GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
3 Temmuz 2020 Cuma

Birleşik Krallık psikiyatristleri mesleğin kurumsal ırkçılıktan temizlenmesini istedi

The Guardian Gazetesinin haberine göre 100’ün üstünde psikiyatrist sömürgecilik anlayışını ve kurumsal ırkçılığı temizlemek için mesleğin uygulama rehber ve eğitiminin değişmesi gerektiği doğrultusundaki mektubu imzalayıp göreve yeni başlayan Kraliyet Psikiyatristler Koleji Başkanı Dr Adrian James’e iletti.

“Psikiyatriyi sistemik ırkçılıkla baş etme konusunda en öne koyacak hayatta bir kere gelen fırsat” diye başlayan mektup “Psikoloji ve psikoterapi ile paylaştığımız tarihçede hem ayrımcılığın etkilerini görmezden gelmekteyiz, hem de başka kültürleri ilkel olarak etiketlemede, onların sıkıntılarla baş etme yöntemlerini geri kalmış batıl inanç olarak yargılamaktayız” şeklinde devam ediyor.

“Kraliyet Psikiyatristler Kolejinde, önce kendi alanımızı düzene koymalıyız, eğitim müfredatımızdaki, toplumun kıyısında kalmış azınlıklar için kurumsal ırkçılıkla ve sömürge anlayışıyla ilgili yaklaşımları ayıklamalıyız” diyerek İngiltere’deki siyahilerin beyazlardan dört kat daha fazla“akıl sağlığı yasası” altında gözaltına alındığını belirttiler.

Dr Sami Timimi “Ağırlıkla Müslüman olan Doğu Londra’da çalışmaya başladığımda deneyimli bir doktor bana akıl sağlığı konularında genç Müslüman bir kadın için yapabileceğim en iyi şeyin onu kendi kültüründen kurtarmak olduğunu söylemişti” dedi. Steven Lawrence cinayetindeki MacPherson raporuyla polis kuvvetleri kurumsal ırkçılığı dile getirmiş olsa bile akıl sağlığı konusunda bir boşluk olduğunu da belirtti.

Steven Lawrence Güneydoğu Londra’da yaşayan siyahi bir gençti. 1993 yılında, 19 yaşındayken, otobüs durağında beklerken siyahi olduğu için, ırkçı olduğu düşünülen bir saldırıda hayatını kaybetti. İlk soruşturmadan sonra beş kişi gözaltına alındı ancak polis tarafından suçlanmadılar ve serbest bırakıldılar. Lawrence siyahi olduğu için polis tarafından ırkçı bir tutum gösterildiği, beyazların kayırıldığıdüşünüldü. 1998 yılında ailesinin de çabaları sonucunda, Emekli hakim ve eski asker olan SirWilliam Macpherson bir soruşturma açtı, Londra polisini inceledi. (MetropolitanPolice Service)

350 sayfalık rapor sonucunda polis kuvvetinin ırkçı olduğunu, polis kuvvetlerinde kurumsal ırkçılığın var olduğunu ve düzgün liderlikolmadığını saptadı. Rapor, ırkçılığa sıfır hoşgörü gösterilmesini önerdi. Toplamda 70 öneri sundu. Polisin ırkçılık dahil her konuda hesap verebilir konuma getirilmesini istedi.67 adet öneri belirli değişikleri yarattı, yasalar ırkçılığı önleme konusunda değiştirildi.

2011 yılında, ilk başta gözaltına alınıp salıverilenGaryDobson ve David Norris isimli iki kişinin suçlu olduğu ve cinayet işlemeden yargılanmaları gerektiği sonucuna varıldı. 2012 de değiştirilen yasalarla Dobsonve Norris cinayetten hüküm giyebilir duruma geldi ve hüküm giyip tutuklandılar. Hakim “Korkunç ve kötülük dolu bir suç işlediklerini” söyledi. Dobson ve Norris hüküm giydikten sonra dava önem kazandı, yoz polis davranışlarıyla ilgili mihenk taşı oldu. (Aşağıda Lawrence’ın fotoğrafı. İnternetten)

Dr Timimi “Psikiyatri eğitim müfredatında açık ırkçılık yok ancak “normalin ne olduğu” dominant kültürün ölçütleri aracılığıyla belirleniyor ve bu düşünceler diğer ülkelere ihraç ediliyor” diye ekledi. James, İngiliz Milli Sağlık Örgütünde süregelen bir kurumsal ırkçılık olduğunu ve Dr Lade Smith ile Dr RajMohan’ın ırk eşitliği aksiyon planı geliştirdiğini söyledi.

Mohan “Açık ırkçılıkla anlayıp önlem alarak baş edebiliriz. Artık, gözaltına alınan insanların bir kriz anında yardım alamadıkları için gözaltına alınmadığını görmek istiyoruz. Bu, sosyal eşitsizliklerin ve toplumda etiketlenmelerin üstüne gitmek demek, kültürel hassasiyetleri olan hizmetler vermemiz demek, yerel toplumun gereksinmelerine göre tasarlanmış tedavi vermemiz gerek” diye açıkladı.

Bu olumlu gelişmeyi imzalayanlar James’in bağımsız, uzmanlardan oluşan bir komisyon kurarak eğitim müfredatını incelmelerini ve gerekli değişimleri yapmalarını istedi.

The Guardian gazetesi, bu yazının sonunda polis şiddeti ve ırkçılıkla ilgili gerçeklerin, insanlığın, adaletin yanında dimdik durduklarını ekleyip, yıllardır siyahilere ve diğer azınlık etnik gruplara yapılan haksızlıkları dünyaya korkmadan duyurduklarını ekledi. Adaletin gerçeğin ortaya çıkarılması ile başladığını ve onların haberci olarak bunu yapmaya çalıştığını yazdı.

Konunun yalnızca polis şiddeti olmadığını, Korona Virüsü pandemisinde eşitsizliğin çok net ortaya döküldüğünü, azınlık topluluklarını ağır hastalık ve ölümle harap ettiğini, ekonomik sonuçların bu bireylere çok olumsuz döndüğünü söyledi.