GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Cumhur BULUT
YAZARLAR
2 Temmuz 2020 Perşembe

Dikkat: Sosyal madde!

Vay arkadaş, sanal dünya, manal dünya derken ipin ucu iyice kaçtı.

Sosyal Medya, “sosyal madde” kıvamına geldi!

Hafife almakta hata etmişiz, ortalık müptela kaynıyor.

İşin kişisel ifade alanı, ticaret alanı ve özgür düşünce alanı olmasını geçtik; beyinler uyuştu, ruhlar bunaldı kısacası insanlık hepten sapıttı…

Sosyal Medyanın değerini bilen okumuş çocuklara sözümüz yok. Emme ve lakin cahil cühela takımına, psişik hastalara ve “elime geçirdim bir salkımı, millete veririm talkını” düşüncesinde olanlara ne diyeceğiz? …

Yok abi, ben kavramı önemsiyorum; “Sosyal Madde!”

Mefhumu ilk defa bu şekilde ben kullandım diye değil tabii, neticelerinin vahim olmasından dolayı…

***

Bulaşıcı hemi de… Yaş sınırı olmadan herkes bu illetin hedefinde!

Çoluk çocuk, genç yaşlı; kadın erkek…

Çarptığını yakalıyor ve direk müptela kılıyor. Sonra sıyrıl sıyrıla bilirsen!

***

Hastanedeyim, paylaş.

Komşumla kahve içiyoruz, paylaş.

Emmimgiller geldi paylaş. Bibimgiller gitti paylaş!

Sofrada paylaş, lokantada paylaş; cenazede paylaş, camide paylaş, morgda paylaş…

Adam hastane odasında ölüm döşeğinde, bağlanmadık cihaz kalmamış, yeğeni fotoğrafını paylaşıyor, hem de yanında sırıtarak; “Hacı emmimin yanındayız”…  Tövbe estağfirullah.

Neyin ispatıdır bu, neyin ifadesi?…

*

Bir de mezar fotoğraflarımız var sosyal medya da…

Kendi çekip yayınlayanlar başka, asıl yeni bir sektör doğmuş mezarlıklarda…

Eskiden kabristanlarda gönlünden ne koparsa tarifeli “Yasin Suresi okuyucuları” vardı şimdi de “Kabir fotoğrafçıları varmış”, öyle diyorlar.

Hatta bu kabir fotmğrafçıları Mezarın başında pozlarınızı çekip anında tüm hesaplarınızdan yayınlayabiliyorlarmış… Ben söyleyenlerin yalancısıyım. Gidip görmüşlüğüm yok.

Hakket, mezar başında gülerek, mahkeme koridorlarından gülerek ve hasta başında gülerek çekilen fotoğraflar tamamen “Sosyal Madde” ile uyuşturulmuş beyinlerin eseri…

***

Bir de atarcılarımız var tabii!

Yatarı olmayanların atarları da “sosyal maddenin” hayatımıza kazandırdıkları…

“Her Karakolda adımız, her kahvede masamız, her âlemde şeklimiz ve her güzelde resmimiz” var diyenler mi ararsınız;

“Yollarda namımız, caddelerde fiyakamız, her kızda numaramız” var diyenler mi?

“Atarım, yakarım çakarım ve gel ben buradayım” diyenler…

Ve sizin de bildiğiniz gibi daha neler neler…

*

Gözünü sevdiğimin mahalle kültürü sen ne yüksek seviyeli bir felsefeymişsin de haberimiz yokmuş!

Kamyon arkası yazıları, minibüs ve taksi jargonları kralmışsınız da haberimiz yokmuş!

Neyse durum vahim!

Sosyal Maddeden kurtulmak zorundayız. İmdaat, diye haykırıyor, şanlı tıbbiyemizi göreve çağırıyorum!

(Demişiz 20 Temmuz 2017 Parşembe günü yine bu sütünda…).