GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
4 Şubat 2020 Salı

Garip bir ‘kamulaştırma’ hikayesi!

Kamulaştırma meselesi yeni değil. Devlet çeşitli dönemlerde ve yerlerde zaman zaman vatandaşa ait yerleri kamulaştırmıştır. Yol geçecek, hastane veya okul yapılacak vb. Bu uygulamaya zorunlu durumlarda başvurulur ve “kamu yararı gerekçesi” esastır…

Ama son dönemlerde kamulaştırmalar bu özellikten uzaklaştı… Kar amaçlı özel işletmeler için kamulaştırmalar yapılmaya başlandı. Taş ocağı, rüzgar enerji santrali vb. Hatta kamu yararı statüsünde olan meralar bile heba edildi bu uğurda…

***

Çeşme’nin Alaçatı sahilinde yer alan 500 parsellik özel mülkler kamulaştırılıp, Turizm Bakanlığı’na tahsis edilmeye kalkılıyor…

Derken, bu hazırlığın önceden pazarlığı yapılmış bazı şirketler tarafından projelendirildiği haberleri yayılıyor… Tepkiler üzerine Turizm Bakanı Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran’ı arayıp, “Proje falan yok. Böyle bir şey olunca Belediye ile istişare edeceğiz” gibi açıklamalar yapmış…

Şimdi burada kocaman bir soru var. Diyelim ki, proje yok… Peki, neden çoğu köylülere ait 500 parsellik arazisi kamulaştırılıyor? Gerekçesiz kamulaştırma olur mu? Arazilerin Turizm Bakanlığı’na devredilmesi, zaten burada turistik tesislerin kurulacağını gösteriyor…

Bu çok tuhaf bir kamulaştırma, daha doğrusu el koyma uygulaması. Her şeyden önce bu işte kamu yararı nedir? Bunun yanıtı yok ortada…

Köylülerin özel mülklerinin yanı sıra çok geniş hazine arazilerin de aynı şekilde bu proje için tahsis edileceği anlaşılıyor. Zeytineli Köyü, Yarımada’nın en önemli hayvancılık merkezi. Keçi ve koyun sürülerinin en fazla olduğu yer. Hazine arazilerinin önce Turizm Bakanlığı’na, ardından da işletmeler devri, bu geleneksel hayvancılığı da ortadan kaldıracaktır…

***

O kadar keyfi ve kuralsız uygulamalar yaşıyoruz ki, normal bir devlet ve hukuk sisteminde bunun karşılığı olamaz. Çok sayıda vatandaşın canını yakacak bir gasp söz konusu. Hazine arazilerinin ticari işletmelere devrinin de başka anlamı olamaz…

Şu anda imara açık olmayan bir bölge burası… Belli ki, kamulaştırma ve tahsis sonrası buralar imara da açılacak…

***

Dün Zeytineli sahilinde mağdurlarla sohbet ettik... Haliyle çok dertliler. Bir köylü bu haksızlığı ifade etmek için, “Buradan AKP’ye %80 oy çıkar” deyince, müdahale etmek zorunda kaldım:

“Yapmayın, parti tercihi ile ne alakası var? CHP’ye daha çok oy çıksaydı, haklı mı olacaktı bu iş?”

***

Köylüler çok endişeli olduğu için her türlü argümanı kullanmak istiyor belli ki… Ama öyle bir himaye anlayışımız var ya! “Oy verdim, beni kolla…”

Aynen, buradaki projenin Araplar’a ait olduğu haberinin tepkileri çoğaltması gibi, bazen eleştirileri yanlış yerden yapabiliyoruz. Sermaye sahipleri Arap olsa ne olur, öz be öz Türk olsa ne olur?

Önemli olan bu yanlışı hukuk ile sivil toplum gücü ile geri döndürmektir…