GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
17 Ekim 2020 Cumartesi

Gogol’un paltosu

Dara düşmeden bilemezsin…

Eve ekmek götürememenin çaresizliğini, midenin gurultusunu bastıramadığındaki hüznü, cebindeki bozukluğun diğerlerine çarpmadığı için artık şıngırdamamasından son olduğunu yaşamadan anlayamazsın.

Delik bir ayakkabıdan giren suyun ıslaklığını,

Yamalı bir paltodan geçen ayazın soğukluğunu,

İş aramaktan yorgun ve umutsuzluğa düşmeyi,

Semt Pazarının kapanışında yerlere düşen, beğenilmeyen, seçilmeyen, ayrışan meyve sebzenin nasıl kucaklara doldurulduğunu,

Uykunun açlığa çare olduğunu anlayamazsın.

Açlığı, çaresizliği, yokluğu yaşamadan bilmen çok zor.

Varlığın içindeysen, israfın dönülmez ufkundaysan, etrafınla değil yalnızca kendinle ve sahip olmakla  ilgileniyorsan, aldıkça alıyor vermenin erdemini gözden kaçırıyorsan Gogol’un Paltosuna rastlaman çok zor.

İnsanlar artık satın aldıkları, giydikleri, bindikleri, taktıkları, yedikleri, içtikleri, bulundukları yerlerle, tanışıklıklarıyla değer biçiliyor. Ne kadar çok alırsan, o kadar çoksun. O kadar büyüksün. O kadar tanınmışsın. O kadar iyisin.

O kadar unutulmazsın! …..sanıyorlar…

Hâlbuki aldıklarımız değil verdiklerimiz bizi değerli ve vazgeçilmez kılan.

Bir fikir verirsin, öngöremediğin bir fayda sağlar müşterin.

Bir akıl verirsin, sorunlarında boğulmuş olanı çekip çıkarıverirsin kuyusundan.

Bir bahşiş verirsin, sokakta rastladığın ufaklığa bir çikolata ulaşır senden habersiz.

Bir selam verirsin, O günü güzel geçer Bey Amcanın.

Bir söz verirsin, tüm senetlere bedel.

Bir gülüşünü verirsin, dünyası olursun bebeğin.

Bir öpücüğünü verirsin, günü aydınlanır sevdiğinin.

Bir tavsiye verirsin, yeni bir pencere açıverirsin kör karanlığına dostunun.

Yaşadıklarından bir örnek verirsin, bin nasihatten fazlası olur dinleyene.

El verirsin, öğrenir en iyi şekilde senden mesleği yeni işe başlayan çiçeği burnundaki.

Hayat verirsin hiç bilmediklerine kan verirken, organ bağışlarken…

Enerji verirsin, gittiğin her yer güzelleşir senin varlığınla “iyi ki varsın” dedirtirsin.

Yol verirsin, çabucak varabilsin kavuşabilsin istediği yere.

Bir ses verirsin, umut olursun mahsur kalana, kapana kısılmışa…

Bir yudum su verirsin, boyu gölge olur sana bir fidanın.

İlham verirsin, yarattıklarının ilk çıkış noktası olursun.

İşte böyle!

Verdiklerin kat be kat döner geri. Madden ölçemezsin, hazzını biçemezsin.

Bu yüzden varlığın, zenginliğin, sahip oldukların değil bu dünyaya MİRASIN, yokluğunda veremeyeceklerin…

Değerli olan onlar, hakkında konuşulacaklar, hiç unutulmayacaklar.

Ne müthiş biriydi dedirtecek,  güzel değişimler yaratacak, iz bırakacak..

Gogol’un Paltosu gibi hayalete bürünüp insanların arasında yaşayacak…

Aldıkların değil, verdiklerin senin ismini yaşatacak...