GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
31 Mayıs 2019 Cuma

Ha’di köyümüze geri dönelim!

Çok ilginçtir ama…

Aynıyla vakidir…

Bundan yıllar yıllar önce…

Türkücü / arabesk yıldızı Ferdi Tayfur bi’şarkı patlattı…

“Ha’de gel köyümüze geri dönelim…”

Sözleri de pek sıcak, fıkır fıkırdı şarkının…

Hatırlatayım:

“Ne umutla geldik koca şehre,
Allah sonumuzu hayır getire…

Alacaklı haciz koymuş Bekir'e,

Buralarda ağaçları kesmişler…

Yerlerine taş duvarlar dikmişler,
Hadi gel köyümüze geri dönelim…”

***

Ferdi Tayfur bu şarkıyı ne zaman yazmış?

1994’te…

Neden, “Köyümüze geri dönelim” diye titretmiş milletin yüreğini?

Şundan…

O tarihlerde…

Meşhur “5 Nisan Kararları” alınmıştı…

Nasıl alınmıştı?

Kısa öyküsü şöyle:

Tansu Çiller başkanlığındaki DYP-SHP hükümeti, 5 Nisan 1994’te, “enflasyonu hızla düşürmek, TL’de istikrar sağlamak” amacıyla harekete geeçti… Faiz oranlarını düşürmek için piyasaya yüksek miktarda para sürdü… Ancak yüksek likidite, faizi düşürmek yerine, dövize hücuma neden oldu… Hükümet, döviz satarak talebi düşüreceğini, paranın borsaya yönleneceğini söylüyordu... Ancak 52 milyon dolarlık hacmi olan borsa para çekmekte yetersiz kaldı… Piyasaya sürülen döviz, fiyatı düşürmedi, aksine arttırdı… Dolar, birkaç ay içinde 8 bin liradan 42 bin liraya fırladı, 38 bin lirada tutundu... Döviz rezervleri 7 milyar dolar iken Nisan 1994’te 3 milyar dolara düştü…

Birdenbire…

“Ha’di gel köyümüze geri dönelim” kasetleri yok satmaya başladı...

Etkilendi vatandaş, köyüne dönmeye başladı!

Dikkatinizi çekerim…

O tarihlerde, Türkiye’deki köy sayısı 35 bin civarındaydı…

***

Aradan yıllar geçti…

AK Parti Hükümeti geldi; 2000’li yılların başında…

O günlerden bir anı…

Tarih: 26 Eylül 2003…

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan “1000 köye 1000 Tarımcı” projesi toplantısına, ses sanatçısı Ferdi Tayfur da katıldı… Ünlü sünütçı, sekiz yıl önce “Hadi Gel Köyümüze Geri Dönelim” şarkısını okuduğunu hatırlattı… Ardından, bugün bu şarkının daha iyi anlaşıldığını söyledi; “Bu şarkıya bugün kulak verildiği için sevinçliyim” dedi… Hatta, bir bölümü müziksiz seslendirdi… O bunu yaparken dönemin başbakanı  Erdoğan ile bakanlar şarkıya tempo tuttular…

***

Aradan 17 yıl geçti…

Bugünlere geldik…

Ferdi Tayfur kaset / plak yapmayı bıraktı…

Ama dediğini kısmen de olsa gerçekleştirdiı…

Memleketi Adana’da bi’köye yerleşmek yerine…

Daha tezek kokmayan Marmaris’i mesken edindi…

Erdoğan ise, artık Cumhurbaşkanı…

***

Sonra n’oldu?

Daha beteri olamazdı…

2014 Mahalli Seçimleri ile birlikte…

Büyükşehirlere bağlı tüm köyler “mahalle” oldu…

Oralarda yaşayanlar...

“Ben falanca köydenim…” demeyi unuttu…

Ha’bire değişen tarım politikaları yüzünden…

Adam gibi “üretemez” hale geldi…

Kooperatifler birer birer tuş oldu…

Patates 8, domates 10 TL.’ye doğru uçuşa geçti…

Sonunda sebze-meyve ithal hale geldik…

Köylülüğünü unutan köylü n’apacağını şaşırdı…

15 yıldır Türkiye’de yaşayan…

İran Azeri Türkü Dr. Anooshirvan Miandji’nin dediği gibi…

Köylerden şehirlere “tersine” göç başladı…

İnşaat sektörü patladı…

“Binlerce köye su çekeceğime, herkesi TOKİ’lere taşırım… Bir boru çekerim suyu oradan veririm, çok daha ekonomik olur…”

Görüşü benimsendi…

Köydeki evini satan, kente doğru uçuşa geçti…

“Ne iş olsa yaparım abi…” görüşü hakim oldu…

Ama, şehirde yaşamanın bir bedeli vardı!

Yol, su, elektrik, eğitim, çarşı-pazar, gıda harcaması filan derken…

Köyden gelenler “bedbaht” oldu…

***

Aradan yine yıllar geçti…

Suriyeliler geldi; bağrımıza bastık…

50 milyar dolarımız buhar oldu…

Geçen yıldan beri enflasyon kıskacına girdik…

Dolar ve Euro yükseliyor…

Üretim azalıyor…

İşsizlik tavan yapıyordu…

Aynen…

1995’teki gibi…

1 Ocak’taki 2 bin 20 TL.’lik asgari ücret bile…

Beş ayda 300 liraya kadar değer kaybetti!

Bankada 1 milyon TL.’si olan…

Ayda 20 bin lira faiz alıyordu…

Çok değil…

Tam 2 yıl önce…

Yani…

730 gün önce…

Yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 10,90, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 14,87 oldu.

Bugün…

Yüzde 20’lerde dolaşıyor… (İnanan var mı, Allah bilir!)

***

İşte, bu nedenlerle Ferdi Tayfur’un şarkısını…

Yeniden hatırlıyoruz…

Hatırlarken de…

“Ege’de  SonSöz” yazarlarından…

Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı’nın…

Beş yıl önce yazdıkları kulağımızda çınlıyor:

“2014’ten sonra memlekette köylü kalmadı… Köylülüğü bitirme salt Türkiye'ye özgü değil… Dünyada da, küçük ve orta ölçekli tarım işletmeleriyle yapılan ile aile çiftçiliği, bir başka deyişle köylü çiftçiliği endüstriyel dev ölçekli işletmeler ikame edilerek bitirilmek isteniyor... Bu şekilde köylerin boşaltılmasıyla kentlere gelecek, ancak iş ve aş bulamayacak yoksul köylülerin denetimi daha kolay olacak…”

***

Ne dersiniz?

Bu koşullarda hala…

“Ha’di köyümüze geri dönelim…” türküsünü söylemekten…

Başka çare kalıyor mu?

Ancak acele etmeniz gerekiyor…

Beş yıl önce 35 bin olan köy sayısı…

Bugün 18 binin az üstünde…

Böyle giderse…

Taşınacak / göç edecek köy bulamayacağız!

Nokta!

Sonsöz: “Orada bir köy var, uzakta… O köy bizim köyümüzdür… Gezmesek de tozmasak da; o köy bizim köyümüzdür… / Ahmet Kutsi Tecer / Yazdığı tarih: 1927)