GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
13 Ocak 2020 Pazartesi

Bizi ‘tıknefes’ yapan İzmir’in işte bu havası!

Zehirlendiğimizi hissetmiyoruz…

Amma velakin…

Zehirlendiğimizi görüyoruz!

Matrak bi’şi: ancak gerçek bu…

Arabanızla…

Hatay’dan Varyant yoluyla Konak’a inin…

İzmir’in üstündeki…

“Dumanlı Hava Sahası”nın…

Korku filmlerinde olduğu gibi karşınıza çıktığını göreceksiniz…

Elle tutulur bi’şi değil ama seyretmek serbest…

Hafiften üşümeyi göze alıp…

Aracınızın penceresini açın…

Genzinizi yakan o zehirli duman…

Hooop, anında ciğerlerinizde…

İşte…

O andan itibaren artık…

Güçlükle nefes alan…

Kesik kesik soluk almaya başlayan…

Bir “tıknefes” oldunuz demektir…

Ha’di, doğru doktora…

Meret’in ilacı da yok…

Doktor şunu söyleyecek size:

“Mecbur kalmadıkça gece İzmir’de sokağa çıkmayın!”

***

Sebep, yıllardır masanın üstünde…

Nüfus artıyor…

Kentler plansız büyüyor…

Endüstri gelişiyor…

Fabrikalar evlerimizin burnunun dibine geliyor…

Kalitesiz kömür yakıyoruz…

Dolayısıyla hava kirliliği her geçen gün artıyor…

Sizin, bizim sağlığımız kimin umurunda?

***

Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi…

Bu kadim kentin havası…

Sizi, bizi, hepimizi neden ve nasıl zehirliyor; iyi biliyor…

Çünkü, araştırma yapıyor…

İzleme istasyonlarının verilerine göre…

An itibarıyla…

Karşıyaka, Bornova ve Çiğli’de kükürt oranında…

Geçen yıla oranla ciddi yükselme var…

Yani, buraları…

Resmen “Dumanlı Hava Sahası”

***

Biraz açalım, konuyu…

Şu sıralarda İzmir’de süren bir gökdelen tartışması var…

Yaparım resti…

Yaptırmayacağız haykırışı… filan, derken…

Ortaya şu çıkıyor…

Çevre Mühendisleri’ne göre…

Biz İzmirliler…

Hatanın Allah’ını 60-65 yıl önce yaptık…

Körfez’i çevreleyen…

Birinci Kordon’da…

Karşıyaka Yalı’da…

Yüksek binaları “bitişik nizam” inşa ettik…

Aradan su bile geçmiyor…

Hepsi birbirine yaslanıyor…

Adeta birbirinden güç alıyormuş gibi…

O zaman ne oldu?

İzmir’in havasını bir “klima gibi” temizleyen…

“Rüzgar Koridorları” tarihe karıştı…

Kentte kirli havanın hareket edebileceği alan kalmadı…

Bu yanlış bir kentleşmeydi…

Birinci Kordon’daki…

Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’ndaki…

Birbirinden güzel…

İki katlı evlerde yaşamak yerine…

Çoluğa, çocuğa biraz mal-mülk kalsın bahanesiyle…

O sakız evleri yıkıp…

10 katlı 20 daireli apartmanlar yaptık…

Sonuç:

Basit bir “zehir reçetesi” ile kendi sonumuzu hazırladık…

***

Hızlı ve etkili önlemler almazsak…

Bırakın “Şehir Hastanesi” yaratmayı…

Yeni yeni göğüs hastalıkları hastaneleri yapmak zorunda kalacağız…

İzmir’in göbeği yaşanmaz hale gelecek…

Bir kaç yıldır bazı İzmirliler, neden?

Urla’ya, Sahilevleri’ne, Güzelbahçe’ye, Seferihisar’a kaçıyor?

Türkiye’nin üçüncü büyük kentinden kırsala göç’ün tek nedeni…

Temiz hava’da hastalanmadan yaşlanmak!

***

Bak, Aliağa ne halde!

Ağır sanayi bölgesi…

Öyle bir kirletiyor ki, çevresini…

İzmir de bundan nasibini alıyor…

Ciddi sağlık riskleri ile koyun koyuna yaşıyoruz…

Özellikle hamileler…

Çocuklar…

Yaşlılar, hava kirliliğinden müthiş etkileniyor…

Görüyoruz…

Farkında değiliz…

İzmir, hava kirliliğinde…

Geri dönüşü olmayan bir noktaya gidiyor…

Hızlı ve etkili önlemler alınmaz ise…

İzmir yaşanmaz hale gelecek…

Ve sonunda…

“Ha’di gel köyümüze dönelim…” şarkısı…

Gerçek olacak…

***

Bitiriyoruz…

Kentin göbeğine, denizin kenarına…

Vazgeçelim yüksek bina yapmaktan…

Bırakalım…

Körfez’in üstünden gelen mis gibi rüzgar…

Ciğerlerimizi doldursun…

Gün gelecek, belki o rüzgara da hasret kalacağız…

Nokta…

Sonsöz: “Gelecek nesillere bırakacağımız miras, oksijen maskesi olmasın… / Anonim…”