GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
1 Eylül 2019 Pazar

İyimser olmanın âlemi yok

Satıh insanların, sığ akılların muktedir olduğu bir çağda, tükenişten çöküşe uzanan lanet yüklü günlerin getirdikleriyle hemhal, Araf’ta geri sayıyoruz; bir cehennemden belki de bir başka cehenneme gidecek olmanın getirdiği karışık duygularla…

Yapılan hataların ve yanlış gidişin biriktirdiği sorunların ürettiği belayı hayat artık savuşturamıyor. Yanlış yaşanmış zamanların faturası önümüzde; yoksulluk, açlık, sefalet, yoksunluk, vicdan yitimi, doyumsuzluk, cinayetler, savaşlar, yangınlar, seller,  tanımlanamayan salgınlar, insan yaşamına sırt çeviren toprak, hava ve su olarak duruyor.

İnsanlığa verilmiş büyük ceza; Yalanı en yüce değer kılan ikiyüzlü ahlak ve kıt akıl hayatımıza yön veriyor. Yalandan gayrisi yalan…

Doğrusu, bu acı bilgi insanı hayattan soğutuyor.

Gelin görün ki böylesine lanetli yolculuğun kıymetli yolcularından ülkemin insanı, gidişatı o kadar da umursamıyor. Ülkemin insanına sanki hayat her türlü güzel!

Hâlbuki Türkiye’yi kuşatan yakıcı sorunlar günbegün geleceğimizi karartıyor.

Gündelik hayatın olağan akışı içinde görmek istemediği ne varsa insanın burnunun dibinde her an bitiveriyorsa ve bu karşılaşmalar rutin ise, anlamalıyız ki ülkede sistemin ayarları kaçtı ve artık ayar tutmuyor.

On yıl kadar önce, denetim mekanizmalarının zayıflatılmasıyla çıkması muhtemel sorunları, getireceği tehlikeleri, öngörü sahibi kişiler işaret etmişti.

Ve bugün, enikonu görünür hale gelen sorunlar belaya dönüştü, hayatın her alanında tehlike saçıyor.

Açık bir dille söylemek lazım; Ülkede değerler sistemi çöktü. Ne sağında ne solunda umut kaldı. Yalan en yüce değer, aptallık en büyük erdem oldu; Öyle ki karakter teşekkül etmiyor.

Kamusal alanda bir arada yaşamanın koşulları muğlâk, normlar çöktü; gündelik hayat yurttaşın sırtında yüke dönüştü.

Kamu yönetimi, satıhlaşan siyasal yaşamın ve yetersizlikle malul siyasetçilerin baskısı altında, sürekli erör veriyor. Yönetim her düzeyde sorunlu; çapsızlık, vasatlık, keyfilik her yerde…

Hazin ama gerçek; neredeyse hergün kadın öldürmeyi alışkanlık haline getiren erkek dünyası, bu kafayla ülke yönetmeye yelteniyor.

Ülke güvenliği sıkıntılıymış, eğitim sistemi çökmüş, sağlık sistemi sorunluymuş, istihdam yetersizmiş, geçim sıkıntısı giderek büyüyormuş, sosyal güvenlik politikaları ihtiyaçların gerisindeymiş, ne gam!

İyimser olmanın âlemi yok. Yeryüzü ölçeğinde, sistemden kaynaklanan yönetememe sorunu giderek büyüyor. Belki de her tarihsel sistem gibi kapitalizm de sona yaklaşıyor.