GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
5 Eylül 2020 Cumartesi

Hasat Festivali

Eylül…

Gregoryen takvimin dokuzuncu, Süryani takviminin altıncı ayı…

Eski Roma takvimine göre yedinci ay yani “Septem”

Kimine göre hasat mevsimi, kimine göre dönüş…

Kimine göre yeni başlangıçların ayı, kimine göre sonların başı…

Kimine göre Hac ayı, kimine göre festival zamanı…

Öğrenciler için okullara dönüş, anne babalar için kendi özel zamanlarına kavuşma…

Ağaçların yapraklarından ayrılma, üzümlerin meye dönüştüğü zaman.

Yaylaların, yazlıkların boşaldığı, şehirlerin kalabalıklaştığı günler…

Eylül kalabalıklara karıştığın, yalnızlığını bastırdığın…

Alışverişlerin sonunun gelmediği; kırtasiyecilerin, kitapçıların, ayakkabıcıların, tekstilcilerin, çantacıların, kantincilerin, servisçilerin yüzlerinin en çok güldüğü, ellerini kavuşturdukları işlerinin tavan yaptığı sezon…

Özel sektörün tam kadro çalışmaya başladığı, rehavetin üstten atıldığı, bütçelerin havada uçuştuğu, yeni hedeflerin verildiği, gelecek yıl tahminlerinin yapıldığı günler…

Vergilerin, taksitlerin, harcamaların üstüne çullandığı,

Evlerin baştan aşağı yenilendiği, temizlendiği, boyandığı, havalandığı, ışıldadığı mevsim…

Dolaplardaki yazlıkların raflara, incecik kıyafetlerin rengarenk giysilerin tahtını kışlıklara bıraktığı;

Yatakların yorganlara; sırtların şallara ve ince bir hırkaya kavuştuğu gecelerin mevsimi…

Günlerin kısaldığı, güneşin etkisini üzerimizden çektiği, sabah çiğinin kokusuyla uyandığımız sabahlar…

Tüylerini dik dik eden, hafifçe okşayan arada ürperten esintili geceler…

Bahçelerden balkonlara; damlardan avlulara göçün zamanı…

Hasatın zamanı…

Yazlık sebzelerin tarlaları boşalttığı, kışlık sebzelerden pırasanın, lahananın toplandığı,

Pamuğun, soyanın, susamın, mısırın, balın ilk hasatları, tarlaların kalabalıklaştığı,

 Hayvanların sert kışa hazırlandığı, aşılandığı, yemlerin stoklandığı, ahırların onarıldığı…

Eylül…

Kışa onca hazırlığın getirdiği  duygusal kasvetin eylülün tam göbeğine oturması….

Şiirin, hüznün, yalnızlığın ayı…

Eylül yüzünden hep ayrılık, hüsran, hüzün, yalnızlık…

Eylül yüzünden tüm bekleyişlerin, vazgeçişlerin, kopup gidişlerin, savruluşların, geçmişliğin, pişmanlığın, özlemin, vedaların, burukluğun acısı…

Şiirin ayı…

Duyguların ayı…

İsyanın ayı…

Necip Fazıl “Aslında yaprak sıkılmıştı ağaçtan, bahaneydi sonbahar”  diye tanımlamıştı Eylülü

“Dedim ya…Eylül’dü, savruluşu bundandı kimsesizliğimizin” demişti Cemal Süreyya Eylül’ün hoyratlığına kızıp…

Hem doğaya, hem de insanın doğasına yaptığını hangi ay yapmıştı…

Hele ki vazgeçişler… Yaz aşkı değildi mevzu bahis, Eylül’ün ayrılığıydı diğerlerinden…

Haşmet Babaoğlu’nun dediği gibi “Eylül bir ay değil, bir aylık ayrı bir mevsimdi”

“Ayrılıkların aşktan büyük yaşandığı koca bir ömürdü Eylül” Nazım Hikmet’e göre…

Eylül hazindi, Eylül serin…

Eylül’ün gökyüzü griydi, kuşların maviyi kanatlarına takıp gittiği…

Eylül yeşilin hakimiyetine son verendi, tüm renkleri kullanmayı seven aydı: sarılar, kırmızılar, allar morlar…

Eylül adı gibi yumuşak olağandışı tınıda sert rüzgarlarla kaplı,

Eylül sakin, Eylül hırçın her geçişte olduğu gibi.

Hazan mevsimi, hasat mevsimi…

Sürprizlere, yeniliklere gebe…

“Bir gün aklına gelecek olursam, bana şiir ısmarla, Eylül'ü konuşalım..”

Eylül’ü konuştum bugün içimden, Cemal Süreyya düşünce aklıma…

Ve bir şiir ısmarladım ona…

Hayat kısa,

Kuşlar uçuyor…

Kitap Önerisi : Üvercinka – Cemal Süreya