GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Hanzade ÜNUZ
YAZARLAR
27 Eylül 2019 Cuma

Depremde hayat kurtaran üçgen

Deprem olduğunda hepimiz büyük bir korku yaşıyoruz.

Yıkım olmamışsa...

Bulunduğumuz yerde binalar ayakta kaldıysa bile...

Doğanın gücü karşısında çaresizliğimizle eziliyoruz bu kez.

İzmir’de çocukluğumdan beri irili ufaklı sallantıları yaşadım...

Ama Gölcük depreminde bölgeye gitmiş bir gazeteci olarak deprem algım...

Gölcük’ten önce, Gölcük’ten sonra diye ikiye ayrılır.

Bir kentin nasıl yerle bir olduğunu...

Binaların kumdan kale gibi parçalandığını, insanların kaybolduğunu...

Betonarme temellerin ince bir çubuk gibi nasıl kırıldığını...

Arabaların, otobüslerin beton yığınları altında oyuncak gibi ezildiğini gördükten sonra...

Depreme karşı alınacak önlemlere bakışım tümüyle değişti.

Ev aradığını söyleyen arkadaşlarıma şuranın zemini daha sağlam, o bölge kayalık diye öneririm örneğin.

Ya da yapımı süren inşaatların kolonlarının sayısına ve kalınlığına istemsiz olarak dikkat ederim.

Bazı binalara ne kadarı, nasıl yıkılır acaba diye baktığımı da biliyorum.

Merkezi İzmir’de olmayan ama bizim de hissettiğimiz bazı büyük depremlerde...

Gözümün önünden gitmeyen Gölcük fotoğraflarıyla...

Üzüntüyle panikleyip, olası yıkımlarda insanların o anki acısına kapılan biriyim artık.

***

“Deprem öldürmez, binalar öldürür” cümlesi evet doğru...

Peki deprem anında kendimizi nasıl koruyabiliriz?

“Sıraların altına saklanın, evde kapı kirişlerinin altında durun” cümlesi sizin de kulaklarınızdadır.

Yıllarca böyle öğretildi okullarda bize ama...

Deprem ve enkazlar konusunda dünyadaki en tücrübeli isimlerden biri...

Amerikan Uluslararası Kurtarma Ekibi’nin kurtarma şefi ve afet olayları müdürü Doug Copp tam tersini söylüyor...

“Depremde bulunduğunuz yere çömelmeyin...”

“Sıra altına kesinlikle girmeyin...”

“Kapı krişlerinde durmayın...”

Diyor.

“Bir daha deprem görüntüleri izlerken yıkılan binalarda oluşan üçgen boşlukları say” diyerek...

Hayatta kalma şansının “Hayat Üçgeni” ne bağlı olduğunu söylüyor.

Büyük bir mobilya, dolap, yatak gibi nesneler ile yıkılan duvarlar arasında kalan üçgen boşluğun hayat kurtardığına dikkat çekiyor.***

Aynı zamanda Birleşmiş Milletler felaket azaltma uzmanı olan...

Amerikan Uluslararası Kurtarma Ekibi kurtarma şefi ve afet olayları müdürü Doug Copp....

1985 yılından bu yana aynı anda gerçekleşenler hariç dünyadaki bütün felaketlere gitmiş...

875 yıkılmış binaya girmiş, 60 ülkeden kurtarma ekibiyle çalışmış.Copp herkese ulaşmasını istediği çok önemli bilgilerde bakın neler anlatıyor:

ÇÖMELİRSEN ÖLÜRSÜN

“1996'da benim hayatta kalma metodumun geçerliliğini ortaya koyan bir film yaptık. Türk hükümeti, İstanbul Belediyesi, İstanbul Üniversitesi, Case yapımcılık, ve ARTI bu pratik ve bilimsel testin filme alınmasında işbirliği yaptılar.

İçinde 20 maket (mannequis) olan bir okulu ve evi yıktık. On maket 'çömel ve korun' metodunu uygularken, 10 maket 'hayat üçgeni' metodumu uyguladı. Tasarlanmış yıkımdan sonra görüntüleri filme almak ve sonuçları belgelemek için enkazı geçip binaya girdik. Bina yıkımlarında oluşabilecek şartlar dahilinde direk olarak gözlemlenebilen ve bilimsel şartlar altında hayatta kalma tekniklerimi uyguladığım film 'çömelip korunan/saklanan' kişiler için hayatta kalma şansının sıfır olduğunu ortaya koydu.HAYAT ÜÇGENİ KURTARIR

Hayat üçgeni metodumu kullananlar için hayatta kalabilme şansı yaklaşık olarak % 100 oldu. Bu film Türkiye'de ve Avrupa'nın geri kalan kısmında milyonlarca izleyici tarafından izlendi. Bu film ABD, Kanada ve Güney Amerika'da RealTV programında izlendi.

Enkazına girdiğim ilk bina 1985 Mexico City depreminde bir okuldu. Bütün çocuklar sıralarının altındaydı. Her bir çocuk kemiklerinin kalınlığına kadar ezilmişlerdi. Sıralarının yanındaki koridorlara uzanmış olsalardı hayatta kalmış olabilirlerdi. Bu 'ayıptı, gereksizdi' ve çocukların neden koridorlarda (sıraların arasında) olmadığını merak ettim. O an, çocuklara bir şeyin/eşyanın altına saklanmalarının söylendiğini bilmiyordum.

ÜÇGENLERİ SAY

Basitçe ifade edilirse, binalar yıkılırken objelerin üzerine düşen tavan ağırlığı veya içerideki mobilyalar bu nesnelere çarparken yanlarında bir yer, boşluk bırakırlar. Bu boşluk benim 'hayat üçgeni' dediğim alandır. Nesne ne kadar büyük ve ne kadar dayanıklı olursa daha az ezilecektir.

Nesneler ne kadar az ezilirse boşluk ve bu boşluğu kullanan kişinin yaralanmama olasılığı o kadar artar. Bir dahaki sefere televizyonda yıkılan bina izlerken gördüğün üçgenleri say. Heryerdeler.

Yıkılan bir binada göreceğiniz en yaygın biçimdir.

MOTOSİKLET KURTARDI

Deprem anında hayatta kalma, ailelerine bakma ve başkalarını kurtarma hakkında 750 bin nüfuslu Trujillo kentinin itfaiye bölümünü eğittim. Trujillo İtfaiye Departmanı’nın kurtarma şefi üniversitede profesördür. Bana her yerde eşlik etti, kişisel ifadeleridir:

'Adım Roberto Rosales. Trujillo kurtarma ekibi şefiyim. 11 yaşındayken çöken bir binada mahsur kaldım. Mahsur kalışım 1972 yılında 70.000 kişini öldüğü depremde oldu. Erkek kardeşimin motosikletinin yanında oluşan 'hayat üçgeni' içinde hayatta kaldım. Yataklarının veya sıraların, masaların altına giren arkadaşlarım ezilerek öldüler (isim, adres vb detayları anlatıyor). Ben hayat üçgeninin yaşayan örneğiyim. Ölen arkadaşlarım 'çömel ve korun' örnekleridir.”DOUG COPP'UN HAYAT KURTARAN ÖNERİLERİ ;

1) Binalar çökerken basitçe 'çömelen ve korunan' kişiler istisnasız her defasında ezilerek ölüyorlar. Masa, araba gibi nesnelerin altına giren kişiler her zaman ezilirler.

2) Kediler, köpekler ve bebeklerin hepsi doğal bir şekilde dizlerini ana rahmindeki gibi karınlarına doğru çekerek kıvrılırlar. Deprem anında sizde bu şekilde kıvrılmalısınız. Bu doğal bir güvenlik ve hayatta kalma içgüdüsüdür. Daha küçük bir boşlukta hayatta kalabilirsiniz. Hafifçe ezilecek ama yanında boşluk yaratacak bir kanepe, geniş büyük bir eşyanın yanında durun.

3) Ahşap evler deprem anındaki en güvenliyapılardır. Sebebi basittir; ahşap esnektir ve depremin zorlamasıyla hareket eder. Eğer ahşap bina çökerse geniş yaşam boşlukları oluşur. Ayrıca, ahşap binalar daha az yoğunlukta yıkılış ağırlığına sahiptir. Tuğla binalar ayrı tuğla parçalarına ayrılacaklardır. Tuğlalar bir çok yaralanmalara sebep olacaktır, ama (beton) bloklardan daha az ezilmiş vücutlar yaratırlar.

4) Eğer gece yataktayken deprem olursa, basitçe yuvarlanarak yataktan düşün. Yatağın çevresinde güvenli bir boşluk oluşacaktır. Oteller müşterilerine deprem anında yatakların yanında yere uzanmalarını salık veren bir uyarı notunu odalarda her kapının arkasına asarlarsa depremlerde çok büyük hayatta kalma oranlarını sağlayabilirler.

5) Televizyon izlerken deprem olursa ve kolayca kapıdan veya pencereden dışarı kaçmak mümkün değilse, kanepe veya büyük bir koltuğun/sandalyenin yanında cenin pozisyonunda kıvrılarak yere uzanın..

6) Bina çökerken kapı kirişlerinin altına geçen herkes ölür...Nasıl mı? Eğer kapı kirişlerinin altına geçerseniz ve kapı kirişi öne veya arkaya doğru düşürse inen tavanın altında ezilirsiniz. Eğer kapı kirişi yana doğru yıkılırsa ikiye bölünürsünüz. Her iki durumda da ölürsünüz!

7) Hiçbir zaman merdivenlere gitmeyin/yönelmeyin. Merdivenler (ana binadan) farklı bir 'frekans aralığına' sahiptir; ana binadan bağımsız/ayrı olarak sarsılırlar. Merdivenler ve binanın geri kalanı devamlı olarak birbirlerine çarparlar, ta ki merdivenlerin yıkılışı gerçekleşene kadar.
Merdivenlere ulaşan insanlar basamaklar yüzünden yaralanırlar. Korkunç şekilde sakatlanırlar. Bina yıkılmasa dahi, merdivenlerden uzak durun. Merdivenler binanın hasar görmesi en muhtemel kısmıdır.
Depremde yıkılmamış olsa dahi, merdivenler bağırarak kaçmaya çalışan insanların aşırı yüklenmesi ile çökebilir. Merdivenler binanın geri kalan kısmı zarar görmemiş olsa dahi her zaman güvenlik açısından kontrolden geçirilmelidir.

8) Binanın dış duvarlarına yakın yerlerde durun, mümkünse dışına çıkın. Binanın iç kısımlarındansa dış kısımlarına yakın yerlerde olmak çok daha iyidir. Binanın dış çevresinden ne kadar içeride olursanız, çıkış yolunuzun kapanma ihtimali o kadar artacaktır.

9) Aynen Nimitz yolundaki katlar arasındaki (yıkılan) blokların meydana getirdiği gibi, deprem anında üst yolun yıkılmasıyla ezilen araçların içinde bulunan insanlar ezilirler. San Francisco depreminin kurbanlarının hepsi araçlarının içindeydiler. Hepsi öldü.

Araçlarının dışına çıkıp,aracın yanına uzanıp veya oturarak kolaylıkla hayatta kalabilirlerdi. Ölen herkes eğer araçlarından çıkıp, araçlarının yanına oturabilseler veya uzanabilselerdi yaşıyor olabilirdi. Ezilen bütün araçların yanında-kolonların direkt olarak üzerine düştüğü araçlar hariç- 3 feet yükseklikte boşluklar oluşmuştu.

10) Enkaz halindeki gazete ofislerini ve çok miktarda kağıdın olduğu ofisleri dolaşırken kağıdın sıkışmadığını/ezilmediğini keşfettim. Kağıt yığınlarının/kümelerinin etrafında geniş boşluklar bulunur/oluşur.

*** 

Depremde sadece bina değil, yanlış bilgi öldürmesin istiyorsak...

Doug Coop'un Hayat Üçgeni'ni dikkatle öğrenmeli ve akılda tutmalıyız..