GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
15 Aralık 2017 Cuma

Bu şehre “stikır” yetmez…

Güney Amerika ülkelerinde sıkça görülen protesto sistemi önceki gün Birinci Kordon’da gerçekleşti. Daha önce İstanbul’da da olmuş, öyle dediler. Engelli girişine hatalı parkeden aracı bir yanı yapışkan kısaca “stikır” denilen etiketlerle kaplamış orantısız zekâlı gençler. Kutlarım.

Karşıyaka ve Mavişehir’de daha iğrencini yapıyorlar, aracını kafasına göre olmayacak yere parkeden, başkasının hakkını gasp eden otomobillerin sürücülerine cezayı enteresan bir yöntemle kesiyorlar. Karşıkaya ve Mavişehir’de en kolay bulunabilecek ürünlerden biri de köpek pisliği… Köpek pisliklerini aracın sol ön kapısında sürücünün tam da kapıyı açmak için tutacağı yere sürüyorlar. Sürücüde eldiven varsa ne âlâ yoksa elini defalarca yıkaması gerek. Bir de aynı yere özenle balgamlarını sümüklerini yerleştirenler, tükürenler var. Eline böyle şeyler bulaşan adam ya da kadın bir daha böyle bir yere park eder mi? Sanmam…

***

Tamam bu bireysel cezalandırma yöntemleri belki caydırıcı olur. Ama caymaya niyeti olmayanlara ceza kesilmesi gerekmez mi? Geçenlerde vapurlarda sigara içenlere ceza kesen Büyükşehir Zabıtası bu işlere de el atamaz mı? İzmir’deki trafik polisleri bu ülkenin en hoşgörülü insanları çünkü…

Tramvay inşaatları, bitmek bilmeyen alt üst geçit inşaatları nedeniyle kentte çok zorlanıyoruz, bir de buna terbiyesiz sürücüler eklenince şehirden kaçmak şart oluyor.

Bazı caydırılması gereken sürücü önerilerim var:

TOPLU TAŞIM ARACINA SAYGI GÖSTERMEYENLER:  En çok yapılan bu. Adam ya da kadın tek başına aracıyla bir şeyler yapmaya çalışıyor, içinde 60-70 kişi olan otobüse saygı göstermiyor, manevra yapmasına izin vermiyor, şoförü çileden çıkarıyor. Tabii bunda kendi toplu taşım araçlarını kentin trafiğinin ana problemiymiş gibi gösteren demeçler veren yerel yöneticilerin de payı büyük. Sen kendi otobüsüne saygı göstereceksin ki ahali de göstersin..

ÇORBACI PARKÇILARI: Cumhuriyet Bulvarı kentin en sıkıntılı noktalarından biri… Ama kentin protokol meydanına yakın bir çorbacının önünde hep dörtlülerini yakmış araçlar. Çorbacıya baktığınızda araçların sahiplerini görüyorsunuz. Tuvalete bile arabayla gitme alışkanlığı olan insanlar çorba içerken de araçları gözlerinin önünde dursun istiyorlar. Körüklü otobüsler de yılankâvi manevralarla yoldan geçmeye çalışıyor. Bu işte bir çorba mı var acaba?

YIKIMCI KAMYONLARI: Dünyanın her yerinde inşaat var, yıkım var, yapım var. Ama İzmir’in içinde her dakika karşımıza çıkan o korkunç trafiğin iyice canına okuyan devasa “yıkımcı kamyonları” dünyanın başka yerinde yok. Bostanlı’da 30-40 bin kişiyi bir kararla taksicilere mahkum eden UKOME memurları ne düşünüyorlar acaba bu konuda… Karşılarında gariban taksi dolmuşçular bulunmadığı için “tıs” vaziyetindiler mi?

ALSANCAK GAR ÖNÜ DÜZENLEMESİ: Tek kelimeyle felaket… Korkunç saatler yaşanıyor. Pek yakında adı “Kaos Meydanı” olursa şaşırmam

ANKARA CADDESİ: Yeni açılan AVM’de yeni ne olabilir bilmiyorum. Ama geçen Pazar yeni açılan bir AVM nedeniyle Ankara Caddesi’nin bittiği noktadaki “kilit” hali, o bölgede yaşamayı düşleyenlere umarım bilgi vermiştir. Yeni AVM’yi görmeye ta Uşak’tan bile gelen necip milletimiz gece bir şekşde memleketine döndü. O bölgedeki gökdelenlerde oturum oranı yüzde 50’yi aşınca sanıyorum trafik Manisa’dan falan kilitlenecek…

YAYA GEÇİDİNDE HIZ ARTIRANLAR: Hayvan-sever dostlarım şimdi bana kızacak ama ben bu yayaya saygısız insanlara çeşitli hayvan isimleri veriyorum. Hatta yaya geçidinde hızını artırana “öküz”, “sansar”, “vaşak” falan diyorum. O kadar kamera sistemi kuruldu. Yaya geçidinde yayaya saygı göstermeyenler saptanamıyor mu?

***

Bana yazarken sıkıntı geldi. Bu kente yazık etmeyin. Stikır yetmeyecek gerçekten bir süre sonra…