GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Aylin AKDOĞAN
YAZARLAR
22 Kasım 2017 Çarşamba

İzmir-İN

“Bekliyorum

 Öyle bir havada gel ki

 Vazgeçmek mümkün olmasın.”

                                                                                       Orhan Veli Kanık

Ben nedendir bilmiyorum ama gazetelerde sürekli “iyi, güzel, mutlu ve sağlıklı yaşam”’a dair yapılan araştırma ve öneri listeleri ile karşılaşıyorum. Aslında evrene göndermiş olduğum özel bir mesajım yok. Galiba sadece tesadüf!

Adını yeni duyduğum Okinava Adası halkı mesela. Ada halkının yaşam felsefesi İKİGAİ (hedefe, gaye ve arzuya içten ve kendiliğinden gelen zorlamasız bağlılık duygusu) ve WABİ-SABİ (mükemmel olmama halinin, yani sıradan hayatın içinde yakalanan, doğal, detokslanmış bir mutluluk ve huzur)  kavramları üzerine kurulu. Hayatı yavaşlatılmış film gibi yaşıyorlar, koşmuyorlar, yürüyorlar, az yiyorlar, bol bol teşekkür edip, özür diliyorlar. (kalkın gidiyoruz diyesim geldi)

Ya da İyi Yaşam Reçetesi’ne (doktor yazısıyla yazılmamış, okunabilir reçete) göre kıyaslamayı bırakın, yaftalamayın, hayıflanmayın ve çoğalın.   

Ya da yine adını yeni duyduğum Danimarka merkezli Mutluluk Araştırma Enstitüsü’ nün CEO’su Meik Wiking’in Ülkene rağmen nasıl mutlu olabilirsin? Sorusuna verdiği yanıtlar: Değiştiremeyeceklerini kabul ederek başla işe. İki farklı mutluluk tanımı vardır. Kısa vadeli ve uzun vadeli. Kökten değiştiremeyeceğini bilsen de yine de ucundan tutabileceğin, iyileşmesi için katkıda bulunabileceğin durumları sapta.

…gibi

Benim de kendimce öğrendiğim ve dönemsel olarak uyguladığım bazı kurallarım, gerçeklerim ve formüllerim var.

Mesela: ne yaparsam karşılığını anında gördüğümü öğrendim. Yani gerçekten iyi düşününce ya da iyilik yapınca yine iyiliklerle karşılaşıyorsun. Dünyamı zamanında fazla büyütmüşüm mesela. Artık onu yavaş yavaş küçültüyorum. O küçüldükçe mutluluğum artıyor sanki! Aynı zaman dilimini paylaştığım her canlıya(ağaç, toprak, hayvanlar…) karşı ilgim, sevgim, saygım ve farkındalığım daha fazla. Onlarla kardeşmişçesine yaşamayı öğrendim, öğreniyorum. Eskiden hemen her gün yenilecek üç-beş harfli lezzetsiz şeyler bulur, onu bigün şekerli, bigün tuzlu, bigün yağlı, bigün soslu tüketirdim. Artık onları yemiyorum. İyi böyle!

Stres ve sıkıntı olmadan olmuyor. Bunun farkındayım. Ama ne yapıyorum. Kafama eleyerek transfer ediyorum. Bütün yaşamsal sistemin tepede olduğunu biliyor ve oraya ottan, çöpten şeyleri doldurmuyorum. Bu gibi şeyleri aşağı bölgelerde bırakıyorum ve tavsiye ederim. Yani bedeninizi iki eşit bölgeye bölebilirsiniz. Yukarıya taşınacaklar ve aşağıda bırakılacaklar diye. Tıpkı yıkanacak çamaşırlarda beyazlar ve siyahları ayırmak gibi. :)  

Ufak şeyleri yakalamayı ve onlarla mutlu olmayı öğrendim. Mesela ışıklı küre için kupon biriktirdim ve sanıyorum dünyalar benim oldu.

Bir de akıllı cep telefonlarına ücretsiz indirilebilen “Paramı Yönet” isimli bir uygulama var. Bu uygulamayı bende indirdim ve bütün harcamalarım için sağlam bir liste yapıyorum. (tavsiye ederim)

Ve…

İzmir- İN’ in ilk yazısında yazmıştım. İzmir’e ait ne varsa, neyi gördüysem, neyi duyduysam bu köşeden paylaşacağım diye.

Bu doğrultuda yolumuz Zerrin KARA ile kesişti. Kendisi “Arzumsen” tiyatro oyununun yazarı, oyuncusu ve yönetmeni. Hatta son zamanlarda yönetmenlik koltuğunu da pek sevmiş ve bunu ilerletmek istiyor. Her parmakta ayrı marifet yani.  Bizi kırmadı ve hem kendisinden, hem marifetlerinden, hem yeni projelerinden, hem de aşk hayatından bahsetti.

Samimi yanıtlar için kendisine çok teşekkür ediyorum ve onu çok seviyorum.

Biliyorum! Yanıtları okudukça tanıyacak ve tanıdıkça siz de seveceksiniz.

İşte Sorular:

1- Bize kendinizden bahseder misiniz?

24 Mayıs 1984 İzmir doğumluyum. Kendim bildim bileli sahnede olmak istedim. Bunun içinde okul hayatım boyunca hep görsel sanatlarla ilgilendim. Küçücük yaşlarda şarkıcı olma isteğim ortaokulda opera sanatçısı olma arzusuna dönüştü. Daha sonrada tiyatroyla tanıştım hem şarkı söyleyebilecek hem de oynayabilecektim. İlk sahneye çıkışım Yılmaz Erdoğan’ın “Kadınlık Bizde Kalsın” oyununda sunuculuk rolüydü. İşte bu dedim ve tiyatro eğitimleri almaya başladım. Tiyatro oyunculuk sınavlarına hazırlandım ve Süleyman Demirel Üniversitesi Oyunculuk Bölümünü 2003 yılında kazandım. 2005 yılında staj için İstanbul’a gittiğimde Tv8 de Erkan Taşdöğen’ in ‘Vampirle Görüşme’ adlı programda bir skeçte oynatıldım. Okulum olduğu için ve de İstanbul’ dan korktuğum için programa devam edemedim. 2007 yılında tezimi yazarken ve de uygulama aşamasında çok büyük keyif aldım. Bir gün kendi oyunumu yönetmek ve de oynamak benim için hazların en büyüğü olacaktı. 2007 yılında okulumu bitirdim. Antalya devlet tiyatrosundan davet aldım. 1 ay kadar çalıştıktan sonra maddi imkansızlıktan dolayı satış pazarlama sektörüne geçtim. 9 yıl boyunca çoğunlukla bölge müdürlüğü yaptım. Türkiye’nin en iyi kurumsal firmalarında çalıştım. Her başladığım firma ve çevremdeki insanlar neden oyunculuk yapmadığı sorup durdular. Okuldan sonra kendi mesleğimi aslında sahada yapıyordum. O kadar çok insan tanıdım ki hepsi benim için gözlemlediğim kendi arşivime aldığım birer karakterdi. Sonunda yoruldum ve artık ben oyuncu olmalıyım dedim. Ama 10 yıl sonra mesleğime döneceksem kendi oyunumla dönmeliydim.

2- Arzumsen oyunun hikayesi nasıl oluştu?

Aslında traji komik bir hikayesi var. Aklımda bir hikaye var hiçbir yazar arkadaşım yazmak istemiyor. Neden çünkü param yok. Sosyal medyanın olumlu ve olumsuz etkilerini anlatan, sosyal medya içinde insanların nasıl yalnızlaştığını ve sosyal medya kullanmayanların ise asosyal olarak yalnızlaştırıldıklarını anlatan komedi bir oyun yazılmasını istedim. Kiminle konuşsam sen hikayeyi çok güzel anlatıyorsun neden sen yazmıyorsun diyor. Ben yazarlık okusam zaten yazarım kimseye sormam ama değil mi? Herkes işini yapsın ama değil mi? Neyse, iş başa düştü. Kendime gittim nasıl yazar olunur diye kitaplar aldım. Onlardan bir şey öğrendim mi? Hayır. Bu arada oyunu oynamak için bir belediye ile anlaştım. Ama oyun yok, ekip yok, bir ben varım ve konu var. Mecbur oyunun yazılıp hazırlanması lazım ve önümde 2 ay var. Oturdum yazmaya başladım. Ailem tam destek, kuzenlerim tam destek herkes yazarsın diyor ama ben daha önce hiç deneme bile yapmadım. Samimi söylüyorum 1 haftada oyununun yarısından fazlasını yazdım. Ve beni gerçekten yerden yere vurarak eleştirecek arkadaşım Merve’ye okuttum. (Bu arada oyunun karakterlerinden biri olan Merve kendini oynuyor) Kötü eleştiriler beklerken okudukça bana kızmaya başladı neden daha önce yazmadın diye. Ve beni öyle bir şevklendirdi ki devamını 2 günde yazdım. Bana o kadar inandı ki Merve Erşan’a çok teşekkür ederim. Aslında oyunun hikayesi tamamen yılların birikimi karakter analizleri ile ortaya çıktı diyebilirim. Ekip arkadaşlarımın sonsuz özverileri olmasaydı sadece yazım aşamasında kalırdı. Can karakterine hayat veren partnerim Yiğitcan Keskin’e ve onunla tanışmamı sağlayan diğer oyuncu arkadaşım dostum Ender Şeviker’e, Işık sahne tasarımını ve sesiyle oyuna renk katan Ushan Osman Sarıışık’a, güzel videolarımızı çeken ve ekibin harika bir parçası olan görüntü yönetmeni Ufuk Ceviz’e, her zaman yanımızda olan ulaşımımızı sağlayan dostlarım Duko Peyzaj Duygu ve Okan Zeran çiftine vee en son olarak her anlamda desteğini eksik etmeyen biricik ablam muhteşem terzimiz Zeynep Kara’ya çok teşekkür ederim.

3- Hem yazan, hem oynayan, hem de yöneten olmak nasıl bir duygu?

Öncelikle gerçekten çok zormuş. Sadece yazıp yönetip oynamıyorsun bir de bunun tanıtım ve satışı var. Ama insan bir kere yapmak isteğince olmaz denileni bile başarabiliyormuş. Ben hiç anne olmadım ama Arzumsen ile sahiplenme, koruma, yüksek dozda sevgi ve de en önemlisi sabrı öğrendim.

4- İlham kaynağınız nedir- kimdir?

Benim ilham kaynağım çevremdeki olumsuz düşünceler. İnsanlar kendilerin deki gücün farkında değiller. Negatif insanlara belki örnek olurum. Belki onlar da yapmak istedikleri şeyi sevgiyle yaparlarsa daha yaşanabilir bir dünya olur.

5- Oyun yazma, oyuncu, yönetmen. Hangisi ya da hangileri devam edecek?

Gücümün yettiği kadar hepsini bir arada götürmek istiyorum. Zor olduğu kadar her şey ile sana ait bir ürün çıkarmak çok kıymetli.

6- Devam eden ya da edenler için sıradaki proje nedir?

Arzumsen’in devamını yazmayı düşünüyorum. Oyun açık biçim ve izleyenlerden aldığım geri dönüşler de sonrasında ne olacağını merak ediyorlar. Arzu ve Can karakterlerini biraz daha yaşatabilirim. Yönetmen arkadaşım Ufuk Ceviz’in bir boksörün hayatını anlatan kısa film projesinde yapım koordinatörü ve oyuncu koçluğu yaptım. Kısa film yurtiçi ve yurt dışı film festivallerine katılacak. Benim için muhteşem bir deneyim ve keyifti. Kısa ya da uzun metrajlı filmlerde tekrar beni görebilirsiniz.

7- Zerrin Kara “Arzumsen” oyununda en çok neye güldü?

Oyunun adından başrol Arzu karakteri gibi görünse de, aslında Can karakteri başrol. Hayatın sillesinde yemiş kendi kabuğunda sosyal medya kullanmayan ve de hiç sevmeyen yalnız bir adamın durum komikliklerine. Can aslında özlediğimiz gerçek aşkın saf duygularını yansıtıyor.

8- Aşk hayatınız nasıl?

Aşk mı hayat mı? O ne ki? hahhahha. Ben her işimi aşkla yapmayı severim diyip politik bir cevap vermek istemem. Maalesef istediğimiz gibi birini bulmak çok zor. Bulduğumuzu zannettiğimizde de hızlı tüketime kurban ediyoruz. Ben biraz aşk konusunda yeni düzene pek ayak uyduramıyorum. Samimiyet ve saygı bekliyorum. Bulmuyor muyum? Evet buluyorum ama en fazla 1 ay.

Hayatımın aşkının bir gün karşıma çıkağını umuyorum.

9- İzmir-İN için bir şeyler söylemek ister misiniz?

Aylin, canım seninle sıcak, samimi ve gerçek. Kültür ve sanatın bu kadar muhteşem bir dil ile aktarılmasını sağlayan İzmir rehberi. Güzel enerjini, fikirlerini, bana ve ekibime aktardığın için ayrıca sana çok teşekkür ederim. Beni önemseyerek sesimi duyurmama izin verdiğin için çok teşekkür ederim.

 

İzmir- İN rehberimize gelince!

Konserler:

İlik nakli olacak 3 yaşındaki Ayaz bebek için 26 Kasım’da Hayal Kahvesi Optimum’da yardım konseri düzenlenecek. Konserin tüm geliri Ayaz’ın ailesine teslim edilecek ve biletler 30 Tl.

Ayaz bebek kalbimiz ve dualarımız seninle. Her şey çok daha iyi olacak, inan buna…

Yahya Dai konseri 22 Kasım’da ve Bilal Karaman konseri 29 Kasım’da İzmir Sanat Kültürpark’ ta,

22- 27 Kasım’da Jazz Konserleri Bostanlı Suat Taşer’de ,

Manuş Baba konseri 23 Kasım’da Container Hall’ da,

24 Kasım’da Cem Adrian,25 Kasım’da Duman konserleri Ooze Venue’ de,

24 Kasım’da Mary Jane, 25 Kasım’da Mabel Matiz ve 29 Kasım’da Niyazi Koyuncu Hayal Kahvesi Optimum’da,

24 Kasım’da Bornova Pub Locale’de alternatif rock ve independent music türlerinde adından başarıyla söz ettiren Allen Hulsey konseri,

Barış Kerem Bahar ve Sebastian de Leeuw konseri 28 Kasım’da Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde.

Ayrıca Ozan Doğulu 25 Kasım’da Ege Perla Alışveriş Merkezi’nde konser verecek.

 

Sergiler:

Fotoğraf sanatının gelişimine katkıda bulunmak için Karşıyaka Belediyesi, Bremen Sanat Okulu ve Goethe Enstitüsü işbirliği ile yapılan “İzmir- Bremen Fotoğrafçı Değişim Projesi” kapsamında hazırlanan İzmir ve Bremen’deki kent yaşamı fotoğrafları 18 Kasım – 28 Aralık tarihleri arasında Karşıyaka Hamza Rüstem Fotoğraf Müzesi’nde,

Uluslararası Sanat ve Sanatkarlar Topluluğu Kültür Derneği’nin (Saküder) Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk anısına düzenlediği sergi 20- 30 Kasım tarihleri arasında Tarihi Havagazı Kültür Merkezi’nde,

İzmir Resim Heykel Müzesi ve Galerisi’ nde Turgut Pura Sergi Salonu’ nda 27 Kasım- 10 Aralık Kasım tarihlerinde Tamer Ersoy’ un Heykel ve Resim Sergisi, Şeref Akdik Sergi Salonu’ nda 28 Kasım- 10 Aralık tarihleri arasında Ali Faik Uzdil’ in Yağlıboya Resim Sergisi ve Kültürpark Sergi Salonu’ nda 29 Kasım- 9 Aralık tarihleri arasında Gülseren Güvenilir’in Resim Sergisi’ni ziyaret edebilirsiniz.   

Ahşap yontu sanatçısı Devrim Erakalın’ın “Gelenekselden Çağdaşa” isimli yeni eserlerine ait sergi İzmir Art Shop Sanat Galerisi’nde ve 14 Aralık tarihine kadar ziyaret edebilirsiniz.

İzmirli 15 sanatçının (Burak Erim, Cem Atmaca, Damla Hancıoğlu, Erdal Kara, Fırat Neziroğlu, Leyla Önen, Maartiz, Merve Güven, Nedret Yaşar, Nihan Akdemir, Özgürcan Artan, Sema Okan Topaç, Serpil Birsin, Tuba Gültekin, Varol Topaç)  resim, seramik, dokuma ve fotoğraflardan oluşan “10 Kasım Ata’ya Saygı Sergisi “ 5 Aralık tarihine kadar Türkan Saylan Kültür Merkezi’ nde.

Norm Sanat Galerisi bünyesindeki ressamlara ait 110 eseri yer aldığı sergi 30 Kasım’a kadar açık.

 

Vizyondakiler:

Mucize (Dram)

Buğday (Bilimkurgu, Dram)

Kardeşim Benim (Romantik, Komedi)

Morg (Gerilim, Korku)

Ayı Paddington (Animasyon)

Bu hafta vizyonda!

Yeniden Sinematek 2017 etkinlikleri kapsamında “İdam Sehpası” filmi 24 Kasım’da İzmir Sanat’ta ve 29 Kasım’da Seferihisar Kültür Merkezi’nde.

Bağımsız Türkiye Sineması İzmir Buluşmaları etkinlikleri kapsamında “Sofra Sırları” filmi 22 Kasım’da Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde.

Fransız Kültür Merkezi’nde 28 Kasım’da “İçimdeki Güneş” filmi gösterilecek.

“Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali” 10. yılında İzmir’de dahil olmak üzere 10 ilde eşzamanlı olarak 22- 26 Kasım tarihleri arasında ve tüm gösterimler ücretsiz.  Detaylara www.surdurulebiliryasamfilmfestivali.org adresinden bakabilirsiniz ve film gösterimleri Dokuz Eylül Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nde olacak.

 

Tiyatrolar:

Aysa Organizasyon’un geleneksel hale getirdiği “2. Alaittin Eraslan Tiyatro Günleri” 16 Kasım- 21 Aralık tarihlerinde olacak. 48 oyunun sahneleneceği etkinlik kapsamındaki oyunlar İsmet İnönü Kültür Merkezi, İzmir Sanat, Bostanlı Suat Taşer, Tepekule Kültür Merkezi, Sabancı Kültür Merkezi ve Güzelbahçe Kültür Merkezi’nde olacak. Kaçırmayın, yakalayın derim!

Tiyatro Kalemi Topluluğu iki farklı oyun ile İzmir’de perdelerini açacak. 24 Kasım’da Karşıyaka Boyoz Akademi’de “Bazı Kadınlar” isimli oyun ve 29 Kasım’da İsmet İnönü Sanat merkezi’nde “Kıpti Kumpanya” isimli oyunu izleyebilirsiniz.    

Sahne Tozu Tiyatrosu Haldun Dormen Sahnesi’nde Cuma- Cumartesi ve Pazar günleri “Kamp 17” oyunu ve Çarşamba günleri (29 Kasım’a kadar) “Ferhad ile Şirin” oyunu sahneleniyor.

Füsun Demirel, Mert Küçülmez ve Serpil Özcan’ın oynadığı “Aşk Dersleri” oyunu 28 Kasım’da Kuzguni Sanat’ta.

Bilginize!

     

İyi dost;

Küçük İskender’in deneme türündeki “Türkçe Sözlü Hafif Mavi” isimli kitabı,

Fazıl Say’ın sosyal medyada paylaştığı denemelerden oluşan “Akılla Bir konuşmam Oldu” isimli kitabı,

Mümin Sekman (hayranıyım) ve Dr. Bahar Eriş’in çocukların başarılarını artırmak için hazırladıkları çocuk büyütme biliminin kapsamlı ve geniş özeti “Çocuklar Nasıl Başarır?” kitabı bu haftaki önerilerimiz.

 

UNUTMAYALIM!

Birleşmiş Milletler Kadın Birimi 25 Kasım- 10 Aralık tarihlerini toplumsal cinayete dayalı şiddeti önleme ve bu konuda farkındalık yaratma günleri olarak belirledi. “Dünyayı turuncuya boya” sloganı ile başlattığı kampanyayı İzmir’e taşımak için, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ticaret Borsası, Göztepe ve Karşıyaka Spor Kulüpleri, Sabancı Üniversitesi’nin desteği ile “İzmir’i Turuncuya Boya Platformu” kuruldu. Kampanya süresince İzmir’i turuncuya boyuyoruz. Unutmayalım! 10 Aralık saat 14: 00’ da Cumhuriyet Meydanı’nda başlayacak yürüyüş etkinlikleri finali olacak.

 

Çok Sevdim!

Türkiye kıyılarındaki Akdeniz foklarını korumada yüzde 72 başarı sağlamışız. Yani gezegenimizin en nadir canlılarından olan Akdeniz foklarının neslinin devamı için hayati önem taşıyan ama risk altında bulunan 25 alanın 18’ini kurtarmışız. (fabrika, termik santral, yol, konut, marina durdurulan yatırımların bazıları) Bunu da yerel halk, sivil toplum örgütü ve kamu işbirliği ile sağlamışız.

Aslında istersek daha pek çok canlıyı kurtarabiliriz.

 

Hiç Sevmedim!

Dr. Sergio Canavero’nun 2050 yılında eğer istenilirse bedeninden memnun olmayan birinin tıbbi gereksinim olmak sızın bedenini değiştirebileceği haberini hiç sevmedim.

 

DUYURU!

İzmir İş Kadınları Derneği tüm kadınların katılabileceği fotoğraf yarışması düzenliyor. Yarışmanın teması “Zeytine Hayat Veren Kadınlar” ve son başvuru tarihi 11 Aralık.

İmeak Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi ilkokul öğrencilerine deniz sevgisi ve deniz temizliğini aşılamak, ortaokul öğrencilerine denizciliğimizin ülkemiz için önemini anlatmak amacı ile düzenlediği Resim ve Kompozisyon Yarışması’na başvurular başladı. Başvurularınızı 3 Nisan 2018 tarihine kadar İmeak Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi’ne yapabilirsiniz.

 “Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en fedakar ve saygı değer unsurlarıdır.”

                                       Mustafa Kemal Atatürk

Tüm Öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü Kutlu Olsun…

 

Saçlarını iki yana ayırarak toplamış öğrenci emojisi.

Sizde İzmir-İN için önerilerde bulunmak isterseniz aylin.ege@hotmail.com adresine gönderebilirsiniz