusal sembol isimlerdir…

Hak ettikleri onur…

Yüzyıllar geçse de unutulmaz…

Gazeteci Hasan Tahsin, onlardan biridir…

Gerçek adıyla Osman Nevres

İzmir’in o kara gününde…

Bu kadim kente Yunan çizmesinin bastığı dakikalarda…

İlk kuruşun atan kahramandır…

Birkaç gün sonra…

O kurşunları sıkışının ve şehadetinin 100’üncü yıldönümü…

Unutmayalım, unutturmayalım…

(Gazeteci dostum Yaşar Aksoy’un “Hasan Tahsin / Yürekler Selanik” kitabını okumalısınız, bi’solukta…)

***

MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin

Yaratıcı bir siyasetçi…

Kentini çok seven bir İzmirli…

İzmir’e olağanüstü güzellikte…

Bu kenti onurlandıracak bir öneride bulundu…

Dedi ki, kısaca…

“Hasan Tahsin’in adını yaşatmak boynumuzun borcu... İzmirliler olarak emperyalizme karşı mücadelenin mihenk taşı olan ve milli direnişimizi ateşleyen Hasan Tahsin’in adını ölümsüzleştirmek zorundayız... Bu sebeple İlk kurşunu Konak’ta atan, Konak’ta şehit edilen ve Konak’ta gömülü olan Hasan Tahsin simi Konak İlçemize verilmelidir…”

İyi tanırım Veysel Şahin’i…

Siyaseten popülizm yapmaz…

Sözünü dudaktan, gözünü budaktan esirgemez…

“Laf olsun, torba dolsun!” diye konuşmaz…

Haklıdır, önerisi 100’üncü yıla da çok uygundur…

***

MHP’nin İzmir Patronu Şahin…

Yunan’a…

“100 yıllık bir cevap”tan söz ediyor…

O’nun sözleri…

Hepimizin sözü olmalı…

İşgalin 100’üncü yılında işgale karşı isyanımızın meşalesi Hasan Tahsin tepkisiyle “asırlık” bir cevap vermiş olacağız…

***

Hasan Tahsin…

İşgal’den önce…

“Burayı Yunan'a vermeyeceğiz… Vermek isteyen kuvvetle paylaşacak kozumuz var…” diye yazacak kadar…

Vatanperver bir ruha sahipti…

O’nun hatırasını canlı tutmak her İzmirli için…

Milli bir görevdir…

***

Hiç kuşkusuz…

İzmir gibi bir kent…

Bir bulvarına verdiği “Şehit Nevres” adıyla…

Karabağlar’da yarattığı…

“Gazeteci Hasan Tahsin Caddesi” ile…

Büyükşehir binasının önündeki…

Bir elinde tabanca diğerinde Türk Bayrağı ile ölümsüzleştirdiği…

“Hasan Tahsin Heykeli” ile yetinmemeli…

Ancak…

Cadde ve sokak adları için…

Gönlümüzden geçenleri…

Belediye meclislerinde alkışlarla halledebiliyoruz…

Gelin görün ki…

Koca bir “ilçenin” adı…

(Bildiğim kadarıyla ve değişmediyse…)

İçişleri Bakanlığı’nın “oluruna” bağlı…

Hatta…

Bazı hassas ilçelerin adlarını değiştirmek…

İçişleri Bakanı’nı bile aşıyor…

Bakanlar Kurulu’nun “okey”ine kalıyor…

Zor iş, sıkıntılı iş ama…

Mücadele şart…

Bu mücadelenin kahramanı ise…

İzmir adına…

MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin olmalıdır…

Ne de olsa…

MHP’nin…

İktidar ile bir “Cumhuriyet İttifakı” var…

Bugünkü adıyla…

Konak Belediye Meclisi ile…

Büyükşehir Meclisi’nde bir “sıkıntı” çıkmaz diye içimden geçiriyorum…

Ne de olsa…

150 yaşındaki İzmir’in Belediye Meclisi…

Taaa bi’zamanlar…

Kızılçullu’yu (Kızıl kelimesi, Rusya’yı hatırlatıyor diye…) Şirinyer yapmıştı…

Üstünden 66 yıl geçti…

Seydiköy, 1926’da “Gaziemir Belde Belediyesi” oldu…

Hala, o ilçeye Seydiköy diyenler var!

İzmir’in merkez ilçesi…

Konak…

1984 seçimleri ile yaratıldı…

Şerefle, onurla…

Bu saatten sonra…

Adı, “Hasan Tahsin” niye olmasın?

Çabuk intibak eder miyiz; işte bu konuda kuşkum var…

Neden?

Şundan…

Kentin “oturmuş kimliği” ile oynamak çoğu kez gereksiz oluyor…

Allah var, işe de yaramıyor…

Mesela…

İzmir Üçkuyular’daki devasa meydan…

50’li yıllarda “Kennedy Meydanı” diye anılıyordu…

Sonra “Fahrettin Altay Meydanı” oldu…

Ancak İzmirliler hala…

O meydanı tarif ederken “Üçkuyular” demeyi sürdürüyor…

Hani şarkılardaki gibi…

“Alışmak Sevmekten Daha Zor Geliyor!”

Bu nedenle…

İki endişem var…

Birincisi, “yeni isme alışmak”

Taaaa, 300 küsur yıl önce İzmir Derebeyi…

Katipzade Mehmet Çelebi’nin denize nazır yaptırdığı “devasa konak”tan adını alan bu ilçe…

Kolay kolay yeni ismine alışır mı?

İkincisi, ilçe adı değiştirmeye…

Ankara’dan şıppadanak “onay” çıkar mı?

Ancak…

Çaba sarfetmeye değer…

Yeter ki…

Ankara’da bir “engel” ile karşılaşılmasın…

Refüze olmak…

Çoğu kez insanoğlunun yüreğini acıtır…

Veysel Başkan’a…

Şu aşamada önemli bir görev düşüyor…

Nokta!

Sonsöz: “Her şey vaktini bekler… Ne gül vaktinden erken açar, ne güneş vaktinden erken doğar… Bekle senin olan sana gelecektir… / Hz. Mevlana…”