GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Rifat ÖZER
YAZARLAR
22 Mart 2020 Pazar

İnsanlar

‘Bu nasıl bir insandır ki...’
Bu söz iki tarafı da kesen... döner bıçağı sanki !
İyi insansa... Onun için de söylenir.
İyi olmayan insansa... Onun için de söylenir.

***

Bir iyi insandı...
Doktor ve yazardı. Bir gün av köpeğini gezdiriyordu.
Köpek birden yerlerde sürtünmeye, ulumaya hırlamaya başladı.

Oradan geçiyordu...
Hemen yanına geldi.
Sakıncalı bölgelerini elledi !
Tuttu kopardı attı... paraziti.
Köpek mutlu gitti. O da gitti.
Bir teşekkür... beklemedi !

İşi gücü yoktu.Yırtık pırtık giysiler giyerdi.
İstediği yere giderdi,
Sokaklarda dolaşır dururdu.
Elinden her iş gelir... kim çağırırsa koşardı.
Günlük ihtiyacının dışında... para almazdı.
O gün ihtiyacı yoksa... hiç almazdı !

Evi barkı yoktu... Ama herkes ulaşabilirdi.
Kulaktan kulağa haber giderdi.
Sanki kentin telgraf şebekesine bağlıydı !

Ayrımsız herkesin acil işine koşardı ;
Ayakkabıcıda... kundura tamir ederdi.
İşi çıkan garsona... yedek garsonluk yapardı.

İşi olan kadınların... çocuklarını gezdirirdi.
Doğum yapan... pazarcı kadının, meyveleri telef olmasın diye pazarcılık yapardı.
Daha da... neler neler yapardı.

İnsana yatırım yapmıştı..
Onun ekonomik sistemi de buydu.
Bizim ‘Mandıra Filozofu’ gibiydi.
Sokakta her gören elini sıkardı.
Her kapı ona açıktı,
Her sofrada ona yer vardı...

Böyle insanlar vardı da...
Bu bir öyküydü !
Stefan Zweig’in... 439 sayfalık,
“Toplu Öyküler I” kitabından,
Katkılarımızla... mini bir anlatımdı.

***

Öteki... insanlar mı ?
Olmasaydı keşke... ama yok değil !
Güncel olduğu için şimdilik bir örnek...

Riski daha yüksek diye... 65 yaş üstünün dışarı çıkmasını sınırladılar.
Korumaya aldılar.
Çok da iyi ettiler...
Büyüklere... saygı ve sevgi gösterdiler.

Ama... kendini yazar gören, hatta çok büyük yazar gören kimileri var ya ?
Neler yaptılar...!

Yaş alanların adlarını bile saydılar...
Dışarı çıkamamalarına sanki sevindiler !
Ortalık hep kendilerine kalacak,
Kendileri hiç yaşlanmayacak... sandılar.
Şimdilerde ve geçmişte... kendilerinin de yaşlıları olduğunu... unuttular.

Yaşlanmanın bir insanlık şansı olduğunu,
Kimsenin... ölümden sonra yaşlanmayacağını düşünmediler !
Onları... yaşayan ölü gibi gördüler.
Üstelik bedeni de... aklı da saat gibi çalışırken !

Albert Camus diyor ki...
‘Kış ortasında... sonunda anladım ki, içimde yenilmez bir yaz... varmış’
Kış geçecek... yazda gelecek elbet !

Solcular insancıldır... denir ya !
Hani eşitlikçidir denir ya !
Gerçek solcular öyledir de...
Kimileri, insanların en azından kederde eşit olduğunu bile... bilemediler !

Ve kimileri... geleceği kısalanlara,
Sevginin iyileştirici gücünün değil,
Acımasızlığın... örneği oldular,
Tıpkı... Aynalar gibi !

EvdeKal’larla
İyi Pazarlar...