GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Metin ÖNEY
YAZARLAR
10 Ocak 2020 Cuma

Din istismarı

Türk Parlamenterler Birliği İzmir Şubesi olarak, 10 yıldır ayda en az iki defa çeşitli konu ve konuklarla konferanslar düzenliyoruz. Bu haftaki konumuz “Din İstismarı” ve konuğumuz da Dr. Burhan Özfatura’ydı.

Özfatura, iki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış bir siyaset insanı…

Bilgi ve birikim sahibi…

Hepsinden önemlisi “inandığı gibi yaşayan bir insan”

Bu sebeple konferansa ilgi çok büyüktü.

Söyledikleri çok çarpıcıydı…

Bir saat 17 dakika süren konferansın tamamını bir köşe yazısında özetlemek elbette mümkün değil. Ancak bazı ana başlıkları okuyucu ile paylaşmayı faydalı buluyorum…

***

Konuşmanın bir bölümünün ana başlıkları şöyle:

Türkiye’nin ve İslam Alemi’nin içinde bulunduğu durum sebebiyle çok kırgınım ve kızgınım.

5000 yıllık Türk Tarihi içinde, şu an yaşananlar fevkalade vahimdir.

Kendi kendimize sormalıyız. Biz gerçekten Müslüman mıyız?

Öyle %99 diyerek işin içinden çıkamayız.

82 milyon içinde ve her kesimden Kur’an’ın Türkçe mealini okumuş 80.000 kişi var mı? Varsa sevinelim…

Bugünkü Orta Doğu’nun artık İslam’la ilgisi yok.

İndirilen din değil, uydurulan din söz konusu.

Siyasetin kesinlikle girmemesi gereken kurumların başında camiler gelir. Ama maalesef bu yasak artık tamamen ihlal edilmektedir.

Camilerde politik görüş olamaz. Oarda herkes eşittir. Erken gelen dilediği yere oturur.

Bu hale gelmemizde elbette dış güçlerin de etkisi vardır.

Bilhassa NATO’ya girdikten sonra adeta “köle ülke” konumuna geldik.

Tabii, içerdeki işbirlikçiler sayesinde…

Biz de elbette gerçek anlamda “yurttaş” olamadığımız için.

Ilımlı İslam, Yeşil Kuşak ve BOP adı altında dört yanımız çevrildi…

ABD ve Rusya aslında birbirleri ile dost ülkelerdir… Tek dünya, tek millet ve tek din ve tek para için mücadele ederler ve düşman gibi gözükürler…

Bu gün içinde yaşadığımız şartlar Kurtuluş Savaşı döneminde yaşadıklarımızdan daha ağırdır…

Hiç olmazsa o zaman birlik vardı; şimdilerde parçalara bölündük.

Her gün bir başka sebep yaratılarak oyalanıyoruz ve işin özünü kaybediyoruz. Bir gün Suriye, bir gün Libya, bir gün Kanal, bir gün yerli otomobil gibi..

Müslüman, “Süslüman” oldu…

İsraf, lüks hayat ve görgüsüzlük aldı başını gidiyor…

Üç aylık bebeğin parmağına yüzük takılır oldu...

Muhafazakarlığın muhafazası gitti, karı kaldı…

Dinimizde iki önemli yasak var:

Biri, “kul hakkı”

Diğeri, “şirk koşma”

Şimdilerde her ikisi de yok derecesine indirildi.

Din “cemaat”lerin hegemonyasına girdi.

Dinde “cemaat” diye bir kurum yok.

Uyuşturucu, şiddet, taciz ve tecavüz zirve yapar oldu…

***

Bir başka yazımızda da geri kalan bölümün özet ana başlıklarını yazmaya çalışacağım…