GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ahmet Aydın AKANSU
YAZARLAR
10 Mayıs 2017 Çarşamba

Denizlerden çıkarılan çöp ve atıkların yarışması(!) var mı?

Şu sıralar en fazla aldığım e-mailler, sahil kentlerinde yapılan deniz dibi ve kıyı temizliği fotoğrafları oluyor. Aralıksız 17 yıldır çevre yazıları yazdığım için zamanı sekmez. Her yıl mayıs ayı geldiğinde hangi kıyı kentinde denizden ne kadar çöp ve atık çıkarıldığı bir yere toplanır ve önünde fotoğraf çekilir. Fotoğraf çektirenler gururlu olduklarından değil, nasıl bir zorluk yaşadıklarını anlatmak için poz verirler. Yani benim takip ettiğim 17 yıldır bu gelenek(!) hiç sekmez. Sanırım insan oğlunun varlığından beri sürüp gelen bir durumdur bu. Temizlik iyidir, güzeldir, insanların nasıl bir çevrede yaşamak istediklerini anlatır. Buraya kadar anlıyorum. Anlayamadığım.

Denizden çıkarılan otomobil lastiği, yatak, yorgan, otomobil parçaları, masa, sandalye, terlik, ayakkabı, kadın pedi, çocuk bezi, tabak çanak, kaşık bıçaklar. Bu atıkları atanlarla ilgili bilgi sahibi olanlar varsa ne olur bana açıklama yapsınlar. “İnsanoğlu nasıl bir varlıktır” diye tıkanıp kaldım. Benim de denize düşen atığım vardır mutlaka. İstemeden rüzgarın uçurduğu peçete, gazete veya yediğim bir şeyin kabuğundur o da birkaç tanedir. Çünkü, denizler insanoğluna çok fazla şey sunar. Sıcakların bastırdığında sığınaktır, iki kulaç attığında bedenine canlılık katar. En fazla oksijeni denizler verir, iyot kokusu ruhunu dinlendirir, besin olarak verdikleri sağlıklı yaşam sürmemizi sağlar.  İlk aklıma gelmeyen bunlar. Klasik hale denizlerimizi şöyle, böyle koruyalım demek aptalca geliyor.

Aklı başında, düşünce sahibi, sağduyulu, evlatlarını, torunlarını, gelecek nesilleri, kentini, dünyayı düşünen bir insan zaten duyarlıdır, değil bir küçük çöp, ne otomobil lastiği, ne yatak, yorgan, ne sandalye, terlik, ayakkabı gibi atıklarını denize atmaz. Ben kefilim.

İzmir Körfezi kaç yılda ve kaç paraya temizlendi?

Dünyaca ünlü psikanalist, matematikçi, mantık ve felsefe dahisi Wilfred Ruprecht Bion’un çok takdir ettiğim bir sözü var; “Çevre ve doğayı bozmadan korumak, bozulduktan sonra onarmaktan daha kolay ve az masraflıdır”. Okuyup geçmeyin lütfen bu sözün üzerinde biraz düşünce yürütün. Ne kadar doğru bir söz olduğunu, dünyamızda yaşanan faciaları gözönüne getirince anlayacaksınız. Hadi dünya demeyelim de yakınlarımızdan örnek verelim. İzmir Körfezi. Sadece İzmir’de yaşayanlar değil, gezmeye gelenler bile o dışkı kokulu körfez kokusunu çok iyi hatırlayacaklardır. Zamanın kent yöneticilerinin “Deniz temizler” düşüncesiyle kanalizasyonları körfeze akıttığı o günleri yaşayanların ettikleri küfürler kulağımda çınlıyor. İnsan dışkıları denizin üzerinde yüzüyordu. Sonra ne mi oldu?. Kaç trilyonlar harcandığını bilmiyorum ama kurulan dev arıtma tesisleri ile İzmir Körfezi 15 yıldır eski haline kavuşturulmak için temizlenmeye çalışılıyor. Alın size örnek. Ve bunu çoğaltın çoğaltabildiğiniz kadar. Yani matematikçi, psikanalist bilim adamı çok yıllar önce doğanın katledildiğini fark ederek insanoğluna “Çevre ve doğayı bozmadan korumak, bozulduktan sonra onarmaktan daha kolay ve az masraflıdır” sözü söylemiş. Dikkate alan var mı?. Vaaarrr inanıyorum.