GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
3 Aralık 2018 Pazartesi

İzmir CHP’dir, CHP kalacak

O biraz zor…

Çünkü CHP’ye oy veren İzmirli seçmen, beklentilerinin karşılığını CHP’de tam olarak bulamıyor. Bununla birlikte, AKP’nin sıkıntılı Türkiye tahayyülüne direnebilmek için, CHP’ye yaslanıyor. CHP’nin tarihsel olarak böyle bir misyonu var. Ancak bu misyonun gereği ne ölçüde yerine geliyor, orası çok tartışmalı.

Niyetim, CHP’yi suçlamak değil. Dünya ölçeğinde sistem krizi yaşanıyor. Türkiye, doğru dürüst yönetilememenin yanı sıra, son derece çetrefil sorunlarla karşı karşıya… Ve bu ülkede oldum olası muhafazakâr oylar %60 dolayındadır.

Hal böyle iken, belirsizliğin ve nereye gittiği belli olmayan değişimin orta yerinde, CHP’yi gelişigüzel argümanlarla suçlamak istemem.

İslamlaştırma politikalarına kararlı bir şekilde direnen İzmir, kanımca, “İzmir CHP’dir”den ziyade, “seküler hayatın başkenti” olarak anılmayı hak ediyor.

Kendim de CHP üyesiyim. Ve bu sloganı çok sorunlu buluyorum.

Ülke bölünmenin eşiğine gelmişken CHP’den beklenen; laik Cumhuriyet’in, sosyal devletin ve seküler yaşamın karalı bir şekilde savunulmasıdır.

Toplumun sadece dörtte birinin desteğini alabilen CHP, islamcı değişime karşı çıkan %50’yi düşünmek zorundadır. Bu zaruretin, “seküler toplumu savunan %50’nin öncülüğü” olarak ifade edilmesi de mümkündür.

İzmir, kozmopolit yapısının getirdiği sorunları aşarak sosyal barışı her zaman koruyabilmiştir. Bu nedenle, bozulan toplumsal mutabakatın yeniden inşası için yeni bir model oluşturma potansiyeline sahip olan İzmir, CHP’nin siyasi öncülüğünde bu sorumluluğu yüklenebilir.

Ama “İzmir CHP’dir CHP kalacak” diyerek değil. Bu slogan, öncülük konusunda CHP’nin samimiyetinin sorgulanmasına yol açar.

Türkiye, yeni bir toplumsal mutabakat aramak zorundadır. Bunu söylemekten kastım, itirazlar nedeniyle sorunlu hale gelen yüzyıllık mutabakatın top yekûn reddi değil. Ama çökmekte olan toplumsal mutabakat üstüne, tabuları yıkarak yeniden düşünmeye ihtiyaç var.

Sonuç olarak, ikibinli yıllar boyunca, İslamcı baskılar karşısında, Cumhuriyet’in getirdiklerini ve seküler yaşamı kararlı bir şekilde savunan İzmir; kozmopolit yapısı, barışçı tutumu, tolerans fikrini yaşatan iklimiyle, “toplumsal mutabakatta İzmir modeli” yaratabilir.

“İzmir CHP’dir CHP kalacak” diyerek meydan okuyan CHP’lileri, bu mesele üzerine düşünmeye davet ediyorum.

Toplumsal mutabakatı konuşmak için -ihtimal olarak- bir araya getireceği insanlara böyle meydan okumak, biraz tuhaf olmuyor mu?