GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
9 Eylül 2019 Pazartesi

İzmir Fatihi’nin kılıcı şimdi kimbilir nerede?

Bugün 9 Eylül…

Türkiye’nin her köşesinde bilinen adıyla…

“İzmir’in Bayramı…”

Coşkumuz büyük…

İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 97’nci yıldönümü…

Bugünü…

En anlamlı İzmirli şair Haluk Işık anlatır:

“Sen 9 Eylül dersin iki kelime,

Ben onurlu bir halk anlarım…

Sen İzmir dersin iki hece,
Ben saygıyla ayağa kalkarım…”

***

Sevinç gözyaşlarına…

Acıların da katık olduğu gündür “9 Eylül”

Mesela…

İzmir’in yarısını alıp götüren büyük yangın…

Daha niceleri…

Büyük kahramanlık destanları yazılırken…

Bir de…

“İzmir Fatihi”nin kaybolan kılıcı vardır…

Bu kadim kentin adını taçlandıran…

İşte, o kayıp kılıcın öyküsü…

***
Pek kimseler hatırlamaz…

Bir vakitler Rusya topraklarında…

Bir Buhara Cumhuriyeti vardı…

Sovyetler Birliği himayesinde kurulmuş bağımsız devletti…

Yurttaşları kahramandı…

1920’de kuruldu, 1924 yılında lağvedildi…

Buhara Cumhurbaşkanı Osman Kocaoğlu’ydu…

Kurtuluş Savaşı’nda…

Rusya gönderdiği diye efsaneleştirilen…

Silah ve altınları…

Bize Buhara göndermişti…

Milli Mücadele’nin en büyük finansörüydü Buhara…

Altınlar ise…

Ankara Savaşı’nda, Beyazıt’ı yenerek…

Osmanlı’yı “Fetret Devri”ne sokan Timur Han’ın hazinesiydi…

Timur’un çok kıymetli üç kılıcı da…

Bu hazinenin parçaları arasındaydı…

Timur, bu kılıçları 1402’de İzmir’i fethettiğinde kullanmıştı…

Buhara Cumhuriyeti, Atatürk’e haber yolladı:

“O kılıçlar nasıl İzmir’i fethettiyse, şimdi yine kurtaracak!”

Nitekim…

Buhara’dan bir heyet geldi…

Üstü, çok değerli yakut ve zümrütlerle işlenmiş…

İlk kılıcı Gazi Mustafa Kemal’e takdim ettiler…

İkincisi Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’ya nasip oldu…

Sıra üçüncü kılıca geldiğinde…

Konuk heyet Atatürk’e şöyle dedi:

“Bu kılıcın da, İzmir'e ilk giren Fatih'e verilmesini arz ederiz!”

Atatürk, Meclis’te yaptığı konuşmada o kılıcı göstererek…

“Sakarya Savaşı'nı kazanan milli ordumuz, inşallah bu kılıcı da kazanacaktır” dedi…

***

9 Eylül 1922…

Türk Ordusu, bir nefes kadar yakın İzmir’de…

Günlerden Cumartesi…

Yunan kaçıyor, Mehmetçik kovalıyordu…

İkinci Tümen'in öncülüğünü yapan…

Yüzbaşı Şerafettin Bey'in komutasında yaya olarak…

Bornova’dan Halkapınar’a en önde giden…

Sekiz kahraman askerimiz…

Bir fabrikanın önünde yaylım ateşine tutuldu…

Dört aslan şehit oldu…

Konak'a ulaşmayı başaran Şerafettin Yüzbaşı’yı da…

Bir pusu bekliyordu…

Pasaport’ta atının ayakları altına bomba attılar…

Ağır yaralanmıştı…

Buna rağmen Hükümet Konağı’na koşmaya başladı…

Üst kata ulaştı, Türk Bayrağı’nı göndere çekti…

İzmir kurtulmuştu…

O bayrak, ulusal bağımsızlığın kazanıldığını dünyaya ilan etti…

Ertesi gün, Atatürk İzmir’e geldi…

Aynı balkondan İzmir’e seslendi…

Hemen ardından…

“İzmir Fatihi” olması nedeniyle…

Yüzbaşı Şerafettin'e…

Timur'un o çok değerli kılıcını armağan etti…

Tarih; 10 Eylül 1922…

Kayıtlarda var…

Sonra n’oldu?

Sonrası hayli hazin…

***

Şerafettin Bey’in yarası…

O’nu aktif bir yaşamdan zaman içinde uzaklaştırdı…

Sonunda ailesi ile İstanbul’a yerleşti…

Hastalık yakasını bırakmadı kahraman subayın…

Durumu giderek ağırlaşırken…

Yoksulluk içinde kaldı…

Tam o günlerde İzmir’den bir mektup geldi aileye…

Bir müze kurulacağı söyleniyor, kılıcın armağanı isteniyordu…

Şerfafettin Bey’in eşi Siret Hanım…

İstanbul Valiliği’ne giderek kılıcı teslim etti…

İşte…

Kılıcın en son görüldüğü gün o gündür…

Siret Hanım, kılıcı kime vermiştir, karşılığında bir belge almış mıdır?

Bunu kimseler bilmiyor…

Sonra ne oldu?

İnanılmaz bi’şi oldu…

Atatürk'ün “İzmir” soyadını verdiği Yüzbaşı Şerafettin'in…

İzmir'de kurulacak İnkilap Müzesi'ne gönderilmesi için…

İstanbul Valiliği'ne teslim ettiği kılıcın…

Kaybolduğu ortaya çıktı…

***

O paha biçilmez, manevi değeri ise…

Asla tartışılamaz kılıcın izini…

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina da…

Sürmeye çalıştı…

Aldığı cevap şuydu:

“İzmir müzelerinde böyle bir kılıç yok…”

***

Koca memlekette…

Kılıcın izini yıllardır bıkıp usanmadan süren sadece bir kişi var…

O da…

Dokuz Eylül Üniversitesi…

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Profesörü Kemal Arı…

Hatta, bu konuda kitap bile yazdı…

Hoca’ya sorarsanız, kılıç 1963’te kaybolmuş…

Ama…

Sır perdesi 56 yıldır aralanamıyor!

Bu işte kimlerin parmağı var?

Buhara’nın hediyesi o kılıç nasıl “buhar” oldu?

Kimseler bilmiyor…

Bilen varsa bile belli ki susuyor!

İşin tirajı komik yanı şu:

Kahraman Şerafettin Yüzbaşı’nın…

Kılıçla fotoğrafı var ama kılıcın kendisi yok!

Nokta…

Sonsöz: “Sen 9 Eylül dersin iki kelime, ben değişen yazgı anlarım… Sen İzmir dersin iki heceyle, ben sevinçten ağlarım… / Haluk Işık…”