Ülkenin geleceği hakkında kimsenin duygusal düşünmeye hakkı yok. Gelecek gelecektir ve kimsenin geriye dönüp bugün yapılan yanlışları düzeltmesi mümkün olmayacaktır.
O zaman durum ciddi.
Türkiye 2040 yılı geldiğinde 100 milyona aşan genç yaşlı, kadın erkek her yaştan yurttaşın 2040 koşullarına göre “ASGARİ” refah ve yaşam standardını yakalaması çok zor görünüyor.
Sakızdan bile vergi alan devletin 2040 yılına hazırlığı nedir?
Bu soru, yalan yanlış rakamlarla geçiştirilemeyecek kadar ciddidir.
Şakaya gelir bir tarafı da yoktur.
***
2020’de işsizlik tavan yapmışsa…
Vergi verenlerin %49.5’u asgari ücretli ise…
Dünya ekonomisine şapka çıkartan ihaleleri alan firmalar vergi ödemiyorsa…
İşsizlerin sayısına her ay yüzbinler ekleniyorsa kimse geleceğinden emin olamaz.
Yakıcı ve sarsıcı olan budur!
***
İktidar, başarısızlıklarını matematiği ters yüz ederek örtmeye çalışıyorsa…
Muhalefetin de Meclis’te sayısal azınlığı devam ediyorsa…
CHP’li belediyeler, Türk siyasi tarihinde görülmemiş şekilde hükümete rağmen yoksul halkın yanında duruyorsa…
Hükümet ise CHP’li belediyelerin “yaratıcı iyilik” faaliyetlerini akıldışı yasaklarla engellemeye çalışıyorsa…
Bu gerçekler orta yerde, herkesin gözleri önünde yaşanıyorsa….
Süründürülen köleler olup biteni inleyerek izliyorsa…
2040 yılına ilişkin yakıcı endişeleri dile getirmek uyuyanları uyandırır mı?
Endişelerimiz ciddiye alınır mı?
***
2040 yılı projeksiyonlarına göre Türkiye nüfusu 100 milyonu geçecek!
Şu an 15 milyon olan emekli sayımız ise 2040’da 35 milyon olacak!
Çalışanların sayısı her gün azalırken 2040 yılının emeklilerini kim doyuracak?
Açıkça konuşmak ve yazmak zorundayız:
İşsizlik astronomik rakamlara yükselmiş ise kimse geleceğinden emin olamaz. Umutlu da olamaz.
Geleceğin refah toplumunun kurucuları bugün çalışanlar ise işsizlik rekorları kırılan bir ülkede sormak lazım “GELECEK VAR MIDIR?”
Gelecek sürünmekse…
Onursuzca dilenmekse…
Daha kötüsü istesek de çalışamayacak yaşlara gelmiş isek…
Geleceğimizden nasıl emin olabiliriz?
2020’de işsizine iş bulamayan Türkiye, 2040 yılında 35 milyon emeklisine, dul ve yetimine, engellisine, bakıma muhtaç hastalarına… bakacak gençlerine nasıl iş bulacak?
***
Rahmetli Erbakan Hoca’nın “Köle düzeni!” dediği günleri yaşıyoruz. Çalışanların %49.5’u asgari ücretli ise bu rejimin bir adı olmalı!
Gelelim ballı mı ballı ihaleleri alan zevatın ödemediği vergilere:
Onlar da vergi ödemediğine göre Türkiye’nin bu haliyle 2040’ı görmesi imkansız gibi.
Ey halkım!
Gözünü aç. Vergi geliri ile yönetilemeyen bir devletin geleceği yoktur; olamaz da!
Çalışanların %49.5’u brüt 2.943 TL alırken 618 TL vergi ve sigorta ödeyip kalan 2.325 TL ile de geçinmeye çalışıyorsa Erbakan Hocanın “KÖLE” dediği bu zavallı insanlar nasıl besleniyor, kimin desteği ile evleniyor, çocuk yapıyor mu, yapan varsa evladını hangi geleceğe hazırlıyor…
Bilen var mı?
Umudu olan var mı?