GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
14 Mart 2020 Cumartesi

Gerçekler yerine yanıltıcı bilgilerle algıyı yönetme

İyi ki iptal olmamış dediğim bir bienal vardı geçen Perşembe Cuma günleri İstanbul’da… Gıda Aydınlatma Platformu (GAP), 'Gelecek Gelmeden' temasıyla 3'üncü Gıda ve Beslenme Bienali'ni gerçekleştirdi. Hem sosyal hem de konvansiyonel medya üzerinden takip ettim. Ne güzel ne değerli görüşler dile getirilmiş.
Önce GAP ve bulunan İstinye Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Başkanı Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu’nun, "Gelecek kapımıza gelmeden harekete geçmeliyiz" diyerek yaptığı açıklamayı okumuştum birkaç hafta önce… İki gün boyunca gıda üretim ve tüketiminin geleceğinin garanti altına alınması için yapılması gerekenler tartışıldı.
Bienalden yansıyan ve benim de okuyup not ettiğim önemli görüşleri paylaşmak istiyorum bu yazıda…
Prof. Dr. Tayfun Uzbay: Gıda ve beslenme alanındaki sağlığı tehlikeye atan ve medya aracılığıyla hızla yayılan yanlış söylem ve iddialara dikkat çekmek istrerim. Bu yanlış söylem sahiplerine dava açıyorsunuz beraat ediyorlar. Çünkü yasalarımızda böyle bir şey düzenlenmemiş. Bu şarlatanlara karşı ABD’deki yasaları bizim de çıkarmamız gerekiyor” 
“Son yıllarda dünyada post-truth (gerçekler yerine yanıltıcı bilgilerle algıyı yönetme) yaklaşımının yaygınlaştığına dikkat çekmek isterim. Son günlerde koronavirüs konusunda sosyal medya karpuz gibi ikiye bölündü. İnsanlar hangisine inanacağını şaşırdılar. Medya bilim insanları, popüler yazarlar, din adamları ve kanaat önderlerini kullanarak algı oluşturuyor”.
“Bilginin erişilebilir olması o bilginin doğru olduğu anlamına gelmez. ABD’de bir kalp damar cerrahisi uzmanı olan Dr. Mehmet Öz bir anda beslenme alanına dönüş yaptı. Ama bu insan “Mehmet Öz Show” programıyla popüler olmuştu. Ancak hatalı bilgiler vererek, toplum sağlığını tehlikeye atmaktan 9 milyon dolar ceza kesildi…”
Doç. Dr. Çağrı Çırak: “Katkı maddesi deyince çoğu insanda bir korku oluşuyor. Vücudumuz, bitkiler bir kimyasal reaktör. Vücudumuzda o kadar reaksiyon gerçekleşiyor ki, bunu herkesin bilmesi mümkün değil. Yapıtaşlarımız da kimyasal. Kimyasallardan korkmamak lazım. Organik gıdalar varken ne gerek var derseniz, insanları çok güzel kandırıyorlar. Organik tarımın enerji alanından karşılığı da var. Bütün aletler elektrikli, o zaman telefonu elinden bırakacaksın. Bütün bir ülkenin enerjisini rüzgar enerjisi ile karşılayamazsınız. Gıdalar, gıda katkıları biz istediğimiz var.
“Gıdaların dışında çok büyük tehlikeler de var. Birisi hileli gıdalar. Bir ilaç etken maddesi eklendiğinde, siz istemediğiniz, tehlikeli bir etken maddeyi vücudunuza alıyorsunuz. Bunun adı tağşiş değil, hiledir. Bu insanları hapse atmak lazım. Diğer tehlikeler; Pestisitler, genetik miras, çevre kirliliği, egzoz gazları, radon gazı, çürük binalar, zararlı alışkanlıklar. Sizi gıdalardan fazla hasta edecek birçok faktör var.”
***
Bu arada Corrona üzerine bir şeyler yazmaya başladım ama sildim. Aslında Corona için de en doğru yaklaşımlardan biri bu: Gerçekler yerine yanıltıcı bilgilerle algıyı yönetme