Gürbüz Çapan’ı bilenler bilir.
İstanbul Esenyurt Belediyesi’nin kurucu başkanı…
1989’dan itibaren 15 yıl belediye başkanlığı yaptı.
Kendisi tıp doktorudur.
Fakat siyaset, hekimliğinin önüne geçmiş durumda.
Siyasette sözü geçer biri hala…
Malum, Küba’da Mustafa Kemal Atatürk’ün dışında hiçbir yabancının büstü yok.
O şeref, tabii ki biz Türklere ait.
Peki, Atatürk büstü oraya nasıl gitti?
Geçtiğimiz günlerde Egedesonsöz’ü ziyaret eden Gürbüz Çapan’dan, o büstün hikayesini dinledim.
Etkilendim ve bu konuyu yazmaya karar verdim.
***
Ankara’nın Çankaya ilçesinde bir parka, Küba’nın ulusal kahramanı Jose Marti’nin büstünü yerleştirilir.
Bundan esinlenen Gürbüz Çapan da belediye başkanı olarak ilçesine bir “Havana Parkı” açar.
Parkın içine, Küba’nın efsane şairi, sembol ismi Jose Marti’nin heykelini diker.
1995, Jose Marti’nin 100. ölüm yıldönümüdür.
Ataol Behramoğlu’nun, Jose Marti’nin şiirlerini Türkçe’ye çevirerek edebiyat dünyamıza büyük bir katkı koyduğunu parantez içinde belirtelim..
Gürbüz Başkan, Marti’nin büstünün yanına Atatürk büstünü koymayı ihmal etmez.
Halen Jose Marti ve Atatürk’ün büstleri, zaman zaman kurşunlansa, tahribata uğratılsa da halen parkta duruyor.
Gürbüz Çapan’ın sosyalistlerle son derece güçlü olan bağları nedeniyle, Küba’dan Türkiye’ye davetliler gelir.
Küba Halklarla Dostluk Kurumu temsilcileri, Gürbüz Çapan’ın parka “Havana” adını vermesi, parka Jose Marti’nin büstünü koyması jestleri karşısında çok duygulanırlar.
Herkes bilir, Castro’nun, Che Guevara’nın Atatürk’e nasıl duygular beslediğini…
Castro, 1996’da İstanbul’a geldiğinde, “Asıl devrimci Atatürk’tür. Devrimci Atatürk varken Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyor?” şeklindeki sözleri büyük yankı uyandırmıştı.
Bu ayrıntıları geçelim, konumuza dönelim.
Küba ile Türkiye arasındaki dayanışma buluşmalarında Türk heyetine başkanlık eden Gürbüz Çapan, Fidel Castro ile tanışma fırsatı buldu.
İlerleyen yıllarda Castro, bizzat kendisinin başkanlık ettiği Sosyalist Belediyeler Birliği Eşbaşkanlığı görevini Gürbüz Çapan’a bıraktığını da belirtelim.
Çapan’ın anlatımına göre…
Ünlü mimar Oktay Ekinci, “Bir büst de Küba’ya yapalım” dedi.
Bu çağrı hiç tereddütsüz kabul gördü.
O dönemin uluslararası ilişkilere damga vuran büyük siyasetçi merhum İsmail Cem’in, devleti de harekete geçirmesiyle büst yapıldı.
Derken…
1995’te Esenyurt’ta “Havana Parkı”nın açılışının hemen ardından kısa bir süre sonra, Atatürk’ün büstü Küba’ya götürülür.
Büyük bir törenle büstün açılışı yapılır.
2008 yılında büstün yeri değiştirilir.
Küba’ya turistik gezi düzenleyen turizm operatörleri, Atatürk’ün büstünü ziyaret etmeyi programlarına mutlaka alırlar.
Küba’ya giden herkesin, o büstün önünde çekilmiş bir fotoğrafı mutlaka vardır.
Bu sevgi ve kucaklaşma, Gürbüz Çapan’ı öyle çok mutlu eder ki…
***
Gürbüz Çapan, Atatürk sevgisinin tüm dünyaya yayıldığını belirtirken, ülkemizde bu sevginin unutturulmaya çalışılmasından çok büyük üzüntü duyduğunu dile getirdi.
Çapan, duygularını şöyle özetledi:
“Evet; Küba’daki Atatürk büstünü ben yaptırdım. Açılışına gidemedim ama sonraki yıllarda defalarca ziyaret ettim. Gittiğimiz pek çok ülkede Atatürk’ün büstünü, heykelini görünce duygulanıyoruz. Ölümünün üzerinden 82 yıl geçmiş olmasına rağmen halen saygı duyulan, devrimleri konuşulan Atatürk’e ve onun düşüncelerine sahip çıkmak, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının boynuna borçtur. Küba’ya Atatürk büstü götüren bir siyasetçi olmanın dayanılmaz onurunu, gururunu yaşıyorum. İyi ki böyle bir şey yapmışım. Dünya döndükçe, Atatürk’ün devrimleri de yaşayacak.”