GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
8 Ocak 2020 Çarşamba

Bunun düzü yok mu?

Yerel siyaset gündemi, bir süredir, CHP ilçe kongreleri ile Urla’daki kayyum atamasına endeksli hale geldi. Bir süre daha bunlarla devam edecek gibi…

Urla Belediyesi’ne kayyum atanması, bir yanıyla demokrasi karşıtı tutum olarak eleştirilere konu oluyor doğal olarak. Ancak yeterince güçlü bir tepki oluşamıyor. Çünkü bu olayın “CHP içi işleyişle” ilgili boyutu da var. Burak Oğuz’un atanma şekli ve tercih edilme sebebi çok yüksek sesli olmasa da, partililer arasında epeyce kaynamalara yol açmaktadır…

***

Gelelim ilçe kongrelerine. CHP İzmir ilçe kongreleri hemen hemen tamamlanmak üzere. Kongreler daha önce olduğu gibi, belediye odaklı gerçekleşiyor. Küçük ilçelerde belediye başkanı, neredeyse atamalar yapıyor. Büyük ilçelerde ise, daha parçalı bir yapı var ve ikili yarışlar oluyor…

İkili yarışlar da genellikle, şu anda oluşmuş ittifaklar ekseninde gerçekleşiyor. Bazı yerlerde Büyükşehir’in desteklediği aday ile ilçe belediye başkanının desteklediği adayların yarışına sahne oluyor kongreler. Milletvekilleri de işin içinde tabii…

Eskiden kongreleri daha yakından izlerdim ve salonlara da giderdim. Uzun zamandır gitmiyorum. Çünkü anlamlı bulmuyorum. Zaten kongreler de anlam arayışından ziyade, güç arayışı şeklinde gerçekleşiyor... Kalibre ve kalite düşüşü bu tarzın zorunlu sonucu…

Kongreye gidip de, nitelikli bir konuşma veya yorum dinleme şansınız yok. O kadar ki, bazı kongrelerde Yüksel Çakmur konuşmasa, salonda coşku yaratmak da olanaksız hale gelmiş durumda…

***

İki grup arasında kıyasıya yarış, İzmir’in patronajını ele geçirmek için. Sohbetlere ve sosyal medya ile gazetelere yansıyan konuşma ve yorumlardan anlaşıldığına göre, bir taraf Büyükşehir’in imkânlarının, diğer taraftakiler ise, ilçe belediyesinin imkânlarının delege satın almada kullanıldığı görüşünde. Taraftarlar birbirini böyle eleştiriyor genellikle...

Zaten ortada siyaset tartışması yok. Ülkenin, İzmir’in ve CHP’nin durumu ve geleceği konusunda görüşler beklemek boşuna... Bu kimsenin umurunda değil. Bir taraftaysanız, tarafınızın kazanması önemli, o kadar. Taraflar arası fark da olmadığı için, kazanan tarafta olayım kaygısı da epey etkili…

***

Gördüğüm kadarıyla, pek kimsenin kendi cephesinin önde gelen isimlerini savunduğu da yok. Çoğunluk bulunduğu yeri, karşı tarafta öne çıkan ve organizasyonu sağlayanlara karşıtlık içinde meşrulaştırma gayretinde. Aynen CHP seçmenin büyük çoğunluğunun, partiden yeterince memnun olmayıp, AKP / Erdoğan karşıtlığı ile tercihte bulunması gibi…

***

İzmir CHP’de oluşan iki kanattan da memnun olmayan daha samimi bir kesim de var… Ama çok cılız ve etkisizler. Bu atmosferde üçüncü yola şans yok zaten…

Deveye sormuşlar, “İnişi mi seversin, yoksa yokuşu mu?” diye... O da “Bunun düzü yok mu?” demiş…

Maalesef yok. En azından şimdilik ve yakın gelecekte…

NOT: Nedenleri başka bir yazıya…