GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
30 Nisan 2020 Perşembe

Kim aptal kim zeki orası biraz karışık olmakla birlikte…

Dünya ölçeğinde ün yapmış kimi popüler düşünürler, adları lazım değil, yeryüzü nüfusunun kahir çoğunluğunun aptal olduğunu düşünüyor… Kahir çoğunluk dediğim, Dünya nüfusunun %95’i, %98’i falan…

Aziz Nesin’in %60’ına milletçe alışmıştık ama gene de %98’i görünce afallamıştım. Lakin hemen ardından bir rahatlama gelmişti...

“İnsanların %98’i aptal ise, aptallık insanın olağan durumudur. O halde, sıkıntı yok. Aptal olmayan %2 düşünsün! Biz işimize bakalım…” diye düşünerek teselli bulmuştum.

Bu da nereden çıktı, demeyin; %2 cenahından önemli düşünürlerin yazdığı metinler sosyal medyada dolaşmaya başlayınca, aklıma düştü… Bahtsız %98’e ayar ve akıl veriyorlar… Bir de, salak malak, bu %98’i seviyorlar… Bir tanesi öyle diyordu…

Yeryüzünde 8 milyar kadar insanız. Aramıza karışmış 15 milyon civarında aptal olmayan insan cinsi var. Küçük bir ülke nüfusu kadar…

Bilimin başını alıp gittiği modern zamanlarda, bu onbeş milyonluk kitlenin ataları, yaptıklarına ettiklerine bakarak “aptal olmadıklarına” karar vermişler.

“Bilim” dediler… “Bilimsel düşünce” dediler… “Rasyonel akıl” dediler… “Aydınlanma” dediler… “Modernite” dediler… “Post modern” dediler… “Post Truth” dediler…“İlerleme ve gelişme” dediler… “Dinler çağı” dediler… “İletişim çağı” dediler, “Tarihin sonu” dediler… Dediler de dediler…

İnsanlığı maddi, manevi kuşatma altına alan bu zekâ küpü müstesna insan cinsi, geçen yüzyılda, aldı başını gitti…

Ve insanlığın büyük hikâyesinde, varılan noktada, bir virüs bize “hiçliğimizi” hatırlatıyor.

Uygarlığın orta yerinde, övünülesi bilimsel buluşlar, teknoloji harikaları ve hiçliğimizle başbaşayız…

İnsan, vahşi hayattan uygar hayata geçerek zekâsının peşine takılalı, en az 10 bin yıl oluyor.

Gel gör ki girdiği amansız uygarlık yarışında, “yakıp yıkarak ölümüne koşan” bir Amok koşucusundan farkı yok.

Ve bu ölümüne sürüp giden maratonun kurallarını koyan,  organizasyonunu yapan o %2’dir.

Yaşadıklarımız gösterdi ki %98’in üstünde salt iktidar kuracak kadar zeki olmak, saygı duyulacak bir üstünlük sağlamıyor. Bir salgın muktedirlerin bütün fiyakasını bozdu. Ülkeleri yönetemedikleri bütün çıplaklığıyla ortaya çıktı.

Meğer insanın yerine parayı koymuşlar, toplumları değil parayı yönetiyorlarmış...

Kar veya zarar etmeye konu edilmemesi gereken sağlık sektörü, ilaç sanayi, sosyal güvenlik gibi alanlarda bile insana müşteri muamelesi yapan sistemi kuran yeryüzü efendilerinin durumu, zekâ ile değil ama gaddarlık ve kötülükle açıklanabilir.

Sonlu evrende bu mülkiyet, para ve iktidar hırsını, zekâ üstünlüğüyle ile izah etmek, doğru değil; entelektüel tahakkümü ha keza…

İktidar ilişkilerinin komünistler veya kapitalistler tarafından yönetiliyor olması, %2 ile %98 arasında kurulan insanlık dışı dengeyi değiştirmiyor. Sol cenahtakilerin de, kendilerinden olmayanları insan yerine koymadıkları bir vakıa.

Yeryüzünü mülk edinme tutkusu, iktidar kurmak ve metalaştırılan bilgi, bilge insanın hayata dair söyledikleriyle bağdaşmıyor.  

Bu ahvalde, büyük insanlığa tepeden bakan “zeki” %2’ye dâhil olmaktansa, %98’in içinde “budala ve masum” bir varoluşu tercih ediyorum.

O zekâ küpü %2, Dünya’nın başına gelenlerden biliyoruz ki hayata düşmandır.