GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
18 Şubat 2018 Pazar

Boşanan aileler ve çocukları

Günümüzde evliliklerin ömrü gittikçe kısalıyor. Tüketici toplumunun toplumumuza kazandırdığı tüketici duygular da maalesef evlilikteki sevgi, saygı, sorumluluk gibi duyguları çabuk tüketmeye başladı.  Geçmiş kuşaklara oranla her şeyin çok hızla değiştiği dünyamızda eş değiştirmek de kanıksanan bir durum olmaya başladı.

Eskiden insanlar aynı işi yaparak, aynı eşle ve aynı yerde yaşayarak bir ömrü geçirirken, şimdilerde, sık iş değiştirmek, sık ev, otomobil yenilemek, her şeyin yenisini arzulamak moda oldu. Otomobiller 2-3 yılda bir yenisi ile değiştirilirken, yeni yapılan apartmanlar, yeni giysiler, yeni ev eşyaları arzulanan yaşam biçimi oldu.

Bu değişimlerle ve kadının çalışıp, para kazanıp, ekonomik özgürlük kazanmasıyla birlikte toplumda bakış açıları değişti ve bu nedenle maalesef boşanmalar artıyor. Bir yandan birçok çift birbirinin zor taraflarına dayanmaya çaba göstermek istemiyor, bir yandan da yaşanmamış başka bir ilişki daha çekici gelebiliyor. Tüketici iş dünyasının ağırlaşan iş koşulları, baskıları, rekabet, çiftlerin eve yorgun ve stresli gelmeleri, ev işlerini yapmakta sorumlulukları paylaşmak istememeleri de bunlara eklenince ilişki tükeniyor.

Tükeniyor da arada çocuk veya çocuklar varsa? İşte orada büyük sıkıntı başlıyor. Çünkü çocuk sahibi ciddi bir sorumluluk ve sevgi gerektiriyor. Yalnızca kendini seven, kendi keyfini düşünen bir erkek veya kadının çocuk sahibi olmaması gerekiyor ama toplumumuzda çocuk sahibi olmayana eksik gözüyle bakıldığından çiftler hazır olmadan çocuk sahibi oluyorlar.

Batı bunu çözmüş, yalnızca kendi keyfini düşünen, çocuk sorumluluğunu almaya hazır olmayan birçok birey çocuk sahibi olmuyor. Tabii arada sorumluluğu düşünmeden çocuk sahibi olanlar var ama bunların sayısı bizim ülkemize göre az. Ülkemizde çok…

Anne-baba hazır değilken dünyaya gelen bebek/çocuk kavga gürültü, kavga gürültü yanında olmuyorsa bile mutsuz enerjisi olan bir evde büyüyor. Daha sonra boşanma geliyor. O çocuğunun arızasız bir psikoloji ile büyümesini nasıl beklersiniz?

Hatta boşanmayan ama mutsuz birçok çift bile “Madem çocuğumuz var, bu evliliği yürütüyoruz, bari evde mutlu bir ortam oluşması için çaba harcayım” demiyor. Hem çocuk/lar hem de anne-baba o mutsuz, gergin ortamda yıllar geçiriyor.

Boşananlarda ise, çocuklar heder oluyor. Anne ve baba arasında sıkışan çocuklar çoğunlukla ağır ihmale maruz kalıyor. Bakımı bir ebeveyne kalan çocuk, sorumluluk, ayrılık acısı ve yalnızlık altında ezilmiş (çoğunlukla anne) ebeveyni ile aynı mutsuz ortamda yaşamaya devam ediyor. Anne ve babası yalnızlıklarını sarıp sarmalamak için derhal başka ilişkilere yönlendikleri için çocuk iyice ihmal oluyor.

Anne çocuğunu ihmal etmemek için başka bir ilişkiye girmese bile bir yandan çocuklarının sorumluluğu, bir yandan iş sorumluluğu, bir yandan yalnızlığı ile boğuşurken yaşam sevincini yitirip evde mutlu bir ortam sağlamakta güçlük çekiyor. Kısacası boşanan veya uyumsuz, mutsuz ailelerin çocuklarının işi çok zor… Önümüzdeki hafta aynı konu ve çözümleri ile devam edeceğim…