CHP’nin yeni yönetimi değişim adına yaptıklarıyla memnuniyetten ziyade endişe yaratıyor. Ve yeni yönetim, bu endişeyi kalıcı kılmak için elinden geleni yapıyor. Tuhaf bir şekilde, seçmeni CHP’den uzaklaştıran açıklamalar birbirini izliyor.
Ne yazık ki İzmir, bu baştan kara gidişin zarar verdiği şehirlerin başında geliyor.
İzmir’de CHP örgütleri yılgın, şaşkın ve öfkeli… Bununla birlikte, sessizliğini koruyor. Seçim sonuçları bekleniyor. Başkanlığa ve meclis üyeliklerine aday gösterilenler ile örgütler arasında esen soğuk rüzgarlar, Nisan’dan itibaren daha görünür olacak.
Genç adaylar ve kadın adaylar ile övünen Ö. Özel, Parti’de yıllardır emek verenleri yok sayarken, CHP’ye mesafeli duran insanları aday yaptı.
Yetmedi, rencide edilen örgütlerin işlevi adeta ayak işlerine indirgendi. Konu mankeninden farkları yok.
Bu da yetmedi, Genel Başkan, adayların eğitim düzeyleriyle gurur duyduğunu açıkladı. Çok tuhaf. Bir zamanlar, iyi eğitim almış olmak, yabancı dil bilmek, CHP’de sıradan bir durumdu; her kademede böyle insanlardan bol bol vardı.
Hazin ama gerçek, taşralı tüccar zihniyetiyle yönetilen CHP irtifa kaybediyor. İzmir’de CHP’nin abileri, kasaba eşrafından hallice, sen-ben-bizim oğlan kafasıyla CHP’yi çekip çevirirken, bu vasatlığın getireceklerine kör kalmanın elbet de sonuçları olacaktır.
CHP’nin yerel patronları kapitalist sistemin sadık bendeleridir. Ancak asıl sorun, onların ardına düşüp sol yumruk havada yürüyen devrimcilerin ikiyüzlü ahlakı insanı dehşete düşürüyor.
Gerçek yürüyor; CHP’nin programıyla, tüzüğüyle, ideolojisiyle, yönetimiyle her düzeyde tükenişi, İzmir’de alarm veriyor.
22 yıldır Erdoğan yönetimine direnen İzmir, gördüğü “saf” muamelesinden yılmış durumda. Örgütler huzursuz, seçmen umutsuz…
Bakalım, bu olumsuzluklar sandığa nasıl yansıyacak?