GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
21 Şubat 2019 Perşembe

Hiç ‘boyoz’ yememiş bir aday ‘ithal’ midir?

Kılıçdaroğlu, İzmir Karantina’dan seslendi…

AK Parti İzmir Büyükşehir Adayı Zeybekci için…

Ne dedi?

“AKP'liler baktılar, İzmir’de istedikleri gibi bir isim çıkmıyor… Dışarıdan ithal belediye başkan getirdiler… İthal bir isimle devasa İzmir yönetebilir mi? Yönetilemez… İzmir’i yönetecek kişinin İzmir’in kültürünü alması lazım…”

Akşam eve geldim, Cahide Sultan’ın ilk sözü şu oldu:

“Kılıçdaroğlu da ithal değil mi?”

“N’diyeyim ben şimdi?” derken, Zeybekci çatala taktı topu:

“Bunu Kılıçdaroğlu’nun söylememesi lazım… Kendisi Tuncelili, İstanbul’dan belediye başkan adayıydı... Şimdi İzmir milletvekili… Bize ithal aday diyorsa sadece soyadıma baksa, (Zeybek)in Ege için ne anlama geldiğini görse bunu söylemezdi… Ben Ege çocuğuyum…”

***

Bi’tutturmuşuz “ithal” diye gidiyoruz…

Bu zamanda “ithal” kaldı mı?

Ha, Uruguay’dan gelen “anguslar” ithal, onu anlarım…

Ama, siyasetçinin ithali nasıl oluyor?

Bak İzmir’in “ortaya karışık” milletvekili listesine…

Binali Yıldırım, Erzincanlı…

Kemal Kılıçdaroğlu, Tuncelili…

Ceyda Bölünmez Çankırı, Ankara’da doğmuş Mardinli…

Tuncay Özkan, Ankaralı…

Necip Nasır, Bitlis’de doğmuş İzmir’de yetişmiş…

Selin Sayek Böke, New York’ta doğmuş Ankara’da okumuş…

Yaşar Kırkpınar, Erzurum doğumlu…

Mehmet Ali Çelebi, hem Ankaralı hem Amasyalı…

Hasan Kalyoncu, Trabzonlu…

Tamer Osmanağaoğlu, Ağrılı…

Mahir Polat Gaziantepli, 20 yaşından sonra İzmir’e gelmiş…

Yeter mi?

Yeter…

Dünya globalleşti, avucumuzun içinde neredeyse…

İzmir’den milletvekili ya da belediye başkanı olmak için…

Can atanların…

Neden illa ki, önce “doğduğu yeri” kontrol ediyoruz?

Tamam…

Hayatı boyunca “boyoz” yememiş olabilir…

İlla ki…

Boyoz’u “çift yumurta aşkı” ile mideye indirenler mi?

Bu kadim kenti yönetebilir?

Kurtulalım bu “ithal” yaftasını onun bunun boynuna takmaktan…

Komik ötesi, komik!

“İthal vekil ve başkan” tarif ederken…

Dudağımıza yapışmış o “garip” benzetme…

“Kadifekale’de bırak, Konak’ı bulamaz!”

Bin bi’taksiye…

Ya da alnında “Konak” yazan bi’otobüse…

Getirsin seni İzmir’in kalbine!

Bi’ayda İzmir’in sokaklarını ezberlersin…

Yetmez…

Aynı esnafa iki kez git, sana çay ısmarlamaya başlar…

Çünkü…

İzmirli ısınırsa sana…

Seni kendisinden kabul eder, anında…

***

Belediye başkanlığı söz konusu olunca…

İthal “hassasiyeti” daha bi’ağır basıyor!

Neden?

İlla ki, “boyoz’un tadını biliyor mu?” merakı var(!)

AK Parti’nin 2004 ve 2009’da İzmir Büyükşehir adayı olarak…

Sahneye sürdüğü…

Taha Aksoy, Erzurumlu’ydu…

ODTÜ’den mezun inşaat mühendisiydi…

Almanya’da Münih Üniversitesi’nde çalıştı…

Çimentaş ve Atay Holding’e gelince İzmir’i tanıdı…

57 yaşında bu kenti yönetmeye talip oldu…

İkinci kez yarışa girdiğinde 62 yaşındaydı…

2004’te merhum Ahmet Piriştina ile…

2009’da Aziz Kocaoğlu ile çarpıştı…

O’nu “seçmen bazında” İzmir’de tanıyan yoktu gibiydi…

15 yıl önce Ahmet Piriştina…

560 bin oy aldı, Taha Bey 390 binde kaldı…

AK Parti adayının oy oranı 32.5’tu…

2009’da Taha Bey’in karşısında Aziz Bey vardı…

AK Parti adayının “Cüzdanımı emanet ederim” dediği kapışmada…

Kocaoğlu, 1 milyon 100 bin oy aldı…

Taha Bey, 600 bin oyla %30’da kaldı…

AK Parti’nin hiç tanınmayan “ithal” adayı…

Onca oyu “sihirbazlık” yaparak mı heybesine koydu?

***

2011 seçimlerinde “ithal” diye avaz avaz bağırdığımız…

Erzincanlı Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım

2014 yerel seçimlerinde…

Aziz Bey’in karşısında %36 ile 1 milyon oyu bu şehirden nasıl topladı?

***

Geçti artık bu “ithal” söylemlerinin modası…

2019’un ortasına gelmişiz…

Seçime 40 küsur gün var…

“Yok ithal’di yok değildi” diye hala fal açıyoruz…

***

Boyoz örneği ile “latife” yapmıştık…

İzmir’in meşhur boyozu ile bitirelim…

Hayatında İzmir Boyoz’u tatmayan…

Boyoz’u görse…

“Annem de böyle kocaman kurabiye yapardı!” diyen…

İzmir’in bir belediye başkan adayına…

İthal yaftası takmadan önce…

Geçmişine, görev yaptığı yerlerdeki uygulamalarına…

Çalışmalarına…

Vizyoner kimliğine…

Adil olup, olmadığına…

Kamu kaynaklarını nasıl kullanacağına…

Kimsesizlerin kimsesi olup, olmayacağına…

En az bunlar kadar önemli…

Kentsel Dönüşüm’e nasıl katkı koyacağına…

Bi’baksak…

Daha iyi olmaz mı?

Nokta!

Sonsöz: “Boyoz, balık, kelle; İzmir’de yenir elle… / Anonim…”