GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
7 Şubat 2020 Cuma

Devamlı ‘kötü haber’ duymak bize ne yapar?

Her şeyden önce “panik atak” yapar!

Panik atak anı çok korkutucudur!

Bi’an için…

Kalp krizi geçirdiğinizi…

Öleceğinizi sanırsınız…

İnsanoğlu, hayatı boyunca bir ya da iki panik atak geçirebilir!

Ancaaak…

Panik ataklar sürekli tekrarlıyorsa…

Eyvah, eyvah…

Ben söylemiyorum; doktorlar söylüyor!

***

Yeni yıla girdiğimizden beri…

Üst üste kötü haber almaktan sürekli kalp çarpıntısı yaşar olduk!

Bunu da vatandaş söylüyor…

***

Hatırlayın; 2020 yılına…

“Ruhumuzda güzel izler bırakacak bir yıl olsun…”

Temennileri ile girmiştik…

Oysa…

Yeni yıl, daha ilk ayında “freni patlamış kamyon” gibiydi…

***

22 Ocak…

Akşam yemeğinden kalkmış millet…

Manisa Akhisar’ı, dipten vuruyor deprem…

Büyüklüğü, 5.4…

Kış, kıyamet…

Millet sokakta, korkudan içeri girmiyor…

***

6 gün sonra…

28 Ocak akşamı, millet uyumaya hazırlanıyor…

Manisa Kırkağaç, 5.1’lik depremle sallandı…

Sarsıntıyı…

Bırakın Manisa’yı, İzmir’i…

Balıkesir, hatta İstanbul hissetti…

Her tarafımız buz kesti…

Bu nasıl bir deprem?

Kırkağaç’ta oluyor, İstanbul’un ödü patlıyor…

***

Bismillah; Şubat’ın 3’ünde…

Suriye İdlib’ten gelen haberlerle darmadığın olduk…

Esad rejimi, Mehmetçik’i top ateşine tutmuş…

Sekiz kınalı kuzumuz şehit olmuştu…

Tel gibi gerildik…

***

TV’ye çıkan deprem uzmanlarının bazıları…

“Türkiye bir deprem fırtınasına tutuldu!” filan, derken…

24 Ocak Cuma akşamı…

Elazığ Sivrice’den kötü haber geldi…

Deprem, 6.8 büyüklüğünde vurmuştu…

20 yıl önce Marmara’da olduğu gibi…

50’ye yakın vatandaş çöken binaların içinden çıkarıldı…

41 insanımızı kaybettik…

En az bin 600 kişi yaralı hanesine yazıldı…

***

Depremin acısı üstümüze çökmüş, yaralar sarılırken…

Bu kez…

Van Bahçekapı’da…

İçi yolcu dolu minibüsün üstüne çığ düştü…

Altı kişiyi sağ çıkardılar…

Akşam beş kişinin cesedine ulaştılar…

Kar altındaki minibüste iki kişi daha vardı…

Sabah devam etmeye karar verdiler…

Bu kez…

Çığ kurbanlarını arayanların üstüne çığ düştü…

Akşamın karanlığı…

Beyaz örtünün üstüne indiğinde…

Bilanço korkunçtu…

Kar 36 kişiyi yutmuştu…

Hayatını kaybedenlerin sayısı bir anda 41’e ulaştı…

Acı, büyüdü; katmerlendi…

***

Çığ faciasının üstünden bir saat geçmişti ki…

Bi’acı haber de İstanbul’dan geldi…

170 yolcu taşıyan İzmir-İstanbul uçağı…

Sabih Gökçen’de pistten çıktı, 30 metreden toprağa çakıldı…

Koca uçak üç parçaya ayrıldı…

Görüntüler kan dondurdu…

O dehşetengiz uçak enkazı üç kişiye mezar oldu…

Onlarca yaralı tedavi ediliyor…

***

Hop oturup, hop kalkan…

Sonuçları açısından göreni, duyanı, izleyeni kahreden olaylar zinciri…

Şehitler, kayıplar, yaralılar…

Ve de onların yakınları…

Gencecik yaşta kayıp giden hayatların hepsi…

Neden böylesine üst üste geldi?

Bize n’oluyor?

Kader mi, şimdi tüm bu yaşananlar?

***

Bir hekim arkadaşım; bu durumu şöyle analiz etti:

“Basit anlatalım; beyni bir dişliler zinciri kabul edersek, böylesi büyük üzüntülerde o dişliler aşınıyor, depresyon oluşuyor… Eğer, o zincir tamamen koparsa şizofreniye kadar giden ruhsal bozukluklar başlıyor… En çok da panik atak olma durumu var… Çünkü, asıl üzüntü ve korkular bu durumları yaratıyor…”

***

Bitiriyoruz…

Fransız yazar Honore de Balzac’ın kulaklara küpe bir özdeyiş ile:

“Geleceği merak etme, nasıl olsa gelecek… Ama geçecek olanı iyi düşün, çünkü aklından asla silinmeyecek…”

Nokta…

Sonsöz: “2020, hiç olmazsa bu saatten sonra ruhumuzda güzel izler bırakacak bir yıl olsun… / Anonim…”