GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Cumhur BULUT
YAZARLAR
4 Ocak 2021 Pazartesi

CHP ve bölücü Kürtçülük! Nasıl olur?

Ayasofya’nın tekrar cami olarak açılması bir felaketmiş.

Sözcü Gazetesi 2020 yılını kapatan manşetinde böyle buyurmuş.

Oysa cami bizim, kimse karışmaz da abartamaz da… Hatta açılışı yüzünden birilerini karalayamaz da…

O sebeple “Atatürk’ün Ayasofya’sı” demiş, tapu kaydına “cami” yazdıranın Atatürk olduğunu yazmıştım.

Pek tabii “müze” de yazdırabilirdi Rahmetli…

Üç sene önce “geldikleri gibi giderler” diyen;

Suriye Filistin Cephesinde İngilizleri şamar oğlanına çevirirken “Milli Misak Sınırlarını” Türkmen Topraklarını da içine alarak çizdiren;

Yetmiş sene önce “SSCB yıkılır, kardeşlerimizle birlik olmaya hazırlanmalıyız” diyen Ulu Ceddim Mustafa Kemal Atatürk için küçük bir adım bu.

Basmış tapuya mührü geçmiş…

Neyse… Meselemiz o değil zaten.

Meselemiz CHP…

Meselemiz Türk Solunun ya da CHP’nin milli ve manevi değerlerle bir türlü barışamaması.

CHP ne kadar sol bu da ayrı bir konu tabii…

Kadrolarında işçi yok, emekçi yok, köylü yok, memur ise hiç yok…

Emeklileri kapitalistler, ABD muhibbi eski hariciyeciler, Sendika Ağaları, müteahhitler, tüccarlar ve ayrılıkçı-bölücüler…

Saf saf, öbek öbek, bölük bölük, hücre hücre, klik klik bir parti…

Sorsanız “üniter devlet” diyorlar, “bayrak, vatan ve ulus” diyorlar; “Atatürk, İsmet Paşa ve Hasan Tahsin” diyorlar ama “bölücü, ayrılıkçı Kürtçülerle” birlikte oluyorlar.

Şeytan bunun neresinde?

Her yerinde!

Gerçi türlü türlü eğilimlere kadrolarında yer veren partiler hep iktidar oluyor ve uzun süre iktidarda kalıyor ama CHP’de bir türlü tutmuyor bu denklem…

Çünkü korkutucu bir yapısı var. Bölücülük, milli ve manevi değerlere karşı duruş ve teröristlerle birliktelik görüntüsü hep ürkütüyor insanımızı…

Kılıçdaroğlu ile de arttı bu tavrı Halk Fırkasının… (Fıkrasının değil, fırkasının… Bir daha okur musun?).

***

Ben hatırlıyorum. Siz de hatırlarsınız! Baykal’ın 2010 yılındaki istifası sonrasında kendisiyle 1 saat 10 dakika görüşmüş, aday olmayacağını, Baykal’ın döneceğini “açık ve net bir şekilde” ifade etmişti Kemal Kılıçdaroğlu…

Sonrasında aday oldu.

Olur elbet, keyfinin kahyası değiliz… Kararı sonradan değişmiş veya değiştirilmiş olabilir… Bazı “yetkili organlar” kendisini ikna etmiş de olabilir. Bizi ilgilendirmez.

Ama CHP’nin bölücü, ayrılıkçı, eli kanlı terör örgütüne yardım ve yataklık edenleri savunması hepimizi ilgilendirir.

CHP Belediyelerinin;

PKK flamalı parklar yapması…

HDP ile Belediye binalarında düzenli olarak gizli toplantılarda buluşması… (İzmir’de yapılıyor. Başka yerlerde var mı bilmiyorum).

Kılıçdaroğlu’nun;

Teröre açık destek veren Selahattin’i savunması…

“Suriye’de ne arıyoruz” diye bazı ülkelere el sallaması

“PYD terörist değildir vatanını savunuyor” demesi…

Sezgin Tanrıkulu’nun ve diğer CHP’lilerin terörist cenazelerinde hazır bulunmaları…

Birçok CHP yetkilisinin “Bebek Katili Apo Posteri” altında yürüyüşlere katılması ve PKK’nın gerilla marşında ayağa kalkıp saygı duruşunda bulunması (!)…

Hepimizi hatta geçmişimizi de geleceğimizi de ilgilendirir!

En çok da CHP’lileri ilgilendirir…

Atatürkçüleri, Tam bağımsızlık derdinde olanları, vatan bir bütündür bölünemez yeminine sadık kalanları, çocuklarının geleceğini düşünenleri, dedelerinin emeğine saygı gösterenleri…

Şiddete ve vahşete karşı olanları…

Cumhuriyet değerlerine inan ve savunanları…

Atatürk’ün izinden gidip bölücülüğe karşı çıkanları ilgilendirir hem de çok ilgilendirir…