GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
3 Aralık 2020 Perşembe

Deprem sonrasına İzmir Mimarlar Odası’nın bakışı

Deprem sonrası İzmir günleri kapsamında Mimarlar Odası Başkanı İlker Kahraman ile hoş bir söyleşi yaptık. İzmir, deprem, Hong Kong, Manhattan, Londra mimarileri ve sorunları derken zaman nasıl geçti anlamadık. Bornova Anadolu Lisesi ve Dokuz Eylül Mimarlık Fakültesi mezunu İlker Kahraman hem sahada çalışmış bir mimar, hem de bir akademisyen.

Depremin ardından bir ay geçti, hayat yavaş yavaş normale dönüyor ve deprem unutuluyor. Bir sonraki depreme ve yeni ölümlere, yıkımlara kadar halkta belki de unutkanlıktan gelen sahte bir güven duygusu gelişiyor. Deprem yorgunu apartmanları yenilemek çok masraflı ve zor bir iş. Ayrıca, Hükümet, Belediye, Mimarlar Odası, yönetmelikler, estetik, güvenlik derken herkes farklı bir açıdan yaklaşıyor, çok başlılık, çok seslilik ile farklı düşünceler karar almayı düğümleyebiliyor.

İnsan beyni bu zor ve masraflı işten kaçınmak istiyor, bu nedenle Kentsel Dönüşüm yerine halk deprem yorgunu yaşlı binalarda yaşamaya devam ediyor. Ama şiddetli bir deprem geldiğinde, yaşamlar tekrar yitirildiğinde yetkililer yalnızca birbirini mi suçluyor yoksa bir depremin ardından yapıcı bir şekilde, halkın güvenliği için birlikte mi çalışıyorlar? Ben yetkililerin siyaset gütmeden İzmir halkının güvenliği için el ele çalışmasından yanayım.

İYTE Mimarlık Fakültesinde “Yapım Yönetiminde Profesyonel Etik” dersi vermiş bir hoca olarak kentimizin hem estetik, hem de güvenliğini bu yazılarım ile dizi halinde sürdüreceğim. Depremi unutmamalıyız, unutturmamalıyız. Yaşamını kaybedenlere borcumuzdur bu…

İlker Kahraman ile söyleşimizde, kentimizle ilgili hangi noktalara değindik?  İzmir Mimarlar Odası’nın Alsancak’tan Fevzi Paşa’ya kent dokusunu iyileştirme üzerine Büyükşehir Belediyesi ile ortak bir çalışma yaptıklarını anlattı. Yangın, deprem, rant derken eskinin yıllar içinde yok olduğunu, yerini yeni yapılara bıraktığını, ülkemizdeki şu andaki yapılaşmanın sosyolojik olgulara dayandığına değindi.

Deprem sonrası belediyenin fuara taşınmasına Mimarlar Odası olarak karşı olduklarını ekledi. Belediyenin yeni hizmet binasını yapmak istediği yerin henüz belli olmadığını,büyükşehir belediye hizmet binasının kaldırılması durumunda şehrin merkezinde Cumhurbaşkanlığı’na tahsis edilen bina, Hükümet Konağı, Valilik, Konak Kaymakamlığı gibi binalarla merkezi hükümete ait karar vericilerin yer almaya devam edeceğini ama seçilmiş yerel yönetim olan büyükşehir belediyesinin meydanda yer alamayacağından bahsetti.

İzmir Büyükşehir Belediye Binasının, İzmir Atatürk Meydanı’nın 19. yüzyıl ortasından itibaren kentin “yönetim merkezi” olarak oluşmasında, bilinmesinde ve sürdürülmesinde aktif rol alan önemli bir yönetim binası olduğunu,1966 yılında “İzmir Belediye Sarayı” adıyla açılan ve İzmir'de ulusal mimarlık yarışması sonucunda elde edilmiş az sayıdaki kamu yapısından biri olduğunu, döneminde dünyadaki benzer kamu yapılarında benimsenen tasarım yaklaşımlarını İzmir'e taşıyan özel bir temsilcisi olması nedeniyle yeri doldurulamaz bir niteliğe sahip olduğunu belirtti. Bu nedenlerle Belge Değeri’ne sahip bu yapı, kentin, semtin ve meydanın tarihsel geçmişinin ve hafızasının taşıyıcısı olma niteliğini sürdürecektir diye ekledi.

Güçlendirme ile binanın yaşamasını istiyorlar. Ayrıca yalnızca Başkan ve Belediye Meclisinin olduğu yeni bir binanın işlevsellik bakımından yetersiz olacağını, başkanın belediye çalışanları ile aynı binada olmasının önemine değiniyorlar.  Yenilenmesi düşünülen valilik binaları meydan ve büyükşehir belediyesinin bulunduğu alan ile ilgili hızlı bir fikir projesi yarışması açılmasını istiyorlar.

İlker Bey 1999 öncesi eski deprem yönetmeliğine göre yapılmış ve deprem yorgunu olan binaların deprem performansının test edilmesinden yana. 2019 yılında yürürlüğe giren yeni bina deprem yönetmeliğinin binalar arasında deprem risklerine karşı oldukça iyi önlemler getiren bir yönetmelik olduğunu belirtiyor.

Kendisi farklı ilçelerde yönetmelikler arasındaki farktan kaynaklanan sıkıştırılmış katlar ile kat ilave edilmesi durumunun binaların yenilenmesinde bir engel teşkil ettiğini düşünüyor. Karşıyaka belediyesinin bu binaların yenilenmesinde eski kat adedinin korunmasına yönelik bir kararı olduğunu benzer bir kararı Konak belediyesinin de verebileceğini söylüyor. En önemli noktanın ise bitişik ve blok nizam binalarda kent estetiğini bozacak farklı gabari yükseklikleri elde etmek olduğunu, bu husussa idarelerin önem göstermeleri gerektiğini düşünüyor.

Özellikle Alsancak’taki eski binaların yenilenmesine bir başka engelden söz etti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Ocak 2021’den itibaren her apartman dairesine bir otopark şartı koşacağını, bir araca 20 metre kare hesabıyla çoğu yenilenecek apartmanın 2 bodrum katı otopark yapması gerektiğine değindi. Alsancak’ta ikinci Bodrum katında su çıktığı, bohçalama, betonlama teknikleri ile inşaat maliyetinin oldukça arttığını ekledi.

Mimarlar Odası olarak özellikle Alsancak bölgesinde apartman bodrum katlarına otopark yerine kent merkezine yürünecek, bisikletle gidilecek yolların artması ve otoparkların periferde yer almasını tercih ettiklerini, ücretsiz ring türü taşımayla ulaşımın sağlanmasını düşündüklerini açıkladı. Bu çözüm diğer yandan kent merkezinde oturanların egzoz dumanlarında, hava kirliliğinde yaşama sorununu da çözer.

Sohbetimizin sonuna doğru kentimizin tarihi dokusunun bozulmadığı ender bölgelerinden Asansör ve yukarı doğru merdivenlerle çıkan dar sokaklarından söz ettik. Bu bölge İzmir’in deprem yönünden de en güvenli bölgesi. İlker Bey bu bölgeyi İstanbul’un Kuzguncuk semtine benzetti. Ünlü mimar Cengiz Bektaş’ın ve Nevzat Sayın’ın da yaşadığı, ofislerinin bulunduğu Kuzguncuk semti farklı kültürlerin bir arada yaşayan mozaiğini yansıtıyor. Asansör semti de bu mahalle kültürünü yitirmemiş semtlerden birisi.

İlker Kahraman’a bu bilgilendirmeler için teşekkürlerimle…