Kazdağı’ndan Roma’ya
Kaz Dağları... Antik çağdaki İda Dağı.
Homeros’un İlyada’sında, adı böyle geçiyor.
Tanrılar Tanrısı Zeus’un da doğduğu dağmış. O nedenle kutsal sayılıyor.
Kaz... Gök Tanrı’yı sırtında taşıyan kutsal bir hayvan, şaman inancında.
Müslüman Türk’ler bu bölgeye gelince,
Şaman dininden kalma kutsallığı,
iki yanlı da sürdürmüşler ve dağa,
Kazdağı... adını vermişler.
Kaz... hele Kars kazı, çok lezzetli.
Çinli’lerin Pekin ördeği gibi...
Pekin ördeği ise...Uluslararası lezzetli !
Nitekim, 12 Eylül’cü... Netekim,
Biz de yetiştiririz dedi... Ördeği !
Neyse...
Kazdağları... Edremit Körfezinin kuzeyinde, Biga Yarımadasında 21.300 hektarlık bir alan.
Alpler’den sonra... oksijenin en bol olduğu alan.
Bu sıralar başı fena halde dertte...!
Çanakkale’nin tek içme ve kullanma su kaynağı Atikhisar Barajı ile, Çan ve Bayramiç İlçelerinin su kaynaklarını besleyen havzalar burada. Siyanürlü altın madeninin de... tehdidi altında.
Bölgede, 195 binden fazla ağaç katledilmiş durumda,
Bir Kanada altın şirketinin yerli taşeronunca.
40’a yakın şirket de ruhsat almış durumda...
Onlar da, katliama başlayacak yakında !
Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı,
Rebiye Ünüvar söylüyor,
Sözcü’den Saygı Öztürk’e...
*Cüneyt Arkın...
Siyanür toprağı öldürmüş diyor.
*Barbaros Şansal...
Akciğer siyanüre boğuluyor diyor.
*Daha niceleri neler... diyor.
Roma’ya doğru...
Mitolojik kaynağı ‘ Afrodisias ‘ yazımızda gösterili de...
Dünya tarihi, sanki Kazdağları’nda yazılmış...
Roma daha kurulmadan... buradan oraya göçenler olmuş.
Şöyle olmuş...
Zeus Titanları yendi Baş Tanrı oldu.
Kuruldu Olimpos Dağına,
Dünya ayaklarının altında...
Zeus çok çapkındı...
Çok sayıda eşi ve çocukları oldu.
O zaman çok eşlilik... yasak değildi !
Çocuklarının en ünlüsü Afrodit’ti...
Homeros’a göre, adı “ köpükten çıkan “ anlamındaydı.
Babası, Hera’dan olma çirkin oğlu Hephaistos ile, evlendirmişti kızı...
Kız da... Babasına çekmişti sanki !
Hiç sadık kalmadı.Hep aldattı kocasını.
O zaman, Medeni Kanun yoktu ki !
Çok çekici... baştan çıkarıcı,
Aşkı ruhu olan... bir muhteşem kadın.
Bütün ölümsüz Olimpos tanrıları,
Bütün ölümlüler ona aşıktı...
O da... aşka aşıktı !
Şu bizim Kazdağları var ya...
Orada koyunları otlatan bir çoban vardı :
Ankhises...
Çok yakışıklıydı ya... şu çoban.
Hayran hayran süzüyordu
Afrodit yukarıdan.
Dayanılmaz biriydi... Çoban !
Ama... Babası ne derdi bu aşka ?
Hem bir çobandı, hem de bir ölümlü !
İyi de,
Kendisine hak... başkasına yasak mı ?
Bu haksızlıktı !
Atladı indi Kazdağı’lı Çoban’a.
Gece bir çalının altında saatlerce...!
Olan olmuş... Oğulları Aeneas doğmuştu !
Torun Aeneas büyüdü...
Troya savaşında komutan oldu.
Troia işgal edilince...
Sakat babasını sırtladı.
Ailesini, arkadaşlarını yanına aldı,
Ülkesini terk etti...
Altınoluk’tan denize açıldılar.
Yedi yıl sonra karaya çıktılar.
Roma’nın kurulacağı,
Pallatinus Tepesine yerleştiler.
Ve, Kazdağlı Aeneas
Roma’nın... Atası oldu !