GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
YAZARLAR
15 Mayıs 2020 Cuma

Kara bilim ya da bilimin savaş/istila ve insanlık dışı kullanılması üzerine

“Dünyanın Bilimsel Ütopyalara  Da Gereksinmesi Var!” yazımın sonunda ,bilimin  çağlar boyu ve günümüzde de bir yandan insanlığın gereksinmesi,ancak  bir yandan da  egemenlerin istediği  doğrultuda insanlık dışı ya da insanları yok etmek ve denetlemek için kullanıldığına değinmiş ve buna  “Kara Bilim (Black Science)” adı verildiğini söylemiştim.

Kara Bilim,belki de Bilim’in Distopyası olmasın?

Bu kapsamda bugünkü yazımda “Bilimin Savaş/İstila Ve İnsanlık Dışı Kullanılması Üzerine” duracağım.Yazım biraz uzun olacak. Hoşgörünüze sığınıyorum.

BİLİMİN SAVAŞ / İSTİLA  İÇİN KULLANILMASI

Tarihsel süreç içinde bilim ve savaş arasında sıkı bağların varlığı bilinmektedir. Askeri teknolojik araştırmalarla üretilen teknik ve buluşlar, toplumların zafer ya da yenilgilerini belirleyen etmenlerden biri olmuştur. 

Anılan silahlarla bir yandan birey ve kitlesel düzeyde insanların yok edildiği, bununla birlikte kimilerinden yararlanarak insanlığın yararı için de kullanıldığı bilinmektedir. Bu bir ikilem olarak ortadadır. Birey ve kitlesel yok edici silahlar ile devrim yaratan askeri buluşlar ya da askeri teknolojik araştırmalarla geliştirilen çağdaş teknolojiler bunlara örnek olarak verilebilir

Birey ve Kitlesel Yok Edici Silahlar

Kuşatma makinaları, mancınıklar, barut, her çeşit top, tank, tüfek, makineli tüfekler, ateş makinaları, patlayıcılar, atom ve hidrojen bombaları, uçak, zeplin, balon, zehirli gazlar ve biyolojik silahlar bunlara örnek olarak verilebilir.

Devrim Yaratan Askeri Buluşlar

Askeri teknolojik araştırmaların sonunda üretilen buluşların toplumsal değişimlerin tetikleyicisi olduğu da söylenebilir. Sözgelişi, barut ve topların geliştirilmesi özellikle Avrupa’da feodal beyliklerin tasfiyesini ve ulus devletlerin oluşmasını sağlamıştır. Buhar makinaları başlangıçta düşmanları yok etmek için geliştirilmiş, ancak daha sonra Avrupa’da Sanayi Devrimi’ni yaratmıştır.

Askeri Teknolojik Araştırmalarla Geliştirilen Çağdaş Teknoloji

 Savaş teknoloji araştırmalarından yararlanarak bilgisayar, internet, elektromanyetik dalga, televizyon gibi buluşların gerçekleştirildiği de söylenebilir.

BİLİMİN İNSANLIK DIŞI KULLANILMASI

Bilimsel kimi buluşların, insanlık dışı, bir başka deyişle dünyada egemen güçlerin çıkarı yanında  insanların  birey ve kitlesel düzeylerde denetimi, hatta imhası için de kullanıldığı biliniyor. Bunların kimileri şunlar:

İletişimin Denetimi

Günümüzde telefon, faks, e-posta (elektronik posta), teleks, telsiz, gizli dinleme aygıtları gibi elektronik aygıtlarla insanların iletişimleri izleniyor ve denetlenebiliyor. Büyük ağabeyin her yerde bizi gözetlediği öngörüsü gerçekleşmiş durumda.

Kimyasal ve Biyolojik Savaş

Bu savaş için kimya ve biyoloji biliminden yararlanılarak birçok silah üretilmiştir. Kimyasal ve biyolojik silahların bir kısmı, savaş ilan edilmeksizin de kullanılıyor.

Kimyasal silahlar arasında tabun, sanir, soman, GF, VX, GE, VE, VR, VM, arsine, phospine gibi sinir gazları, gaz haline gelebilen akciğer ajanları sayılabilir.

Biyolojik silahlar insanlarda hastalık oluşturan ve ölümüne yol açan bakteri ve virüslerdir. Bunlar genetik mühendisliği aracılığıyla geliştirilmişlerdir. Başlangıçta şarbon en tehlikeli olarak kabul ediliyordu. Ancak daha sonra geliştirilen Ebola ve Bubonik Veba, şarbonla karşılaştırılamayacak şekilde en korkulu olanıdır. Bir başka örnek, halk arasında Kuş gribi olarak nitelenen H5N1’dir.Son günlerde bu virüsün insandan insana kolayca bulaşılabilecek yeni bir türü üretimi için yapılan araştırmaların olduğu bildiriliyor. Amerika Biyo-Güvenlik Ulusal Bilim Danışma Kurulu (NSABB), “Virüs kötü ellerde korkunç sonular doğurabilir.” diyor.

Sorulacak birçok konu var. Birincisi şu olabilir: “Virüsleri üreten şirketler neden denetlenemez? İkincisi şu; Kitleleri korkutarak bu virüse karşı ilaç üreten şirketler mi zengin edilecek?”

Kimileri içinde yaşadığımız süreçte uluslararası salgını yaratan KOVİD-19’u da bu kapsamda olduğunu ileri sürüyor.

Psikolojik Savaş

Psikoloji biliminden yararlanılarak birey ve toplumların algı ve davranışların denetlemek için birçok teknik geliştirilmiştir. Bunlar arasında kara, beyaz ve gri propaganda etkinlikleri, toplum mühendisliği ile yön verme yöntemleri, medyanın denetimi teknikleri, bireysel ve toplumsal zihin denetimi teknikleri, bilgi kirliliği ve kafalarda karışıklık yaratma teknikleri ve son aşamada mankurtlaşma, bir başka deyişle insanların robotlaştırılması teknikleri sayılabilir.

Genetik Savaş

Genetik Mühendisliği çalışmalarıyla bir yanda biyolojik silahlar üretildiği gibi bir yandan Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO)’lar üretilmiştir. Kar amacıyla üretilmiş GDO’larla ülkelerin tarımsal etkinlikleri merkez ülkelerin denetimine sokulmaktadır.

Genom projesinin de genetik savaşta kullanılma olasılığı vardır. Bu proje, Amerika Sağlık Örgütü (NIH) tarafından başlatılanı ve insanın gen haritasını ortaya çıkarmayı amaçlayan bir projeydi. Proje sonuçlanmış, artık insanın DNA’sındaki bütün genetik kodlar saptanmış ve haritası bilinmektedir. Genom projesi ile elde edilen bilgiler ile nanoteknoloji birleştirildiğinde insanlığın egemen güçler tarafından denetimine yeni olumsuz boyutlar getirileceği söylenebilir.

BİLİMİN SAVAŞ/İSTİLA ve İNSANLIK DIŞI KULLANILMASININ OLUMSUZLUKLARI

Bilimin savaş/istila ve insanlık dışı kullanılması birçok olumsuzlukları gündeme getirmektedir. Bunlar şöyle sıralanabilir:

- Devletler, bir yandan silah sanayisi araştırmaları ve üretimi, bir yandan da gereksinme duydukları silahların dış alımı için büyük kaynaklar ayırıyor. Ancak bunlara ayrılan kaynakların ulusal gelir içinde önemli yer tutması, kamunun diğer hizmetlere ayırması gereken kaynakları sınırlandırıyor. Bu durum, ekonomik gelişmeyi kısıtladığı gibi, ülkelerin krize girmelerine neden oluyor. Üstelik bunun da faturasının, emeği ile geçinen toplumsal sınıf ve katmanlar üzerinden karşılanması isteniyor. Bir başka deyişle, silah sanayisi araştırmaları ve silah dışalımı, gelir dağılımını da olumsuz etkiliyor.

- Bilimin ürünü olan buluş ve yeniliklerin, devletlerin ulusal ekonomileri çokuluslu şirketlerin denetimine soktuğu da gözlemlenmektedir. Yüksek teknoloji ürünleri bunlara örnek olarak verilebilir. Bu bağlamda, üçüncü dünya ülkelerinin sanayi, tarım ve hizmet sektörleri yıkıma maruz kalmakta ya da onları bağımlılık sürecine sokmaktadır.

- Özellikle savaş sırasında hazırlık yapılmaksızın hızla yeni buluş ve yöntemlerin geliştirilmesi korkunç malzeme israfına ve can kayıplarına yol açmaktadır. Örneğin İkinci Paylaşım Savaşı’nda müttefiklerin zehirli gaz üretiminde Almanlardan geri kalmak istememeleri nedeniyle Britanya’da yapılan araştırmalarda binlerce kimyager ve işçi ölmüş ve sakat kalmıştır.

- Silah sanayisi için bilimciler hoyratça ve iradeleri dışında kullanılmış ve kullanılmaktadır. Çağdaş savaşlarda kitlelerin moral gücünü yıkmak ya da yıldırıcı etki yapmak amacıyla bilimciler, ölüm silahları üretimi yapımına yönlendirilmektedir. Yine, İkinci Paylaşım Savaşı’nda Japonya’da yüzbinleri öldüren atom bombasını, günümüzde, Afganistan, Irak,Suriye  ve Libya’da yine milyonlarca insanı öldüren bombardıman uçakları ve silahlarını üretenler bilimcilerdir.

- Silah sanayisi araştırmaları, günümüz savaşlarını geçmiş savaşlardan farklı nitelik kazanmış durumdadır. Artık nüfusun tamamı saldırı tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Hava saldırıları, gaz bombası ve biyolojik silahlarla herkes aynı tehlikelerle karşılaşıyor.

- İnsani açıdan kabul edilmesi olası olmayan kimi araştırmalar, geçmişte olduğu gibi günümüzde de sürdürülmektedir. Örneğin geçmişte, Nazi Almanya’sında kimi ilaçların denenmesinde insanlar inanılmaz işkencelere maruz bırakılmıştır. Günümüzde de birçok örnek vermek olasıdır. Söz gelişi kimi ilaçların denenmesi üçüncü dünya ülkelerinde yapılagelmektedir.

- Üretilen kimi aygıtlarla bireylerin haberleşme özgürlüğü ortadan kalkmış bulunmaktadır. Herkes dinlenme korkusuyla karşı karşıya kalmıştır.

- Psikolojik, nörofarmakolojik, nörofizyolojik, hipnotik ve daha ileri teknikler kullanarak bireysel ve toplumsal zihin denetimi yapılmaktadır. Anılan bilim dalları ve tekniklerden yararlanarak, televizyon, basın, reklamlar çocuklar için hazırlanmış çizgi filmler, filmler aracılığıyla birey ve toplumlara mesajlar aktarılır. Bunlara “Subliminal Mesaj” deniliyor. Mesajlar, bilinç fark edilmeksizin bilinçaltına yerleştiriliyor. Mesaj ile verilen her tümce, sözcük ya da görüntü birey ya da toplumun tıpkı su içme, yemek yeme gibi yapması ya da giderilmesi gereken bir gereksinmesi olarak kabul ediliyor.

Özetle, bilimin savaş/istila ve insanlık dışı kullanılması, bireysel ve toplumsal düzeyde dünyada egemen olan çok sınırlı düzeyde toplumsal sınıfların çıkarına, ancak büyük çoğunluğun zararına bir seyir izliyor. Kimileri bu bilime “Akademik Kapitalizm “adını veriyor.

Peki,”Bilimi bu doğrultuda üreten kimi bilimciler bir bütün olarak ele alındığında,kapitalist sınıfın eğitimli satıcıları değil mi?”diye bir soru  sorabilir miyiz?

Anma

15 Mayıs 1919 tarihinde emperyal devletlerin güdümünde İzmir'e çıkartma yapan Yunan Efzon Alayı işgal askerine, Kordonboyu'ndan ilk kurşunu sıkarak Türk direnişini başlatan ulusal sembol kişi, yazar ve gazeteci Hasan Tahsin ve diğer yurtseverleri saygı ile anıyorum. 15 Mayıs 2020

Not:Bu yazının hazırlanmasında;”Anon., 2012. Labmedya. Yıl:2,Sayı:9.Laboratuvar ve Sağlık Gazetesi. ;Bernal, J. D., 2011. Bilimin Toplumsal İşlevi(Çeviri:Ok.,T.,) Evrensel Basım Yayın, İstanbul; Sayın, Ü., 2006. Derin Devletler, Gizli Projeler ve Gizli Gerçekler (2.Baskı).Neden Kitap, İstanbul” gibi yayınlardan yararlandım.