GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
15 Ekim 2019 Salı

Hileciliğin, sahteciliğin önüne geçmenin yolları…

İki gündür yazıyorum, bu konuda en az iki yazı daha yazacağım…Neden ısrarla yazdığımı yineleyeyim:Tarım ve OrmanBakanlığı yaklaşık 1,5 yıl aradan sonra resmi internet sitesinden yaptığı açıklama ile “  laboratuvar sonucuyla taklit veya tağşiş yapıldığı kesinleşen gıdaları üreten/ithal eden; kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürecek şekilde bozulmuş, değiştirilmiş gıdaları üreten ve/veya satan firmanın adı, ürün adı, markası, parti ve/veya seri numarasını içeren bilgiler kamuoyunun bilgisine sunulmaktadır.” içeriğiyle 618 firmaya ait 1211 parti ürünü ifşa etti.

İyi de etti. Hakikaten insafsız yaratıklar, neler neler yapmışlar. Yazık bu millete… Yazık bu insanlara diyoruz ve bugün önlenebilirliği tartışmak istiyorum...

Peki bu işlerde caydırıcılığı nasıl sağlarız. Bu soruyu TMMOB Birliği Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı İ. Uğur Toprak’a sordum. O da bana yayınladıkları mesajı gönderdi. Tüm önerilerine katılıyorum ve buraya alıyorum.

NE KADARI HİLELİ? :Öncelikle, taklit ve tağşiş yapan firmaların ifşasına devam edilmeli ve ifşa sıklığı daha da kısaltılmalı. Fakat bakanlık ürün grubundan alınan numune miktarını, bu numunelerin yüzde kaçının hileli olduğunu da kamuoyuyla paylaşması gerekir.

ŞEFFAFLIK ŞART:İfşası yapılan ürünün parti numarası ile birlikte numune alma ve analiz tarihinin de belirtilmesi şeffaflık ve tüketicinin daha net bilgilendirilmesi konusunda fayda sağlayacaktır. 

YILLARDIR UYARILIYOR:Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak yıllardır “taklit, tağşiş ve hileli gıda üreten firmaların sadece ifşası yetmez. Taklit ve tağşiş kapsamı dışında ürünlerin mikrobiyolojik analiz sonuçları da açıklanmalı, pestisit kalıntı limitini aşan ürünler ile aflatoksin, okratoksin sınır değerlerini aşan ürünler ve bunları piyasaya süren firmalar da ifşa edilmeli, ayrıca uygulanan para cezaları çok az, bu cezalar üreticinin kazandığının çok çok altında, daha caydırıcı olmalı, gerekirse bu firmalar kapatılmalı, başka bir isimle faaliyete başlamaları engellenmeli, ticaretten men edilmeli” diyoruz.

DAHA ETKİN DENETİM:Bunların önüne geçilmesi için daha fazla ve daha etkin gıda denetimi yapılması gerekiyor.  Türkiye'desadece kayıtlı imalathane ve tesisler denetlenebiliyor.

KAYITDIŞI DA DENETLENSİN: Tarım ve Orman Bakanlığı sisteminde kaydı olmadığı için "merdiven altı" diye tabir ettiğimiz işletmeler maalesef ticaret hayatını sürdürüyor. Bu da haksız rekabete yol açıyor. Alo 174 hattına bir ihbar olmadığı sürece, bu işletmelerin varlığından haberdar olunamıyor, dolayısıyla da gerekli denetimler de yapılamıyor. Ülkemizde denetime tabi 12 binin üzerinde onaylı, 635 binin üzerinde kayıtlı işletme bulunuyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2018 faaliyet raporuna göre 2018 yılında 1 milyon 124 bin 918 denetim yapılmış. Yani her bir işletme ortalama yılda sadece bir kez denetlenmiş.Yürürlükteki yasamıza göre bu işletmelerden yılda en az 2, 3 hatta 4 kere denetlenmesi gerekenler varken, henüz hiç denetlenmemiş olanlar da mevcut.

BAKANLIĞIN İTİRAFI:Bakanlık 2018 faaliyet raporunda da, dün açıklamış olduğu ifşa listesinde de aslında bu işi nasıl yapamadığını itiraf ediyor. Halk sağlığı ve gıda güvenliği, işletme başı yılda ortalama bir kez yapılan denetimle sağlanamaz. Bu sayıdaki işletmenin 6825 denetçi ki bunların sadece  2250 kadarı Gıda Mühendisi, ile denetlenmesi mümkün değildir.  Yani sorun sadece denetim sayısının yetersizliği de değil. Denetimlerin daha sık ve güvenilir yapılabilmesi için daha çok gıda mühendisinin kamuda istihdam edilmesi gerekiyor.

KOBİLERE AYRICALIKŞART: Ayrıca, gıda işletmelerinin sayıca yüzde 80‘ini oluşturan küçük işletmelerde kamu bütçesinden kaynak ayrılarak uzman kontrolünde üretim yapılabilmesi, güvenli gıda arzının sağlanması için Odamızın bir projesi olarak Tarım ve Orman Bakanlığı'na sunulan küçük ve orta ölçekli gıda işletmelerinin hem daha güvenilir ürün üretmelerini sağlayacak hem de istihdam yüklerini azaltacak olan "Yetkilendirilmiş Gıda Danışmanlığı" sistemi de ivedilikle yürürlüğe konmalıdır.

***

Bu düşüncelere aynen katılıyorum. Meselenin bir coğrafi işaret kısmı var ki. Onu da yazacağım bir sonraki yazıda…