GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fatih YAPAR
YAZARLAR
29 Haziran 2019 Cumartesi

Bunun adı insanlık suçu!

Yerel seçimde yapılan anlaşma ve ittifaka göre İzmir’de Milliyetçi Hareket Partisi’ne bırakılan “kazanılmış” tek yer Aliağa Belediyesi…2014 yılında,  AK Parti ve CHP arasında geçen kapışmayı, “parçalanmadan” faydalanarak avantaja çeviren MHP’li Belediye Başkanı Serkan Acar tarafından yönetiliyor. 2019’da ise hem MHP’nin hem de AK Parti’nin katkılarıyla bayrağı “Cumhur İttifakı’nın” lehine göndere çeken Acar şu sıralar kötü bir sınav veriyor!

Ne mi yapıyor?

Mesela, tasarruf tedbirleri adı altında daha önce kendi işe aldığı ya da birlikte çalıştığı belediye personellerini işten çıkartıyor. Hem de belediyenin ekonomik yapısını öngörememiş, sanki bu duruma gelişin sebebi kendi yönetim anlayışı değilmiş gibi. Soranlara, “burada başkan benim, yetki bende” yanıtını veren Acar’ı kimse durduramıyor. İttifakın genel merkezlerine kadar giden işçi çıkarma ve eylemler nedeniyle “neler oluyor” diyenlere yanıt bile vermiyor. Ne kendi partisinin il başkanını takıyor ne de ittifak ortağı partinin il başkanını.

Şimdiye kadar kadrolu, kadrosuz çıkartılan işçi sayısı 200’ü bulmuş durumda! Sendikalar eylem, yürüyüş yapıyor fakat nafile…

Bir belediye başkanı elbette ekibini kendisi belirler. Çalışma arkadaşlarına görevleri istediği şekilde verir. Herkesin kadrosu ve ünvanına göre durum değerlendirmesini yapar. Fakat Aliağa Belediyesi’nde yaşanan durum ne yazık ki böyle değildir.

Peki nedir?

Bilmeyenlere anlatalım!

Günlerdir işçi personele yaptıklarından tatmin olmayan ve hıncını alamayan Acar yeni bir uygulama daha başlattı. Yeni düzen kendi anlayışına uygun olmayan (!), sözde çalışmayan, ayak direten 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi memur personelin sürgün (!) edilmesi.

Hem de Aliağa sınırları dışına… Başka illere, o illerin en ücra köşelerine, ilçelerine!

Nasıl oluyor?

Şöyle ki;

Türkiye genelinde kamu kurumu personellerinin üst yapısı olan yani havuzu olarak da nitelendirebileceğimiz Devlet Personel Başkanlığı var. Kim, hangi kurumda ne statüde çalışırsa çalışsın buraya bağlı. 2 Mayıs 2019 tarihinde “Kurumlar Arası Geçici Görevlendirme Yönetmeliği” yayınlandı. Buna göre durum,  “kurum emrine” ve “kurum dışına/başka kuruma” diye ikiye ayrıldı. Birincisi; kurumun emrinde çalışan personel imza/yetki sahibi olamıyor fakat özlük haklarını maaş da dahil aynı kurumda yani kızak görevde alabiliyor.

İkincisi ise “Kadro veya pozisyona geçici görevlendirme”… Burada ise ayrıca ortak hükümler var. Bir kamu kurumu, belirlenen personeli ismen ve kadrosuyla isteyebiliyor. Maaş ve özlük hakları geldiği yerde kalmak koşuluyla.  Aliağa’nın “uyanık” başkanı ve yönetimi memur personeli sindirmek, emekliye sevk etmek için ilginç bir yol bulmuşlar.  Mesela Aliağa’dan yüzlerce kilometre uzaklıkta Çankırı İli’nin Bayramören ve Yapraklı ilçe belediye başkanlarıyla oturup anlaşmışlar. Ne hikmetse Başkan Acar ve yönetiminin görevden uzaklaştırdığı kadrolu memur personeller bu iki ilçe belediye başkanına “ihtiyaç” olmuş.  Bir dönem Aliağa’da imza yetkili amir, müdür olarak çalışan kişileri kilometrelerce uzaktan keşfetmişler! İsmen ve kadrosuyla birlikte kendi belediyelerine istemişler.

Başkan da şak diye oluru vermiş!

Ne personele soran var ne de “gitmek istiyor musunuz” diye fısıldayan. Kim nereye gittiğini eline tebligatı alınca öğrenir olmuş.  İşin ilginci Çankırı’nın iki ilçe belediyesinin başkanı da MHP’den seçilmiş. Hele ki Bayramören ilçesinin durumu daha da garip.  İlçenin merkez nüfusu sadece 900 kişi. Belediye başkanının bile belediyeye gelmediğini söyleyenler var. İlçede ne kalacak yer var ne de doğru düzgün bir otel.  Aliağa’dan sürgün gönderilen personellerin bir bölümü rapor almış. Bazıları da mecburen ilçenin yolunu tutmuşlar.  

Gazete arşivlerinde Aliağa Belediyesi’nin söz konusu belediyelere araç hibe desteği haberleri var. Yani al gülüm, ver gülüm!  Bir hibe çöp kamyonunun, otomobilin ederi kadar personel gönderilmiş.

Başkan Acar’ın son kurbanı ekonomist kadrosunda memur olarak çalışan ve 4.5 yaşında kızı olan Özge Akçaoğlu…. Aynı belediyede memur olarak çalışan Burak Akçaoğlu da başka birime sürgün yiyenlerden. İşin ilgince Akçaoğlu, Aliağa’da İlçe Jandarma Komutanlığı yaparken Başkan Acar’ın teklifiyle belediyeye gelen isimlerden. Hem de bir süre 3-4 ayrı müdürlükten sorumlu amir olarak çalışmış. Yasa ve yönetmelik kullanılarak uygulanan “zihni sinir projenin” mağduru Akçaoğlu ailesi  “muafakatları” alınmadıkları gerekçesiyle dava açmaya hazırlanıyor.

Gelelim meselenin özetine!

Belediyede sözde tasarruf tedbirleri uygularken maaşını ve özlük haklarını ödemeye devam ettiğiniz personeli başka il ve ilçelere sürgüne göndermekle neyi amaçlıyorsunuz?  Beş yıldır yönettiğiniz belediyenin içinde bulunduğu durumdan siz sorumlu değil misiniz? Birçok kişiyi inancı, siyasi fikri nedeniyle işten atarken “yüksek maaşlarla çalışıyorlar” demek ne kadar ahlaki?

Başkan Acar ve ekibinin yanıtlaması gereken onlarca soru var.  Yasa ve yönetmeliklerin boşluklarından yararlanarak durumu insan hakları ihlallerine kadar götürmek hiçbir vicdana sığmaz. Bu yapılan;  tıpkı 4.5 yaşında kızını evinde bırakıp 700 kilometre uzağa gitmek zorunda olan Özge Anne örneğinde olduğu gibi insanlık suçudur.

Ortaya çıkan durum; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli başta olmak üzere ittifak ortağı AK Parti Genel Merkezi’nin duruma müdahale etmesini artık zorunlu hale getirmiştir.

Bu yaşanan insanlık suçun cezasını da başkanı seçen halk, zamanı geldiğinde seçim sandığında verir!

SONSÖZ: Kendini çok beğenme kul katında, ne kendini beğenmişler var toprak altında( Mevlana)