GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
11 Haziran 2019 Salı

Duy da inanma!

İstanbul seçimleri hakkında bu kadar çok konuşulduktan sonra söylenmemiş bir söz kaldı mı diye düşünürken, birkaç noktanın gözlerden uzak tutulduğunu gördüm.

Bunları okuyucularımla paylaşmak istiyorum.  

 

***

 

En insaflı açıklama şu olabilir:

31 Mart seçimlerinde ilçe başkan ve meclis üyelerine oy veren Ak Partili seçmenlerin bir kısmı, Binali Yıldırım’a oy vermedi! Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazanmasının yalın gerçeği budur.

Çünkü seçimi kaybettirecek kadar Ak Partili seçmen kitle, Binali Yıldırım’ı sevmiyor! İnsanlar eşlerini, sevgililerini bile 17 yıl sevmekte zorlanırken, neden Binali Yıldırım’ı bir 5 yıl daha sevmek zorunda olsun ki?!

Bunun makul bir açıklaması var mıdır?!

Sanmıyorum!  

Ak Parti’yi yönetenler,son derece insani olan bu durumu nedense kabullenmek istemediler. Gerçeği kamuoyuna açıklama yerine, akla zarar beyanatları tercih ettiler.

 

***

 

17 yıldır açık oturumdan köşe bucak kaçan Ak Parti, Ekrem İmamoğlu ile açık oturuma çıkmaya hazırlanıyor! Ekranda Binali Yıldırım olacak, onun arkasında ise devasa Ak Parti gücü!

İstediğiniz kadar Binali Yıldırım’a lojistik yapın.

Kazanamayacak!

Allah’ın haklıdan yana olduğunu!” hala anlayamadınız mı?

Ekrem İmamoğlu’nu tanımıyorum, mutlaka insan olarak onun da kusurları ve günahları vardır!

Binalı Yıldırım kendi beyanı ile 200 binden fazla ihale yapmışsa sonucu siz tahmin edin! Allah korusun!

Geçmişte Binali Yıldırım’ı kısa bir süre yüz yüze tanıma fırsatım oldu! Hakka hukuka saygısı konusunda da yeteri kadar malumat sahibi oldum!

Tecrübelerime dayanarak söylüyorum, Binali Yıldırım’ın Ekrem İmamoğlu karşısında şansı yok!

Bu kadar netim!

 

***

 

Muhalefet 17 yıl boyunca “Ekranlarda tartışalım, kararı vatandaş versin” dedikçe, kibir abideleri “Seninle konuşmaya vaktim yok; gidin kendi aranızda konuşun!” dediler.

17 yıl boyunca tartışmaktan kaçanlar, bugün neden tartışmak istiyorlar ki?

Herkesin aklındaki soru bu!

Anladığım kadarıyla haftada en az beş anket yaptıran Ak Parti, seçimi Ekrem İmamoğlu’nun kazanmakta olduğundan çok emin. Bu arada bazı manipulatif palavralarla seçimi kendi lehlerine dönüştürmeyi de denediler. Lakin bu palavralardan da umdukları sonucu elde edemediler. Son çare olarak açık oturuma razı oldular.

31 Mart’a yakın günlerde “tartışma” çağrılarına kulaklarını tıkayanlar, 23 Haziran öncesine günler kala “tartışalım!” diyorlarsa, bunun anlamı “son çırpınışlar” olmalı!   

 

***

 

Sizleri bilemem ama ben bu oturumu çok manidar buluyorum!

Binali Yıldırım’ın ön şartı, sadece İstanbul’u konuşalım oldu. 15 yıl milletvekilliği, 13 yıl bakanlık, 2 yıla yakın başbakanlık ve TBMM başkanlığı yapan biri, Türkiye’nin meselelerini değil de “sadece İstanbul’u konuşalım”a sığınıyorsa bu pek hayra alamet değil!

Ekrem İmamoğlu, İstanbul’u konuşabilir ama Türkiye’yi konuşamaz! Binali Yıldırım Türkiye fırsatını neden kaçırdı, onu da 23 Haziran’dan sonra bir şekilde öğreniriz.

Ben şahsen, Yıldırımın dile getirilmesini istemediği konuların çok olduğunu şiddetle düşünenlerdenim!

 

***

 

Hangi oturumu yaparsanız yapın, İstanbul’un son 25 yılının hesabını verecek bir babayiğit bulamazsınız! İstanbul’a açıkça ihanet ettiğini söyleyenler, bu kadar yalın bir ihaneti hangi düzeltme ile ortadan kaldırabilir?!

Bu sorunun cevabı yok!

Bu sorular, cevapsız sorular!

 

***

 

Bir zarfta 4 oy kullanılmış. Üçü doğru biri yanlış! Bunu kim, hangi ilim ve irfanla, kanıtla, yazılı ve görsel belgeyle açıklayabilir? 10 milyon İstanbulluyu kim ikna edebilir?!

Bu saatten sonra Ak Parti’ye yardımcı olacak ne bir pedagog ne de bir psikolog bulunabilir; çünkü yok!

Allah da böyle bir kul yaratmadı!

 

***

 

Sesimi duyuramayınca ben de çaresizlikten “çaldılar” dedim” diyen Binali Yıldırım’a acaba eşi ve çocukları inandı mı?

Radyo, tv ve gazetelerin neredeyse tamamına yakınını kontrol eden Ak Parti, Binali Yıldırım’a konuşma hakkı tanımamış da Binali Bey de çaresizlikten mi “çaldılar!” demişmiş!

Neye inanalım, ey Ümmet-i Muhammed!?!

Konuşamayanların “yalan”a sığınmasına mı?

Binali Beye sansür uygulandığına mı?

Neye inanalım!

Yoksa seçimi kaybedince kendisini haklı çıkaracak bir cümle buladığı için “Çaldılar”a sığınmasına mı?

Ey Ümmet-i Muhammed neye inanalım!