Her şaşaalı istifalardan sora... anlamlı
bir mesaj gelir önceki Milletvekilimiz
Sevgili Musa Çam’dan...
Çok bildiğimiz bir sözü, ama vasiyeti gibidir... Atatürk’ün :
“Benim iki büyük eserim var : Biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri CHP “
Musa Çam’da buna ekliyor diyor ki,
Onun eserlerine sahip çıkmak... namus borcumuzdur !
Ne mutlu Milletimize ki... İkiz eserine hep sahip çıktı. CHP’den ayrılan hiç bir parti, önüne taş koyamadı... Ya silindiler ya da geri gelip içine... sindiler !
CHP bir anadır... Anadır da ondan.
Bir ana çocuklarının ayağına bir taş bile değse üzüntü duyar. Çocukları onu arayıp
sormasa bile, yine de onları bağrına basar.
İyi de... bu kadar da olmaz ki,
Geride bu kadar da yaralı bırakılmaz ki,
İnsaf ölçüleri... bu kadar da aşılmaz ki !
İstifa eden... yaklaşığıyla diyor ki ;
*Muhalefet iktidardan çok memnun.
Kamplaşmışlar, gül gibi geçinip
gidiyorlar... İstifa etsinle !
İyi de... Genel Başkan Kılıçdaroğlu hakkın
da açılan... bunca davalar da niye ki ?
*CHP’li yöneticilere kripto... demek !
Bir zamanların takiyyesi, şimdinin ikizi
kripto oldu. Halk diliyle sol gösterip
sağ vurmak var ya hani...
Hedeftekilere de hiç... yapışmayan !
*Parti içi demokrasiyi yok edenler, ülkede
demokrasiyi... var edemezler !
Bir doğru bu. Tekilliğin itici gücü olan ve
suda... kendi mah yüzünü görenler,
Demokrasiyle... afarozu kesiştirecekler
mi ? İleride görülebileceklerden biri bu.
*Atatürk’ün CHP’si, Atatürk ilkelerinden
uzaklaşmıştır !
Uzaklaşsa... hiç olurmuyduk ki içinde, Biz.
*Mustafa Kemal deyip, Atatürk diyeme
yenlerden... ayrılıyorum.
Diyemese... hiç kalırmıydık ki içinde, Biz.
*Fetöcü’lerden, Sorosçu’larda ayrılıyorum!
Öyleyse... niye içide kaldınız ki, Siz ?
Öyle yapı içinde... hiç kalırmıydık ki, Biz.
*Ortada tabela vardır... Atatürk’ün emaneti
yoktur! İyi de... O tabelayı 100 yıldır kimse
indiremedi. Kimsenin de gücü yetmedi.
Atatürk’ün ruhunda değil mi ki... tılsımı !
*CHP’yi işgalden... kurtaracağız !
İyi de... CHP emek ağırlıklı bir kitle
partisidir. Tespih tanelerinden değil ki.
Hem “ önce kurtarılacak! “ arasında,
‘önce kurulacak’ olması... gerekir de.
*50 + 1’ alacağız !
İyi de... arkada CHP ve dostları olmadan,
üstelik de ittifak sistemi içinde, nasıl ola
cak ki bu iş. Hele... allerjik de olanlar,
kapılarda beklerken !
*42 yıl her kademede görev yaptım...
İyi de... bu parti her türlü makamı da
verdi. Hele de, en yüce ve en saygın
bir makama bile... layık görmüşken !
Yaşamını partisine adamış ama ;
Huysuzluk da yapmadığı için bir şey
olamamış, ayrılmayı hiç düşünmemiş,
hiç de küsmemiş, hiç parti sabıkası da olmamış olanlar... peki ne yapsınlar ki !
Hani hep söylerler... Parti kurmak öyle turşu kurmaya benzemez diye...
Rahmetli İsmail Cem... bilgili, kültürlü, üstüne üstlük sol ideolojisi de çok güçlü
bir kişilikti... CHP’den ayrıldı, DSP’ye geçti.
Ecevit döneminde, Kültür ve uzunca yıllar da parlak bir Dışişleri Bakanlığı... yaptı.
DSP’den ayrıldı... 2002 yılında Yeni Türkiye Partisini kurdu. Başlangıçta büyük sükse yapmış, anketlerde birinci parti konumuna da yükselmişti...
Ama seçimlerde, evli evine, köylü köyüne gitmişti de... O’da CHP’ye geri dönmüştü. Giderken de partililerini ayartmamış, partisini de... yaralamamıştı !
Liderliğini hiç de sorgulamadan ;
2008’de adayımız olduğu için, ek olarak yazılarımızla da katkıya çalışmıştık...
Tekrarlı soyadlı başlıklı yazımızın bir yerinde ; ‘Siyaset sadece fikirle yapılmaz. Siyaset aynı zamanda hırslar ve tutkular arasında yapılır’ demiştik alıntıyla.
İşte böyle bir adaydı... Hırslı ve Tutkulu.
Soyadı...zamanı demiştik de,
Eyvah eyvah. Ne... etmiştik!