GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
3 Haziran 2020 Çarşamba

İnsan ırkçı olamaz! Irkçıysa insan olamaz!

James Ramsay, 18. yüzyıl köle ticaretinin dehşetini anlatanilk kitabın yazarıdır. Britanya Kraliyet Donanması’nın eski cerrahı, İskoçyalı bir hekim olan James Ramsay’ın kitabını geçen yıl TheIndependent'ın ödüllü köşe yazarı Patrik Cockburn da anımsatmıştı. ABD’de de gittim ama bence en değerli Kölelik Müzesi Liverpool limanında... International SlaveryMuseum… Müze Ramsay’ın kitabı üzerine kurgulanmış. İngilizlerin çoluk çocuk gezdiği bir müzedir ve sanıyorum bu müzeden o coğrafyanın halkı ders almıştır. ABD’deki kölelik müzelerinden kimsenin ders almadığını yaşıyoruz şu günlerde…

19 yıl kaldıktan sonra Liverpool’a dönen Ramsay, 1784'te “İngiliz Şeker Kolonilerindeki Afrikalı Kölelere Muamele ve (Dini) Dönüştürülmeleri Üzerine Bir Makale” başlığıyla yayımladığı kitabında, kölelerin dehşet verici durumlarını detaylıca yazmış.

Kitabı geniş kitlelerce okunan Ramsey için Ulusal Biyografi Sözlüğü “köle ticaretinin kaldırılmasında en önemli nüfuza sahip birey” tanımını yapıyormuş.

Ramsey, uzun yıllar boyunca şeker tarlalarındaki kölelerin maruz kaldığı vahşete tanık olan bir uzman olduğu için ikna edici. “Muhtemelen kendisinin diktiği bir kamışı kırdığı için, yarı aç bir zencinin nasıl pala ile parçalara ayrılabileceğini” yazmış.

Paçavra giysiler içinde kamış tarlalarında aşırı çalışmaya zorlanan, yarı aç erkek, kadın ve çocuklara yardım edecek çok az şey yapabildiği için çektiği ızdıraptan bahsetmiş.

Tanesi 60 pounddan (yaklaşık 471 TL) satın alınan köleler, kamışları kesmek, değirmene getirmek ve şeker olana kadar kaynatmak üzere günde 16 saat hem de ölünceye kadar çalıştırılıyormuş.

***

Dünya edebiyatında, sinemasında ırkçılık karşıtı o kadar çok eser var ki.. Bu nedenle en son söyleyeceğimi başlığa yazdım. ABD'de siyahi George Floyd'un polis şiddeti sonucu hayatını kaybetmesinin ardından başlayan gösterilerin yoğunluğu bütün dünyaya yayılmış durumda… Aslında ABD'nin ırkçılık dosyası kabarık, buna rağmen şu ana kadar böyle bir direniş görmemiştik. Virüs tehlikesine rağmen insanlar sokaklarda…

Amerikalı beyazların önemli bir kısmı kendilerini ırkçılıkla suçlayanları haklı çıkarmakla da meşguller yüzyıllardır olduğu gibi… 

Ne diyordu Yeşil Yol filminde siyahi şarkıcı: “Sen insan… Dünyadaki en güzel şeylerden birisisin ama… Sadece içi kin, öfke, nefret, ırkçılık dolu insanlar var dünyayı kötüleştiren, bir insanı rengi ile değil, karakteri ile sınayın diyeceğim fakat görünüyor ki, karaktersizlik bir renk tonu olmuş beyaz tenlerinizde”.

Amerika'da devam eden ırkçılık karşıtı protestolar üzerine Steve Nash: “Bu beyazların problemi. Biz beyaz tenli insanlar nasıl eşitliği yaratacağız? Dinleyerek. Okuyarak. Kendimizi başkalarının yerine koyarak. Fedakârlık göstererek. Değişerek. Destekleyerek. Oy vererek!” dedi… Irkçılığa tepki göstermeyene entelektüel dünyada insan gözü ile bakılmıyor artık…

Aslında çocuklar ırkçılık nedir bilmezler, sonradan öğretirler…  İkinci Dünya Savaşı bittiğinden beri “faşizm ve ırkçılık mücadele edilmesi gereken bir fikir değil, yok edilmesi gereken bir suçtur” diyorentelektüel dünya ama ne faşizm bitiyor, ne de ırkçılık…

Spor dünyasının yükselen tepkiler her düzeyde eğitimden geçmiş insanların da bunun farkına varmasına yol açtı. Faşist kafaların yönettiğinden zerrece kuşku duymadığım Bundesliga’nın bazı yöneticileri ırkçılık karşıtı söylemlerde bulunan futbolcular hakkında açtıkları soruşturmadan kolay vazgeçtiler.

Şimdi dünyadaki tüm sivil toplum örgütlerine düşen görev kesinlikle ırkçılığa karşı çıkmak. Görüyorum ki üyesi ve destekçisi olduğum dünyanın en güçlü sivil toplum temsilcileri ırkçılığa karşı açıkça tepki gösteriyorlar.

Barış için, dünyadaki tün anlaşmazlıkların çözümü için her bölgesinde, her kulübünde özel komiteler kuran Uluslararası Rotary de bir bildiri ile ırkçılığa tepkisini çok anlamlı sözlerle gösterdi.

Rotary’nin mesajını aynen paylaşıyorum: Rotary, ırkçılığa hiçbir şekilde hoşgörü göstermez. Karşılıklı saygıyı teşvik, çeşitliliğin takdiri, ahlaki liderliğin öne çıkarılması ve barışın tesisi için dur durak demeden gayret etmek Rotary’deki çalışmalarımızın temel unsurlarıdır.

İnsanlık için daha adil, daha açık ve daha kucaklayıcı toplumlar yaratmak üzere daha yapacak çok işimiz var.

Çözümün kolay olmadığını ve hepimizin önünde zorlayıcı diyalogların ve çalışmaların yattığını biliyoruz. Rotary’nin gücü, en başından beri insanları bir araya getirmekteki yeteneğimiz ve kararlılığımız olmuştur. Şimdi zaman, barış ve adalet için çalışan insanlarla aynı saflarda yer alırken bu gücümüzden en iyi şekilde yararlanma zamanıdır.

Rotary, pozitif değişimlerin ortaya çıkmasına katkıda bulunmaya kararlılıkla devam edecek, dinleyerek, öğrenerek ve harekete geçerek üzerine düşeni yapacaktır.

***

Tarih, nefret ve ırkçılık alevlerini sevenlere sevgiyle bakmayacak ama aynı zamanda Sessiz kalanlara da sevgiyle bakmayacak...

Irkçılık ideolojik bir düşünce değil aksine psikolojik bir hastalıktır .