GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Hanzade ÜNUZ
YAZARLAR
22 Kasım 2018 Perşembe

Dünyanın en iyi hekimlerini yetiştireceğiz

İzmir’e 10. üniversite geliyor.

Tınaztepe Sağlık Grubu tarafından projelendirilen yeni vakıf üniversitenin adı İzmir Tınaztepe Üniversitesi olacak.

Üniversitenin kurucusu bir doktor.

Aynı zamanda işadamı…

BAL 87’li dönem arkadaşım sevgili Mehmet Bektur…

Şöyle bir soru ve vizyonla yola çıkmış...

Madem Sağlık Kenti İzmir diyoruz, markalaşmak istiyoruz...

Madem ki İzmir tarihiyle, coğrafyasıyla dünya tıp tarihine imza atmış bir merkez...

Symrna’da kurulan ilk hastane örneğini, Bergama’daki dünyanın ilk sağlık merkezi Asklepion’da dönemin ünlü hekimlerinin yetiştiğini biliyoruz...

İzmir neden yeniden böyle bir misyonla yola çıkmasın?

Diyerek belki de spor kulubü yöneticiliğinden gelen bakış açısıyla da...

Önce alt yapı, önce tesis diyerek zorlu bir mücadeleye girişmiş.

Hedefi İzmir’de dünyanın en iyi doktorlarını yetiştirmek.

Bunun için yüksek kalitede eğitim verecek bir üniversite kuruyor.

Tınaztepe Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bektur İzmir’e kazandıracağı yeni üniversite için düzenlenen basın toplantısında çok heyecanlıydı.

BAL’ın koridorlarında birbirinden renkli lise gençlik anılarımız olan arkadaşımız Bektur’u…

İzmir’de dünya çapında doktorlar yetiştirme hedeflerini anlatırken izlemek benim için çok gurur vericiydi.

Biz BAL’lılar biraz böyleyizdir ayıptır söylemesi…

Yedi sene birlikte okumanın getirdiği kardeşlik duygusu geçen yıllar içinde daha da pekişir.

En yakın akrabandan daha fazla sevinirsin BAL’lı bir arkadaşını görünce.

Ben de İzmir Tınaztepe Üniversitesi’nin tanıtım toplantısını bu  duygularla izledim.

***

Mehmet Bektur çok önemli bir başarı öyküsüne imza atmış bir doktor-işadamı.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra sağlık işletmeciliği doktorası yaptı.

İzmir’de marka haline gelen Tınaztepe Sağlık Grubu çatısı altında Buca Tıp Merkezi, Torbalı Tıp Merkezi ve Tınaztepe Hastaneleri’ni kurdu.

Bayraklı Galen Hastanesi de önümüzdeki ay hizmete girecek.

20. yılını kutlayan grup bünyesinde bugüne dek 100 binin üzerinde ameliyat yapıldı, 2.5 milyon hasta muayene edildi.

İzmir Tınaztepe Üniversitesi de fark yaratma hedefiyle yola çıktı.

Buca’da 160 dönüm alan üzerine kurulacak üniversite ile İzmir’de Türkiye’nin ve dünyanın en iyi hekimlerini yetiştirme iddiasındalar.Her yıl sadece 50 tıp fakültesi öğrencisi alınacak, birebir eğitim verilecek.

Usta-çırak ilişkisini de içeren entegre eğitim modeli uygulanacak.

2019 Haziran ayında ilk öğrenci kaydı planlanan üniversitede ilk etapta tıp, diş hekimliği ve sağlık bilimleri fakülteleri eğitime başlayacak.

260 milyon lira maliyetli üniversite projesiSağlık Eğitim ve Spor (SES)  Vakfı ve Tınaztepe Sağlık Grubu tarafından finans edilecek.

Dr. Mehmet Bektur bu üniversite projesine aynı zamanda fakülteden hocası  olan ünlü kalp cerrahı Prof. Dr. İsa Durmaz ile yola çıktığı için çok mutlu.

Moral ve manevi gücünü Türkiye’nin ilklere imza atan ameliyatlarını yapmış ve  en iyi hekimlerini yetiştirmiş İsa Hoca'sından alıyor.

Rektör vekili olarak görev yapacak Prof. Dr. Durmaz ile el ele vererek 15 yıl sonra Türkiye’nin en iyisi, 40 yıl sonra da dünyanın en iyi tıp fakültelerinden biri olma hedefi taşıyorlar.

***

Tınaztepe Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mehmet Bektur yola çıkış öyküsünü ve yolda başına gelenleri açık yüreklilikle anlatırken çok samimiydi.

“Bizim hedefimiz iyi hekim yetiştirmek” diyen Dr. Bektur, özellikle İZFAŞ binasının üç yıllığına üniversitenin kullanımına verilmesiyle ilgili yanlış anlaşılmalarda yaşadığı şaşkınlığı kendi cephesinden açıkladı.

Üç ay sonra temeli atılacak kampüs inşaatının 2020’de tamamlanmasıyla birlikte kesin olarak Tınaztepe’ye taşınacaklarını söyledi.

İzmir’e 10. üniversiteyi kazandırmanın heyecan ve mutluluğunu yaşayan  Dr. Mehmet Bektur duygularını, yaşadıklarını ve kendi gerçeklerini şu sözlerle anlattı...HAYALDİ GERÇEK OLUYOR

“Bir üniversite kurmak hayaldi ama gerçekleştiriyoruz. Dünyanın en iyi üniversitelerinden biri olmak istiyoruz. Ege Üniversitesi İzmir’e kurulurken taşraya üniversite mi kurulur denmiş. Bugün Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi ilk 2 binden öğrenci alıyor, yani eğer sınavda 2001. olursanız giremiyorsunuz. İlk 4.000 içinde değilseniz Dokuz Eylül Tıp Fakültesi’ne giremiyorsunuz. Gençler İzmir’de tıp okuma istiyor. İzmir’in potansiyeli doktor yetiştirmek üzerine kurulu. İzmir’e hep sağlık temasını yakıştırıyoruz. Kimi sağlık serbest bölgesi diyor, kimi sağlık turizmi diyor. Bu İzmir’in coğrafyası ve tarihiyle ilgili. Bizim coğrafyamızın dili olsa, hafızası varsa İzmir çok iyi öğrenci, çok iyi tıp insanları yetiştirecek bir yer diye düşünüyorum. İzmir sadece Türkiye’nin değil dünyanın en iyi doktorlarını da yetiştirebilir.”

HOCAM PROF. DR. İSA DURMAZ BENİ YÜREKLENDİRDİ

“Biz de yeni yola çıkıyoruz, hepimizin desteğe ihtiyacı var. Ama ben buradan söz veriyorum göreceksiniz bundan 10 – 15 yıl sonra Türkiye’nin, doğru hedefleri koyarsak 40 yıl sonra da dünyanın en önemli tıp fakültelerinden birisi olacağına ben çok inanıyorum. Bunun için elimizden geleni yapacağımıza da söz veriyorum. Bu çabamız içinde iyi insanlarla çalışıyoruz. Prof. Dr. İsa Durmaz hocamı tanımayanınız yoktur. İsa Durmaz hocamla başladık, o beni yüreklendirdi. İsa Durmaz hocamın rektörlükle ilgili yazısını YÖK’e yazdık, kurucu rektör olarak yazdık. YÖK’ün vekil rektör yanıtını bekliyoruz. Akademik örgütlenmemiz başladı, 2019 Haziran ayında öğrenci alımına başlama hedefimiz var.Tınaztepe’de kuracağımız kampüs için açtığımız mimarlık yarışması da yeni bitti. İzmir – Ankara merkezli bir grup kazandı, ilk binamızın temelini üç ay sonra atacağız. Kampüsü 2020’ye yetiştireceğiz.”

FARKIMIZ NE OLACAK?

Eğitim modelini değiştireceğiz derken neyi kast ediyorum? Tıp eğitiminde yüzde 30 teorik derslerden, yüzde 20 pratiklerden devamsızlık hakkın vardır. Derste hoca anlatır, notlar fotokopicilerde satılır, geçmiş soruları da çalışırsan kalman için bir neden kalmaz. Sınıf geçilir, sonra da TUS için başlarsın çalışmaya. Bu tıpta ustalık çıraklık ilişkisi denen özelliğin uygulanmadığı bir durum. Siz yeni mezun birine gazetecilik yaptırmayabilirsiniz ama yeni mezun bir doktora hasta vermemek olmaz. Öğrencileri diplomayı vermeden önce iyi yetiştirmeniz lazım. Bizde tıp eğitiminde usta çırak ilişkisini sonuna kadar yaşayacağız, farkımız bu olacak. Ege Üniversitesi her yıl 400 tıp fakültesi öğrencisi alıyor, Türkiye’de her yıl 2.400 tıp fakültesi öğrencisi eğitime başlıyor. Biz tıp fakültesine her yıl sadece 50 öğrenci alacağız, birebir eğitim vereceğiz.

İZFAŞ BİNASI İÇİN ŞÜKRAN DUYDUK

“Biz yola çıkarken Valimize Büyükşehir Başkanımıza gittik, efendim bir talimatınız var mı dedik. Bize başarılar dilediler. İZFAŞ’ın binası boş ve bakımsız gibi duruyordu. Büyükşehir Başkanımıza bize burasını birkaç yıllığına verirseniz kampüsümüzün ilk binası yapılana kadar burada başlarız dedik. Çok sürpriz bir şey oldu, Büyükşehir Belediyesi oybirliğiyle kabul etti. Bu bizim hiç beklediğimiz bir şey değildi, müthiş bir şükran duyduk. Karşı olanları da aslında anlamaya çalışıyorum, hassasiyetleri biliyorum. Haklı oldukları yanlar da var, çünkü ülkemizde bu konularda çok sabıkalı durum var. Refleksler ortaya çıktı biliyorsunuz. Bunun için tek bir şey söyleyebilirim üç yıl sonra eminim aynı arkadaşlarımız Tınaztepe Üniversite Üniversitesi gitmesin diye görüş belirteceklerdir. Bize düşen ‘Biz gidiyoruz’ dediğimizde keşke gitmeseler dedirtmektir.”

YALVARSALAR KALMAM

“Ben zaten bu kadar reaksiyon olacağını, bana böyle yakıştırmalar olacağını bilseydim bu talepte bulunmazdım. Üzerime yüklenen hassasiyetlere bakıyorum, yakıştıramıyorum bana yakışmıyor. Bizi bilmeyen mi var diye bakıyorum ama yine de anlıyorum. Belki de benim bilmediğim bir konuda ben de aynı hassasiyeti gösterecektim. Üç yılın sonunda biz orada kalmayız, öyle bir derdimiz yok. Bilime inanıyorum, üniversite kuruyorum diyorsunuz  evrensel hassasiyetleri olmayan bir üniversite olur mu? Nihayetinde biz üç yıl sonra orada yokuz. Ama İzmirliye orasını ne zabıta merkezi, ne de kolluk kuvveti yapmak yakışır. Kültürparka ağaçların altında kitap okuyan öğrenciler yakışır ama ben üç yıl sonra yalvarsanız da orada kalmayacağım. Aynı hassasiyetlerin üç yıl sonra buraya karakol olur, zabıta merkezi olur ya da aman İzbeton binası olmasın. Tınaztepe Üniversitesi buraya çok iyi bakıyor diyeceğine eminim.”