GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
30 Nisan 2019 Salı

İptal… Miptal…

Bu güzel memleket…

1984’ten beri “Büyükşehir Belediye Başkanları” seçiyor…

Aradan ne kadar geçmiş?

35 yıl…

Bu süre içinde bir kez olsun tekrarlanan…

Bir büyükşehir seçimi yok…

Oysa…

Tam 30 gündür İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi…

“Battı balık yan gider!” durumunda…

Yüksek Seçim Kurulu, nihai kararını yasaya göre…

En geç 3 Mayıs Cuma günü vermek durumunda…

Ya, bugünkü sonuçlarla “yeni seçim yok” denecek…

Ya da İstanbul seçimi 60 gün içinde tekrarlanacak...

Türkiye “kasılmış” durumda…

***

En “olumsuz tablo” üzerinden…

Yani…

İstanbul seçiminin “iptali olasılığı” üzerinden…

İlginç senaryolar üretiliyor…

Mesela…

Seçim tekrarlanırsa…

Zarfın içine sadece “büyükşehir adayları” pusulası atılacak diyenler var…

Neden acaba?

Şundan…

10 milyon İstanbullu seçmen…

31 Mart’ta…

Zarfın içine hem büyükşehir başkan adayı…

Hem ilçe belediye başkan adayı…

Hem ilçe belediye meclisi adayları…

Hem de mahalle muhtarı için mührü bastı, sandığa attı…

Peki…

AK Parti’nin “olağanüstü itirazı” hangi maddelerden oluşuyor?

Ağırlıklı iki maddeden…

Bir, diyorlar ki:

“Seçmen olmayanlar (kısıtlılar) oy kullandı…”

İki, diyorlar ki:

“Sandık görevlilerinin bazıları devlet memuru değildi!”

Üstüne Cumhurbaşkanı ne demişti Rusya’ya giderken:

“Neredeyse bütünü usulsüz!”

O zaman garip bir tablo ortaya çıkıyor…

Tutun ki…

Mahkeme kararı ile (söylendiğine göre) 14 bin civarında…

Kısıtlı (hacir altına alınmış) seçmen oy kullandığı belirlenirse…

İstanbul seçimi yenilenecek…

İyi de…

Bunların kaç binin CHP’ye…

Kaç bininin AK Parti’ye damga vurduğunu…

Kim bilebilir?

Madem ki…

Kazanan ile kaybeden arasında 14 bin fark var…

O zaman seçimi iptal edelim, olsun bitsinle…

Bu işten kurtulmak ne kadar doğru?

***

Şeytan dürttü, merak ettim…

YSK İstanbul Seçimi’ni iptal ederse…

Acaba CHP’nin bu yeni sandık macerasını…

Ret etme ihtimali var mı?

Yani, “Bu nasıl adalet; ben yokum!” deyip…

Yenilenecek seçime “girmeme hakkını” kullanabilir mi?

(Hiç yaşanmamış ama böyle bir hakkı var!)

Çok, çok, çok ama çok minik bir ihtimal de olsa…

Ana Muhalefet partisi seçimi “protesto” edebilir…

(Dikkat! Bu olayı Sine-i Millet’e dönmekle karıştırmamak gerekir…)

Benzeri görülmemiş bir olaydan söz ediyoruz…

O zaman…

Her şey tepetaklak olur…

Allah korusun; böylesi bir durumda…

Piyasayı, Ekonomiyi, Borsa’yı, Dolar’ı bi’düşünün…

Aslında…

Sürekli bu konuda dır-dır yapmak yerine…

Yüksek Seçim Kurulu’nu rahat bırakmak en doğrusu!

***

Bitiriyoruz…

Neyle?

Bu güzel ülkeye…

Rekor süre Ulaştırma Bakanı olarak…

Üç dönem İzmir Milletvekili olarak…

“Son Başbakan” olarak…

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak…

Hizmet veren…

AK Parti İstanbul Büyükşehir Adayı Binali Yıldırım’ın…

Seçimler Tarihi’ne geçecek sözleriyle:

Ben kaybedilmiş bir seçimi, kazanmak için uğraşacak bir insan değilim... Bu makamların daha fazlasını gördüm daha fazlasında sorumluluk aldım…”

Anlayanlar için bu kadar!

Nokta…

Sonsöz: “Çalınan her kapı hemen açılsaydı; ümidin, sabrın ve isteğin derecesi anlaşılmazdı! / Hz. Mevlana…”