GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
15 Ağustos 2018 Çarşamba

Ekonomiyi yeniden keşfetmek

Sorunların çözümü zorlaşmışsa yeni keşifler gerekebilir. Bunu anlayabiliriz. Bu durumda izlenecek yol bellidir:

Yaratıcı beyinlere fırsatlar tanınır. Ülkede yaratıcı insan eksiği varsa israftan kaçınılmaya çalışılır, dünyadan yüksek ücretlerle transfer edilebilecek yaratıcı beyinler aranır.

1930’larda Mustafa Kemal’in yaptığı gibi.

1945’ten sonra ABD’nin yaptığı gibi.  

Çözümsüzlük diye bir şey yoktur. Bundan emin olabiliriz.

***

Türkiye; yeni nesil sanayi ile 2003’te tanışmıştı. İçinde Türk Yahudilerin de bulunduğu bir grup iş adamı geleceğin sanayi yatırımlarını Türkiye’de yapmak istiyordu. Konu hükümete aktarıldı, gerekli sunumlar yapıldı. 2 milyar dolarlık teşvik istendi. İstenen kredi değil, teşvikti. Bürokratik engellerin kaldırılması, kısa süreliğine bazı kalemlerde vergi muafiyeti tanınması veya vergi indirimi gibi…

Ak Parti hükümeti bu öneriyle ilgilenmedi.

Anlamadığından mı?

Para olmadığından mı?

Vergi kaybına tahammülü mü yoktu?

 

2003’te para vardı, yol yapımında istenen teşvik için gerekenden çok daha fazlası harcandı.

Vergi kaybı da söz konusu değildi, çünkü yüz milyarlarca dolar gelirin sağlanacağı bir yatırımın pazar payından söz ediliyordu.

Acaba yeni nesil sanayi ve teknolojiyi anlayabilecek kimse mi yoktu?

Bu öneriyi hükümete sunan sanayiciler T.C. vatandaşı olduklarına göre öneriyi anlayan yeter sayıda sanayici de bilim insanı da vardı.

 

Bu proje Türkiye’de kabul görmeyince bazı sanayiciler fabrikalarını kapattılar. Çünkü yeni elektronik sanayinin nereye doğru gittiğinin farkındaydılar. Çok geçmeden geri kalacak bir teknolojiyi sürdürmek istemediler.

Bundan sonrası daha da önemli:

Dünyanın hiçbir ülkesinde yarı iletken teknoloji ürünler pazarı henüz oluşmamıştı.

Türkiye’nin 2003’de sahiplenmediği teknoloji, 2007’de Güney Kore’de, Viranşehir büyüklüğünde bir alanda SAMSUNG üretmeye başladı.

Samsung’un Güney Kore’de ürettiklerini biz çok daha erken bir zamanda üretebilirdik.

Dünyaya yarı iletken telefonları ve diğer elektronikleri biz satabilirdik.

Bugün kullanılan konvansiyonel ve elektroniklerin tamamının, yakın bir gelecekte yerini yarı iletkenlere bırakacağını da düşünürsek 2003’te neleri kaçırdığımızı tahmin edebiliriz.

Güney Kore’nin küçücük bir bölümünde üretim yapan Samsung’un yıllık ihracatı bugün,240 milyar dolar. Bizim ise , 2002’den beri her yıl abartılıp kabartılan ve köpürtülen ihracat gelirlerimiz hiçbir zaman 240 milyar dolara yaklaşamadı.

Biz Türkiye olarak hangi fırsatları kaçırdık, daha neleri kaçırmanın da arifesindeyiz, yaşayıp göreceğiz.  

Erbakan’ın 1975’te kurduğu fabrikalardan biri de ASELSAN’dı. Aselsan sadece cep telefonu ve bütün elektronik ürünlerin ana kartını üretmiş olsaydı dahi,Türkiye yeni nesil sanayinin de öncüsü olabilirdi.

Türkiye dünya ile en ileri teknolojik ürünler pazarında rekabet edebilirdi.

Dünyada hayatın bütün alanlarını yeni nesil teknolojiler ile donatabilirdi.

Ancak,gördüğümüz gibi bunların hiçbiri olmadı.

Daha doğrusunu söylemek gerekirse iktidar hırsı ile yanıp tutuşan gençler, bütün Türkiye’nin gözleri önünde Erbakan’ın siyasi hayatının bitirilişini izlediler.

Erbakan’a “Sanayileşmeden vazgeç ,Türkiye’yi ölünceye kadar sen yönet.” teklifleri defalarca yapılmıştı. O da bir an bile tereddüt etmeden elinin tersi ile itmişti.

İktidar için yanıp tutuşanlar, sırf iktidar için bırakın sanayileşmeyi, tarım ve hayvancılığı da terke razıydılar...

Soruyorum bütün zamanların tarım ve hayvancılık merkezinde yaşayanlara:

Arkadaş bize neler oldu?

Bundan sonra daha neler olacak?

Nereye götürülüyoruz?

Geri dönüşümüz olacak mı?

ABD teknolojisine hayır deyip Güney Kore ürünlerini alırsak nasıl bir gelecek inşa etmiş oluruz?

Neden Batılı tarım ve hayvancılık ürünlerinin tamamına hayır diyemiyoruz?

Neden yerli tohum ticareti yasak?

Neden yabancı tohum kullanmayan çiftçiye tarım desteği yok?

Neden?

Neden?

Neden?