GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fatih YAPAR
YAZARLAR
22 Haziran 2020 Pazartesi

Dervişoğlu ne demek istedi?

Dursun Müsavat Dervişoğlu

1980 askeri darbesi öncesinde memleketin en hareketli yerleri arasında bulunan Fatsa’da Ülkücü Gençlik Derneği Başkanlığı yaparak aktif siyasi yaşama girdi. Darbenin ardından sırasıyla aynı mücadele içinde Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yaptıktan sonra Alparslan Türkeş’in de isteğiyle parti genel merkezinde görev aldı.  Daha sonra İzmir’e gönderilerek burada teşkilat çalışmalarını yürütmesi için kendisine rota çizildi. Dervişoğlu, hem siyasi yaşamını hem de ticari yaşamını uzun yıllar İzmir’de sürdürdü.

Herkes gibi biz de kendisini MHP’li kimliği ile tanıyoruz. Partide İzmir il başkanlığının yanında büyükşehir adaylığı, milletvekili adaylığı gibi dönemsel seçime dönük çok sayıda girişimi de olmadı değil. Rotayı parti içinde değişime ve dönüşüme kıran Dervişoğlu, Devlet Bahçeli’ye karşı genel başkan adayı olup yeterli desteği alamayınca yine MHP içinden çıkan, liderliğini Meral Akşener’in yaptığı İYİ Parti’ye geçerek oluşumun çekirdeğinde görev aldı.

Sonrasını zaten hepimiz biliyoruz!

Dervişoğlu şu anda İYİ Parti’nin TBMM’deki en yetkili ismi. Yani Grup Başkanvekili. Kısacası eylemleri ve söylemleriyle doğrudan genel başkanı temsil ediyor.

Gelelim mevzuya;

İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar’ın yeniden seçildiği il kongresine katılan Dervişoğlu “Millet İttifakı”nın bir diğer ayağı olarak CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i hedef aldı. İsim vermedi fakat çerçeveyi çizdi, hedefi belirledi. Aleni bir savaşın ilk kıvılcımı gibi önden giriş yaptı, uyardı, ima etti ve yön çizdi.

Ne dedi?

*İYİ Parti’nin, Cumhuriyet Halk Partisi’nin özellikle “büyükşehir belediye başkanlığından” beklediği sadece iş, aş, vesaire değildir.

*Cumhuriyet Halk Partili İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan İYİ Parti’nin beklediği İzmir'in doğru, ehil insanlarla yönetilmesidir.

*Siz sadece İYİ Parti’nin değil, Cumhuriyet Halk Partisi’nin de sağlam damarını rahatsız eden uygulamalara imza atmaya devam derseniz, toplumsal kaygıyı artırmaktan geri durmayacağınızı göstermeyi sürdürürseniz sabrın da bir sınırı var.

*Atamalar yaparken makamları mevkileri doldururken kör göze parmak sokar gibi toplumsal tartışma yaratabilecek adımları atmaktan uzak duralım.

*Ona cesaret denmez, cüret denir, hiçbir cüretkara da İzmirli müsaade etmez. Böyle bilinmelidir.

Dervişoğlu’nu tanıyanlar bilirler ki kesinlikle şahsi değil genel konuşur. Burada da öyle yaptı. Uzun süredir İYİ Parti teşkilatlarından kendisine iletilen rahatsızlıkların farkında olduğunu vurguladı. Genel Başkan Meral Akşenir’in “bilgisi ve onayı dahilinde” İzmir’den net mesaj verdi. Biliyordu ki bu açıklamalar mutlaka CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da önüne gidecek. Ve sonra “İzmir’de ne oluyor?” diyecekti.

Elbette İYİ Parti’nin ittifak ortağıyla ayrı düşmesine neden sebepler var. Bunların en başında iş, istihdam ve belediye imkanlarının kullanımı yer alıyor. Dervişoğlu gibi İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar da kadrolaşma konusundaki rahatsızlığını üstü kapalı ifade ediyordu. Büyükşehir’de bir yılda işe alınan personel sayısı 3 bin civarında olmasına rağmen İYİ Parti’ye teklif bile gitmemiş olması bunların en başında yer alıyor. Soyer’in göreve başladıktan sonra üst düzey makamlara getirdiği İYİ Parti kurucularından İZBELCOM Genel Müdürü Ahmet Ersagun Yücel ile İYİ Parti Kurucular Kurulu ve Genel İdare Kurulu Üyesi ÜNİBEL Genel Müdürü Nihal Ağca’nın İzmir teşkilatlarıyla zaten uzaktan yakından alakaları yok.

Tabi ki Dervişoğlu’nun “kör göze parmak sokar gibi” ve “CHP’nin sağlam damarını rahatsız eden” diye tanımladığı önemli konular var. Son günlerde tartışılan KHK ile üniversitelerden atılan akademik personelin belediye şirketlerinde görevlendirilmesi mevzusu bunların başında geliyor.

Konuşmasında “cesaret” ile “cüret” kavramlarını keskin ve net olarak ayıran Dervişoğlu’nun mesajları elbette yerini bulacaktır.

Kongrede dikkatimi çeken bir önemli konu daha var. O da CHP saflarından İYİ Parti’ye geçen Genel Başkan Yardımcısı Dr. Aytun Çıray’ın tutumu… Çıray, CHP içinde olduğu dönemde ve halen Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer ile “iyi diyalogları olan birisi” olarak tanımlanır. Başkan Soyer geçen zaman diliminde Çıray’ın da istediği bazı atamaları yapmıştı. Çıray, Dervişoğlu kürsüdeyken ve yukarıdaki ifadeleri kullanırken sürekli alkışladı.

İşin özü; uzun süredir Türkiye gündeminde farklı konularla yer edinen İzmir’in sürekli yükselen bir grafiği var!

Yeni tartışma konumuz ayrı para biriminden sonra ayrı bayrak...

O’nu da bir sonraki yazıya bırakalım.