İzmir’de CHP’ye gönül vermiş birinin…
Üstelik…
Her seçimde sandığın yolunu tutup…
Mührü “Alktıok”a basarak…
“Görevimi yapmanın huzurunu yaşıyorum!” diyen hemşehrimin…
Haftasonu gerçekleşen malum İzmir Kongresi’nden sonra…
Şunu sormaya hakkı var, bence:
“Cansız, bir o kadar heyecansız!”
***
Aslında, tatsız-tuzsuz yemeğin reçetesi…
Taaa, aylar önce yazılmıştı…
Kılıçdaroğlu, daha ilçe kongreleri başlamadan…
Örgütlere çağrıda bulunarak “uzlaşma” istemişti…
Ne diyordu, CHP Lideri?
“Mümkün olduğu oranda tek adayda mutabakat önemlidir…”
Kılıçdaroğlu’nun…
“İlk seçimde iktidardayız” dediği süreç için…
Bu “önemli” istek…
Bazı ilçeler için hır-gür çıkmadan…
Tatlı bir “uzlaşma”yı peşinden getirebilir…
Hatta, belli ölçüde “makul” karşılanabilir!
Ancak…
O kentin il başkanını belirleyecek kongre…
Tek adayla yapılırsa…
Tadı-tuzu kalır mı?
Nerede heyecan dedirtmez mi?
Hani, rekabet sorusunu akıllara getirtmez mi?
Hele hele bu kent…
CHP’nin “kalem” dediği İzmir ise…
Demokrasinin beşiği diye “coğrafi işaret almış” bir kent ise…
CHP’yi sırtında taşımış yüzü daima Batı’ya dönük…
Millet’in göç etmek için can attığı bir “Hoşgörü Başkenti” ise…
O kongre sizce tarihe geçer mi?
Geçerse bile…
“Dayatmanın bu kadarı olur mu?” dedirtmez mi?
***
Daha açık konuşalım…
İki aydır ilçe kongreleri tansiyonu belli etmişti…
Saflar yerini almıştı…
Karşılıklı sataşmalar da vardı ama…
Bi’şekilde geçmişe sanki sünger çekilirken…
Veciz bir cümle unutuluyordu:
“Çok aday demokrasi şöleni yaşatır…”
***
Mesela…
CHP’nin İzmir’deki 30 ilçe başkanı zaten…
Mevcut İl Başkanı Deniz Yücel’den yana tavır almış…
Eh, Yücel de 540 imza toplamış, getirmiş aslanlar gibi…
Belli ki, maçın sonu belli…
Yukardan melekler inse…
CHP İzmir İl Kongresi’nin sonucu değişmez…
Dolayısıyla…
Deniz Yücel de, o koltukta ikinci döneme yelken açar…
Buna kimsenin itirazı yok…
Ama…
Eğer bu bir yarış ise…
Bu yarışın “lezzeti” yok!
***
İki yıl önceki yarış, Allah’ı var heyecanlıydı…
Hem Deniz Yücel vardı, hem Utku Gümrükçü…
Yücel, 355 oy çıkardı kongreden…
Gümrükçü, 234’te kaldı…
Kongrenin her anı nefes nefeseydi…
Daha önceye de bakabiliriz…
2015 yılının Aralık ayındaki İzmir Kongresi’ne gidelim…
Alaattin Yüksel ile Nevzat Kavalar yarıştı…
Yüksel, 281 delegenin oyunu aldı…
Kıdemli politikacı Kavalar 269’da kaldı…
Fark, sadece 12 oydu…
Tempo’ya bakar mısın?
***
CHP’nin tüzüğü çok net…
İl kongresinde, 655 delegenin yüzde 10’unun…
“Bu yarışta ben de varım” diyen başkan adayı için imza vermesi şart…
Özetle…
65 delegenin imzası yetiyor…
İyi de…
İçsel açıdan “matrak” olan şu…
Kongrede aday olan İl Başkan Yardımcısı Cüneyt Oğuz…
Divan Başkan Karaca’ya göre 75 civarında imza getiriyor…
Deniz Yücel için atılan imza ise 549 civarında…
Gelgelelim…
Bazı delegelerin hem Oğuz hem de Yücel için imza verdiği ortaya çıkıyor…
Hadiiii, o “mükerrerci delegeler” divana çağrılıyor…
“Son kararınız nedir?” diye soruluyor…
Bakın, burası çooook önemli…
30 delege Cüneyt Oğuz’dan imzasını çekiyor ve…
Tercihini Deniz Yücel’den yana kullanıyor…
Üç delege de Deniz Yücel’den vazgeçip…
Cüneyt Oğuz’u tercih ediyor…
Divanın davetine gelmeyen 12 delege de…
Her iki listeden düşülüyor…
Sonuç, “tek aday” ile CHP seçime gidiyor…
Sözüm “imzasının kıymeti”ne önem vermeyen delegeye:
Şimdi, bu siyaseten normal bi’şi mi?
***
Asıl, normal olmayan şu:
500 delege Deniz Yücel’in adaylığı için “okey” çekiyor…
Ne gariptir ki…
611 delegeden sadece 258’i Deniz Yücel’e oy veriyor…
Yarısı bile değil!
Tek aday ile seçime gitmenin “dayanılmaz hafifliği” bu olsa gerek!
İzmir delegesinin ne yapmak istediğini anladınız di’mi?
***
Bak, CHP’nin dün yapılan İstanbul Kongresi’ne…
Canan Kaftancıoğlu da yarışa rakipsiz girdi ama…
Sonuca dikkat ettiniz di’mi?
***
CHP’nin İzmir Patronu Deniz Yücel’e…
İkinci dönemi, hayırlı olsun…
Nokta…
Sonsöz: “Politikada hiçbir şey kazayla olmaz… Olmuşsa, öyle planlanmıştır… / Franklin D. Roosevelt / ABD eski Başkanı…”