GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
1 Nisan 2021 Perşembe

Faşizme karşı omuz omuza iken…

Erdoğan’ın liderliğinde iktidara gelen AKP, 19 yıldır ülkeyi yönetiyor. Bu yeni muhafazakâr partinin kurulduğunda da biliniyordu İslamcı kimliği. Sermayedarlar, tarikatlar, muhafazakârlar; AKP saflarında kucak kucağa iktidara geldiler. Ve İstanbul burjuvazisi, 2009 yılına kadar durumdan gayet memnundu.

Türkiye’de parlamenter rejimin işleyişi itibarıyla sermaye çevrelerinin sıkça dile getirdikleri şikayetleri vardı. Başlıca yakınmaları, bürokrasi çarklarının çok yavaş döndüğü ve karar süreçlerinin doğru dürüst işlemediği hususundaydı. Yavaşlık, sistemde tıkanmalara yol açıyordu.

Seksen darbesinden sonra, sistem tıkandıkça sivil bürokrasi yerine askeri bürokrasiyi göreve çağırmaktan yorgun düşen sivil efendiler, karar süreçlerini hızlandıracak başkanlık, yarı başkanlık sistemlerini tartışmaya başladı.

Ve nihayet, Erdoğan ile amaç hasıl oldu. Başkanlık sistemine geçildi.

Gelin görün ki, bu işler olup biterken, Erdoğan yönetimi ile İstanbul sermayeçevrelerinin arası açılmıştı. Çünkü AKP iktidarı kendisine bağlı sermaye grupları oluşturmaya başlamıştı.

Bu gelişmeler karşısında, Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminden beslenen sermaye çevreleri ile çatışan sermaye grupları, Millet İttifakı marifetiyle “güçlendirilmiş parlamenter sistem” fikrini ortaya attı.“Güçlendirilmiş” dedikleri, hızlı karar üretebilen bir parlamenter sistemdir.

Erdoğan, iktidarını güçlü kılabilmek için, otoriter rejimlere daha yatkın olan Doğu Bloku ile yakınlaştı.Muhalefet ise, parlamenter rejimlerin güçlü olduğu Batı Bloku ile yakınlaştı.

Bir tarafta, Gümrük Birliği’nden beslenen İstanbul sermaye grupları; diğer tarafta, iktidara yakın olan, “inşaat ağırlıklı” Anadolu sermaye grupları.

Türkiye’de siyasal kamplaşma ve mücadelenin iktidar getirmesi, ne yazık ki siyasal partilerin dış dinamiklere ne kadar yaslandığına bağlıdır.Seksen darbesinden sonra, bu bağımlılık eni konu aleniyet kazandı.

Nihayetinde, her iki cenahta muktedirlerin kıyasıya iktidar mücadelesinde, her zaman olduğu gibi, kaybedenleryine yoksullar, mazlumlar olacak; Tuzu kuru muhalifler dert üstü murat üstü, faşizme karşı omuz omuza iken…