GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
17 Şubat 2021 Çarşamba

Bu hale biz nasıl düştük?

Geçtiğimiz cumartesiydi…

Zorunlu tatil gününün tadını kaçıran gazete başlığı şöyleydi:

Yoksulluk, çaresizlik “alarm” veriyor:

Bebek mamalarına kilit takıldı!

Aslında insani duyguların üstünden silindir gibi geçen o haber…

Pek yeni değil…

Zincir marketlerde bebek mamalarına zincir vurulalı…

Neredeyse üç yıl oluyor…

Eskiden tek-tük’tü, insanlığın yüzünü kızartan o olay…

Son yıllarda…

Bebek maması hırsızlığı şaha kalktı…

***

Gireceğiz, tekrar bu acıklı konuya…

Ama önce…

Geçmişe uzanıp “bu günlere nasıl geldik?” hatırlayalım…

***

Türkiye’nin siyasi tarihinde…

Vatandaşına “her mahallede bir milyoner” vaat eden…

“Kim, ne veriyorsa 5 TL. fazlası benden” diyen…

Göğsünü şişirerek “İki anahtarınız benden” sözü veren…

Çok görüldü…

Ama…

Tavsiye babında…

Vatandaşına “en az üç çocuk yapın!” diye seslenen…

Bi’tek AK Parti oldu…

Bu “tavsiye” start aldığında Türkiye, 2007 yılını karşılıyordu…

O günlerin Başbakanı’nın…

Gerekçesi de hazırdı:

Türk Milleti’nin kökünü kazımak istiyorlar… Eğer nüfusunuzun azalmasını istemiyorsanız, bir ailenin üç tane çocuğu olmalı…”

Tavsiye yıllarca devam etti…

İşe de yaradı…

2000’li yılların ortalarında 68 milyon olan nüfusumuz…

(Genç yaşlarda küçücük azalma olsa da…)

Bugün (2021) itibarıyla…

84 milyona koşuyor…

Ailelere “En az üç çocuk yapın…” tavsiyesinin…

Müthiş sükse yaptığı (2007) o günlerde…

Yoksulluk sınırı 1.180 TL. idi…

Şimdi, 2 bin 590 TL.

***

O gün arka arkaya yapılan bebekler…

Şimdi, büyüdü…

Artık mama yemiyorlar…

Ancaaak…

En az üç çocuk yapmayı teşvik eden slogan…

Hala akıllarda…

“Bir olur garip olur, iki olur rakip olur, üç olur denge olur, dört olur bereket olur, gerisi Allah Kerim...”

***

Gelelim, son üç yıldır bunca sıkıntıya karşın…

O “tavsiye”yi unutmayarak…

Bebek yapmaya devam eden dar gelirli ailelerin durumuna…

Tablo şu:

Sadece baba çalışıyor…

Anne ise…

Arka arkaya gelen üç bebeği ile evde…

Ev kira…

Yüksek rakamlı faturalar yıkım gibi…

Çocuklara süt alacak para yok…

“N’olacak şimdi?” derkeeeen…

Şu oldu…

***

Son üç yıldır, zincir marketlerin raflarını süsleyen…

Bebek mamalarına…

Zam üstüne zam gelince…

Mama hırsızlığı ile başa çıkmak imkansız hale geldi…

Bu acıklı tablo…

Türkiye’deki fakirleşmenin hangi boyutlara geldiğini gösteriyordu…

Güvenlik kilidi önce en pahalı mamalara takılırken…

Kısa süre sonra…

Raflardaki tüm mamalar için uygulanmaya başladı…

***

Aslında, hatırlar mısınız?

2000’li yılların başına kadar…

Bebek mamaları eczanelerde satılırdı…

Bazı firmalar marketlere girme kararı aldı…

Eczacılar haklı olarak isyan etti…

Bebeğin durumuna uygun mamanın kullanılması gerekiyordu…

Bunun için de doktor ve eczacı danışmanlığı şarttı…

Gelgelelim…

Zincir marketlerde bu çok önemli hizmet yoktu…

Bu hassas konuyu yorumlayan…

İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan’a göre…

Bebeğin gelişimi için…

En doğru mama’yı kullanmak gerekiyordu…

Bu nedenle…

Daha çok satmayı değil, “doğru mama”yı kullanmayı tavsiye edecek…

Eczanelerden alışveriş yapmak şarttı…

Kaldı ki…

Eczanelerde hırsızlık adeta imkansız bi’şiydi…

***

Türkiye pazarında yaygın kullanılan…

Dört-beş marka bebek maması var…

300-400 gramlık olanları 65-70 TL.’den başlıyor…

Kiloluk olanları 150-160 TL.’ye kadar uzanıyor…

***

Bitiriyoruz…

Yazarken bile, kalpleri sıkıştıran bir gelişmedir bu…

“En az üç çocuk…” diye diye…

O çocukları büyütecek mamanın…

Çalınmasın diye zincire vurulması…

Aslında…

Vicdanların zincire vurulmasından başka bi’şi olamaz!

Nokta…

Sonsöz: “Vicdanımız yanılmaz bir yargıçtır; taa ki biz onu öldürmedikçe… / Anonim…”