GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Muhittin AKBEL
YAZARLAR
28 Eylül 2020 Pazartesi

Bu korona bizden gider mi?

Herkesin bir hayat mücadelesi var elbette...

Herkes ekmek davasında...

Kim ister ki, sabahın köründe çıksın yollara, çöp konteynerlerini karıştırsın.

Kim ister ki, çöplükten çıkan yiyecekleri yemeyi...

Boyundan büyük balyalara yüklediği hurdaları kilometrelerce el arabasıyla taşımaktan kim hoşlanır ki...

Tüm bu olumsuz fotoğrafların içinde hep aynı kişileri görüyoruz nedense...

Fakir fukaraları, Suriyeli çocukları, gençleri...

Onların ekmek kavgasına saygı duyuyorum.

Fakaaaat...

Onları konteynerin içine girmiş, oradan hurda çıkarmaya çalışanları gördükçe...

İnsanların yanlarına yaklaşıp dilenmelerine...

Üstelik bunu, hijyenden vazgeçin, maskesiz yaptıklarında içimdeki korku dağları büyüyor.

Tüylerim diken diken oluyor.

Koronadan kendimizi korumak için kırk takla atarken...

Onların bu derece kuralsız yaşamalarına aklım almıyor.

Acaba koronaya yakalanan kaç Suriyeli var, İzmir'de?

Çöp konteynerlerini karıştıran fakir fukaradan kaç kişi hayatını kaybetti?

Bilen yok.

Varsa da bilgileri paylaşmadığından, gerçek rakamlardan bihaberiz.

***

Sağlık Bakanı başta olmak üzere Valiler, Kaymakamlar, belediye başkanları, her fırsatta uyarıyor.

Kalabalık ortamlarda bulunmayın, diyor.

Mecbur kalmadıkça, evden dışarı çıkmayın, diyor.

Hijyene, sosyal mesafeye uyun, maskenizi takır, diyor.

Peki uyan var mı?

Günün herhangi bir saatinde sokağa çıkın, maskesiz yüzlerce insan görürsünüz.

Bahçelerdeki düğünlerde halaylar çekiliyor, yanak yanağa dans ediliyor.

Festival yasağına rağmen festival yapıldı bu topraklarda, iyi mi!

Kelli felli adamlar, geniş katılımlı toplantılar yapıp, koronanın yayılmasına yardımcı oluyor!

Bir milletvekili, yasağa rağmen 1500 kişilik düğün yapma hakkını görüyor kendinde...

6 bin 500 lira ceza ile kurtarıyor paçayı!

***

Sanki koronavirüs yakamızdan düşmüş, ülkemizden çıkıp gitmiş gibi 1 Haziran'da normalleşme süreci başlatıldı.

Uzmanlar, bunun yanlış bir karar olduğunu söylediler.

Hiç kimse duymadı, uzmanların çığlığını...

AVM'ler açıldı, düğünlere sözde kısıtlamalarla izin verildi.

Sonuçta bilim insanlarının dediğine geldik.

Koronayı hortlattık.

Sağlık Bakanlığı'nın verdiği bilgilere göre günde ortalama 70 insanımızı korona yüzünden toprağa veriyoruz.

Gerçek rakam, daha büyük olsa bile, 70 kişinin hayatını bu illetten dolayı yitirmesi de mi korkutmuyor?

Ölümü koronadan olsun, yada olmasın; cenazeler için artık camilerde yüzlerce, binlerce insanın katıldığı törenler düzenlenmiyor.

Mezarlıklarda iki dakikada cenaze namazı kılınıyor, defin işlemine geçiliyor.

Bu kısıtlamaya ve tedbire rağmen taziye evleri dolup taşıyor.

Anaokulu ve ilkokul birinci sınıflar da olsa okulları da açtık.

Allah çocuklarımızı koronadan korusun.

Bu duayı, boşuna etmedim.

Çünkü çocuklarımızı çok iyi koruyacağımıza dair bir önlem göremiyorum.

***

Özetleyecek olursak...

Hayatımızın her alanında koronaya bayram yaptırıyoruz.

Hurdacı çocuklar, gençler, maskesiz sokaklarda...

Çöp konteynerinin içinde, aramızda, yanıbaşımızda...

Düğün dernek kurulduğunda maskeleri fora eder, çılgınca oynarız, zıplarız.

Halay da çekeriz, Roman havası da oynarız.

Toplu taşım araçlarında sırt sırta yolculuk ederiz.

Eeee bu durumda...

Koronavirüs bizi  sevmez mi?

Bu ortamlar devam ettikçe...

Korona, bizi neden terk etsin