GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Rifat ÖZER
YAZARLAR
31 Mart 2019 Pazar

Düellocu

Hukukta ihkakı hak diye bir suç var. Hakkını kendiliğinden alma,
Yani, zorla alma eylemi.
Baştan beri yasa dışıydı.
Herkesin hakkını elde etmesini devlet sağlar... öyle zorbalık yok !

Düello... ihkakı hakkın bir başka çeşidi.
Birbirine düşmanlık duyan iki kişi arasındaki silahlı hesaplaşma.
Sonradan yasadışı oldu.

İlber Ortaylı Hocamız “ Bir Ömür Nasıl Yaşanır “ adındaki kitabında...
‘Puşkin, dramatik şekilde düelloda öldüğünde daha 40 bile değildi, 38’di.
Yine düelloda ölen Lermantov 27’sindeydi...’ Diyor.

Aleksandr Sergeyeviç Puşkin...
Rus’ların “ Ulusal Şairi “ ve Rus
Edebiyatının kurucusu kabul edilen.
İlber Hoca’ya göre,
Puşkin bir dil dehasıdır. Fransızca, Latince ve İngilizce’yi bilir.
Not : Hocamızın bildiği dil sayısını yazmıyorum !

Puşkin’in Şiirleri ve “Yüzbaşının Kızı” romanı çok ünlüdür.
Böyle bir adam nasıl olur da ilkel bir duygunun esiri olur,
Düello eder ?
Gerçi büyük gibi görünen insanlar bazan, küçük işler yapar da.

Kıskançlık işte !

Puşkin 29 yaşındadır. 1828 yılında bir baloya katılır.
O zamanların en güzel kızlarından biri balodadır,
Aristokratların dillerine destan, Natalya’dır bu güzel kız.
Çar bile... hayrandır !
Henüz 16 yaşındadır.
Puşkin daha ilk görüşte kıza vurulur.
Biraz çapkındır !

Puşkin ilerici ve özgürlükçüdür.
Bu yüzden günlerini sürgünlerle,
sansürlerlerle geçirmekte, polis kıskacında yaşamaktadır.
Kız ve ailesi bu yaşantısından tedirgindir.
O yüzden Natalya’ya ilk evlilik teklifi, kabul görmez.
Puşkin inatçıdır... Aşkından vaz geçmez.
Çarı ikna eder, çevreleyen kuşatmayı biraz gevşettirir.
Kız ve ailesi, yinelenen teklifi kabul eder... 1831’de evlenirler.

Puşkin karısını çok kıskanır.
Başına ne geldiyse, zaten bu
kıskançlığından gelir !

Bir süre sonra aristokratlar arasında dedikodular çıkar.
Fransız devriminden kaçanlardan Baron d’Athens ile karısı arasında, gönül ilişkisi var denir...

Hele de isimsiz mektuplar gelmeye başlayıp,
“ boynuzlu... boynuzlu ! “ denince.
Her halde tepesinin tası attı ki,
Athens’e, hemen düello teklif etti. Ancak araya girenlerce ertelendi.
Ama, adam karısının etrafında dolaşmayı sürdürdü.
Puşkin çok sinirlendi.
Düello teklifini yeniledi,
Kabul edildi !

Edildi edilmesine de, düello kurallarına uyulmadı ki.
Düellocular arasında 25-30 metre mesafe olması gerekirken, 10 adım kadar bir mesafe vardı. Üstelik ilk atış hakkı da Athens’indi !
Puşkin’i, karnından vurdu.
Puşkin de onu, elinden vurdu !

İki gün ıstırap içinde can çekişti,
29 Ocak 1837’de öldü.

Doğduğu Moskova’da büyük infial oldu. Komplo dendi... Halk sokaklara döküldü.

St.Petersburg’daki Aziz İsaac Katedrali... dünyanın 4.büyük ortodoks katedralidir.
Kubbesi altın kaplamadır.

Baltacı Mehmet Paşa yüzünden,
Bizde... dedikodusu ile meşhur !
Ve başında resim çektirdiğimiz,
Rus Çarı l.Petro’nun (Deli Petro) karısı
1.Katerina’nın mezarı da buradadır.

Ama... tepkilerde korkularak cenaze töreni buraya değil, küçük bir kiliseye alındı.
Yine de çok kalabalık oldu.
Cenazesi gece gizlice, bizim de ziyaret ettiğimiz köyüne götürüldü.

Cenazede “ Şairin Ölümü “ şiirini okuyan genç şair... Mikhail Lermantov son iki satırında dediki :
“ Tüm kara kanınızla şairin,
Haklı kanını yıkayamayacaksınız.!”

Çarı despotlukla suçladı diye sürgün edildi. O da tıpkı Puşkin gibi, Fransız bir subayla düello yaptı,
Öldü !

Athens’mi... ne oldu ?
Paris’e sürüldü. Beyler gibi yaşadı.
Maksim Gorki elini sıkmadı !
Kızı, Puşkin’i öldürdü diye uzun süre
konuşmadı !

Puşkin’in, annesi gibi güzel kızı...
Tolstoy’u, o kadar çok etkiledi ki,
Dünya edebiyatının en iyi
romanlarından biri,
‘Anna Karenina’ sının yüzü oldu.

İyi Pazarlar...